24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya saldırı başlatmasının ardından sıkça dile getirilen bir iddiaya göre Pekin, Moskova’nın yolundan gitmeye başlamış ve yakın çevresinde daha saldırgan bir politikaya geçiş yapmıştır.[1] Bunun yanı sıra Moskova’nın Batı’ya karşı kullandığı tezlerden etkilenen ve bu bağlamda Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Asya-Pasifik’e doğru yayıldığını ileri süren Çin[2] hem söylem hem de eylem bakımından Rusya’nın yolundan gitmektedir. Bunun son örneği, 2022 yılının Haziran ayında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in “savaş dışı” askeri operasyonları yöneten yeni bir yönergeyi imzalamasıyla ortaya çıkmıştır.[3]Bu karar, tıpkı Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı gibi, Çin’in de gelecekte Tayvan’a karşı “özel askeri operasyon” adı altında bir müdahale gerçekleştirebileceği endişesine yol açmıştır. Çin’in yakın çevresinde askeri-güvenlik hamleleri yapmaya başladığına dair iddialar, 2021 senesinin Şubat ayında Myanmar’da gerçekleşen askeri darbenin ardından çok daha güçlü bir şekilde dile getirilmeye başlanmıştır.[4]
Yine 2021 yılında Afganistan-Pakistan-Tacikistan-İran ekseninde yaşanan gelişmeler, Çin’in yakın çevresinde bir jeopolitik hat oluşturmaya çalıştığı şeklinde yorumlanmıştır. Bu bağlamda Duşanbe yönetiminin güvenlik alanında Tahran, İslamabad, Kabil ve Pekin’le koordinasyonu sağlamaya çalışması, bu beş aktör arasında de facto bir askeri-güvenlik işbirliği ekseninin oluştuğu şeklinde yorumlanmıştı. Güney Asya’dan başlayan söz konusu hamleler, 2022 yılının Mayıs ayında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Pasifik adaları turuna çıkmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Ardından Wang Yi, aynı senenin Haziran ayında beş Orta Asya devletinin yer aldığı Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılmış ve Temmuz ayının ilk haftasında ise Myanmar, Tayland, Filipinler, Malezya ve Endonezya’yı içerisine alan Güneydoğu Asya ülkeleri turuna çıkmıştır. Tüm bu açılımlar, Çin’in yakın çevre doktrininde değişime gittiğine işaret etmektedir.
Yakın Çevre Doktrini, Rusya’nın Soğuk Savaş sonrası dönemde eski Sovyet ülkelerinde yeniden etkinlik kurmak için kullandığı öğretiyi ifade etmektedir. Benzer bir şekilde Pekin, 1990’lı yıllardan sonra “Çin Ulusunun Büyük Yeniden Uyanışı” sloganı üzerinden dış politikasını geliştirmeye çalışmıştır. 2013 yılında iktidara gelen Şi Cinping döneminde ise Kuşak-Yol Projesi’nin ilan edilmesiyle birlikte dış politikada “Çin Rüyası” söylemi kullanılmaya başlanmıştır. Çin, bu ekonomik yükselişini sürdürülebilir kılmak maksadıyla iktisadi gücünü siyasi ve askeri hamlelerle desteklemeyi amaçlamıştır.
Son 50 yıldır ordusunu modernize etmeye çalışan ve özellikle de deniz gücüne yatırım yapan Çin, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra bu stratejisini değiştirmeye başlamış ve savaş yetenekleri (hibrit savaş) bakımından Moskova’yı örnek almaya odaklanmış olabilir. Daha açık bir ifadeylePekin yönetimi, başka ülkelerin içişlerine karışmama ve egemenliklerine saygı duyma ilkesi doğrultusunda bir dış politika çizgisi uyguluyor olsa da son dönemde Rusya’nın Ukrayna’daki hamleleri, Çin’in fikirlerini değiştirmiş olabilir.Savaşın biçimi, yöntemi, kullanılan taktikler ve savaş sonrası algı yönetimi ve dezenformasyon konularında Çin, Rusya’nın yaptıklarını yakından takip etmektedir. Dolayısıyla Pekin, mevzubahis yöntemleri ilerleyen dönemlerde kendi yakın çevresinde uygulamak için harekete geçebilir.
Ukrayna Savaşı nedeniyle artık eski Sovyet coğrafyası, Rusya’nın kara gücünden daha fazla endişe duymaya başlamıştır. Fakat bölge ülkelerinin Çin karşısında böylesi büyük korkuları bulunmamaktadır. Aslında Çin, istediği takdirde batısındaki ve güneyindeki komşuları Tacikistan, Afganistan ve Pakistan’a yönelik ciddi bir askeri angajman siyasetine başvurabilir. Nitekim böyle bir kapasitesi de vardır. Ancak mevcut konjonktürde bunu tercih etmemektedir. Fakat Rusya’nın Ukrayna hamlesi, Çin’i bu konuda cesaretlendirmiş olabilir. Lakin Pekin, gücünü dünyaya göstermek istiyorsa, yakın çevresinde askeri-güvenlik atılımları gerçekleştirebilir. Cinping’in imzaladığı son askeri kararname de Çin’in bölgedeki komşularına karşı daha agresif davranacağının habercisidir. Zira bu “özel askeri operasyon”, sadece Tayvan’da değil; diğer komşu ülkeler üzerinde de uygulanabilir.
Kısacası Çin’in Rusya’dan öğrendiği en önemli strateji dersi, yakın çevresindeki askeri-güvenlik hamleleri ve bu anlamda kullandığı hibrit savaş yöntemidir. Ancak Çin’in hata yapma ihtimali her geçen gün daha da artmaktadır. Çünkü Pekin yönetimi, geleneksel dış politika prensiplerinden uzaklaşmaya başlamaktadır.
Esasen başka ülkelerin toprak bütünlüklerine ve egemenliklerine bağlılık ilkesi, Çin’in en fazla önem verdiği prensiptir. Lakin Pekin yönetiminin son yıllarda bu çizgiden uzaklaştığı görülmektedir. En basit tabirle İran, Pakistan ve Solomon Adaları’yla yapmış olduğu anlaşmalara, Çinli güvenlik güçlerinin bu ülkelere konuşlandırılmasına dair maddeler eklendiği öne sürülmektedir. Gerekçe olarak da Çin’in ekonomik projelerinin ve Çinli işçilerin güvenliğinin sağlanması gösterilmektedir. Asker konuşlandırma stratejine ek olarak gelinen noktada özel askeri operasyon yönteminin kullanılması da düşünülmektedir. Uygulama sahalarının Tayvan’ın yanı sıra Tacikistan, Afganistan, Keşmir ve Hindistan (Aranuçal Pradeş) olabileceği öngörülebilir.
Bu bağlamda Pekin, yakın geçmişte Pakistan’daki ekonomik yatırımlarını ve bahse konu olan projelerde çalışan vatandaşlarını korumak amacıyla bu ülkede bir güvenlik şirketi kurmayı talep etmiş; ancak İslamabad yönetimi, söz konusu talebi geri çevirmişti.[5] Çin’in benzer talepleri İran, Solomon Adaları, Taliban yönetimindeki Afganistan[6] ve Myanmar[7] gibi ülkelere de yaptığı ileri sürülmektedir. Daha açık bir ifadeyle Çin, Kuşak-Yol Projesi’ni kullanmak suretiyle dünyada askeri bir varlık elde etmeye çalışabilir. Bu kapsamda Çin’in orta ve uzun vadede Kamboçya, Kenya, Tanzanya, Pakistan, Myanmar, Sri Lanka, Kiribati, Solomon Adaları ve Vanuatu gibi ülkelerde askeri üsler kurabileceği tahmin edilmektedir.[8] Çin, bu genişlemesinin gerekçesi olarak Batılı güçlerin ve özellikle de NATO’nun Asya’ya doğru genişlemesini göstermektedir.
NATO’nun yeni stratejik konseptinde Çin’in yükselişini bir tehdit olarak etiketlemesi ve bu anlamda Asya-Pasifik’teki sorunlarla daha fazla ilgilenmeye başlaması da Pekin’i yakın çevresinde daha saldırgan bir politika benimsemeye sevk edebilir. Bu bağlamda Orta Asya ülkelerinden özellikle Kırgızistan ve Tacikistan’ın yanı sıra Afganistan, Keşmir, Myanmar ve Pasifik adaları Pekin’in yeni hedefi olabileceği belirtilmektedir.
Bilindiği gibi, NATO’nun doğuya doğru genişlemesine paralel olarak Rusya daha da saldırganlaşmıştır. Günümüzde ise benzer senaryo, Asya-Pasifik’te Çin için geçerli olabilir. Pekin yönetiminin Ukrayna örneğinden hareketle Tayvan’a yönelik “özel askeri operasyon” başlatabileceği iddiası uluslararası medya kuruluşları tarafından yoğun bir şekilde gündeme getirilmektedir. Dahası bu tarz bir operasyonun ardından Çin’in Afganistan, Tacikistan, Myanmar ve Hindistan üzerinde benzer askeri-güvenlik tedbirleri almak için harekete geçebileceğine de dikkat çekilmektedir. Kısacası Çin’in dış politikadaki devletlerin toprak bütünlüklerine ve egemenliklerine bağlılık ilkelerinin yerini yakın çevresinde daha pro-aktif bir askeri-güvenlik stratejisinin alacağı düşünülmektedir.
[1] “China Is Going to Be More Aggressive After Newly Signed Military Order: Analyst”, The Epoch Times, https://www.theepochtimes.com/china-is-going-to-be-more-aggressive-after-newly-signed-order-analyst_4539866.html, (Erişim Tarihi: 14.07.2022).
[2] “China Says NATO Has ‘Messed up Europe’ and Warns over Role in Asia-Pacific”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2022/apr/29/china-says-nato-is-messing-up-europe-and-warns-over-role-in-asia-pacific, (Erişim Tarihi: 14.07.2022).
[3] “Chinese Leader Xi Jinping Signs New Rules Governing ‘Non-War’ Military Operations”, RFA, https://www.rfa.org/english/news/china/military-rules-06132022153121.html, (Erişim Tarihi: 14.07.2022).
[4] “Uzmanlara göre ABD-Çin Rekabeti Myanmar’daki Darbeyi Tetikledi”, AA, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/uzmanlara-gore-abd-cin-rekabeti-myanmardaki-darbeyi-tetikledi-/2130854, (Erişim Tarihi: 14.07.2022).
[5] “China Disappoints with Pakistan’s Refusal For Opening Security Company in Country”, The Print, https://theprint.in/world/china-disappoints-with-pakistans-refusal-for-opening-security-company-in-country/1023445/, (Erişim Tarihi: 14.07.2022).
[6] “Afghanistan: The Next Frontier for China’s Private-Security Companies?”, IISS, https://www.iiss.org/blogs/analysis/2021/10/afghanistan-the-next-frontier-for-chinas-private-security-companies, (Erişim Tarihi: 14.07.2022).
[7] “India Keeps Close Watch as Wang Yi visits Myanmar”, Economic Times, https://economictimes.indiatimes.com/news/defence/india-keeps-close-watch-as-wang-yi-visits-myanmar/articleshow/92624044.cms, (Erişim Tarihi: 14.07.2022).
[8] “China Wants to Increase Its Military Presence Abroad”, Economist, https://www.economist.com/china/2022/05/05/china-wants-to-increase-its-military-presence-abroad, (Erişim Tarihi: 14.07.2022).