2020 yılı ve sonrası, genç kuşakların hem teknolojik gelişmelerin hem de siyasi ve toplumsal değişikliklerin öncüsü olduğu bir dönemdir. “GenZ” terimi, biyolojik bir yaş grubundan ziyade dijital ağ mantığıyla örgütlenen, hızlı bir şekilde ölçeklenebilen ve lidersiz çalışan yeni bir topluluk grubunu tanımlamaktadır. Nepal’den Fas’a, Madagaskar’dan Latin Amerika’ya kadar uzanan geniş bir bölgede görülen protesto gösterileri, geleneksel örgütlenme yöntemlerinden farklı bir biçimde gerçekleşmekte ve günlük yaşamın adalet duygusuna seslenmektedir. Eğitim, sağlık, işsizlik, yüksek yaşam maliyetleri, kamu hizmetlerine erişimdeki tıkanmalar ve daha fazla hesap verebilirlik talebi ortak temalardır.
Bu küresel dalganın Afrika’daki güçlü izdüşümlerinden biri, son haftalarda Fas’ta meydana gelen gençlik temelli harekettir. Rabat, Kazablanka, Marakeş, Fes, Tanca ve Agadir hattı, taşra ve banliyölere dokunan bir yayılma göstermiştir. Bu noktada örgütlenme teknolojisi önem arz etmektedir. Gençler; TikTok, Instagram ve Discord gibi uygulamalar üzerinden toplanma saatlerini ve yerlerini hızlı bir şekilde belirleyerek kısa sürede yüksek katılımlı toplantılar oluşturabilir.[i] Bu noktada belirtilecek en önemli hususlardan biri de bu sistemin görünen bir liderinin olmamasıdır. Sözcülerin yokluğu, klasik aracılık yöntemlerini kısıtlamakta ve hareket esnekliğini azaltmaktadır. Ancak öte yandan hızlı karar ve görünürlük sağlayabilir. Bu nedenle ani değişimlere yön verilmesi daha kolay olabilir.
Fas bağlamında üç ana talep alanı vardır. İlk eksen, girişimciliği ve genç istihdamı teşvik edecek programların yaygınlaştırılmasıdır. İkinci eksen, eğitim ve sağlık hizmetlerinin kalitesi, erişilebilirliği ve coğrafi dengeye odaklanmaktadır. Günlük hayatın maliyetlerini düşürmek için politika araçlarının somutlaştırılması üçüncü eksendir. Gençler, bu çerçevede 2030 Dünya Kupası’na dönük altyapı yatırımlarını sembolik bir konu olarak görmektedir. Bu noktada asıl mesele spor veya futbol değildir. Asıl konu, kamusal kaynakların öncelik sırasının nasıl belirlendiği ve bunun kırsal, kentsel ve merkez-çevre eksenlerinde nasıl bir etkisi olduğudur. Gençler, temel sosyal hizmetler ile büyük projeler arasında daha dengeli bir kaynak dağıtımı arayışını vurgulamaktadır.[ii]
Söylem ve estetik dil, önceki kuşak protestolarından farklıdır. Pankartların yerine kısa videolar, infografikler, komik görseller ve grafik roman estetiğine yaklaşan görseller kullanılmaktadır. Karmaşık duygu ve mesajlar, pop-kültür referansları tarafından basitleştirilir. Bu melez dil, farklı sosyolojik grupları ortak bir gelecek hayaliyle birleştirir ve ideolojik çatışmaları azaltır. Protesto repertuvarının dijital kısmı, sokağın gerçek sınırlarını genişletmekte ve günlük hayatta ucuz katılım kanalları yaratmaktadır. Bu nedenle hareketin ilerleme olasılığı daha yüksektir. Ancak Fas’ın bölgesel kalkınma gündemi ve istikrar vizyonu, gençlerle kurulan kurumsal diyalog kanallarından olumlu bir şekilde beslenmektedir.
Madagaskar deneyimi ise Fas’takinden çok daha farklıdır. Söz konusu ülkedeki eylemler Afrika’daki gençlik hareketlerinin politik sonuçlar üretme yeteneğine dair önemli dersler vermektedir. Elektrik ve su kesintileri gibi hizmet krizleri ile yolsuzluk iddiaları birleştiğinde halk hızla tepki göstermiştir. Dijital ağlar hızla büyük şehir merkezlerini aşmıştır. Kabine düzenlemeleri ve acil hizmet planları, yönetim tarafından tansiyonu düşürmek için kullanılmış, ancak bu protesto eden gençlik için yeterli gelmemiştir. Ordu içindeki bir grubun da bu eylemlere verdiği destek sonrası Başkan Andry Rajoelina meclisi lağvetmiş ve sonrasında ülkeden kaçmıştır.[iii] Bu örnek, hizmetin sağlanması ile toplumsal rızanın nasıl önemli olduğunu göstermektedir. Ordudaki Harekât, İdari ve Teknik Hizmetler Personel Kolordusu (CAPSAT) adlı grubun komutanı olan Albay Michael Randrianirina’nın başkanlığa geçmesi[iv] sonrası olaylar şu an için duruldu denilebilir. Geçiş sürecinin bu noktada hem gençler hem de genel olarak toplum için iyi yönetilmesi önem arz etmektedir. Sürecin iyi yönetilememesi ve bu bağlamda kısa vadeli girişimler kalıcı bir güven tesisine dönüşmediğinde yeni dalgalar ortaya çıkabilir.
Bu noktada üç temel faktör, GenZ hareketinin Afrika’da yayılma olasılığını açıklayabilir. Birincisi, ekonomi üzerindeki baskının yoğunluğudur. Protesto eşiğinin düşmesi, enflasyon, genç işsizlik ve temel tüketim maliyetlerindeki artışın bir sonucudur. İkincisi, internete erişim yeteneğidir. Ağ-hareketlerinin ölçeği, uygun fiyatlı internet, akıllı telefonların yaygınlığı ve platformların etkileşim kolaylığı nedeniyle artmaktadır. Üçüncüsü, siyaset alanındaki açıklığın durumudur. Barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü yaygınlaştıkça lidersiz hareketler bir çerçeve kazanabilir. Bu üç kriterde Senegal, Kenya ve Tunus öne çıkan ülkelerdir. Gençler Senegal’de demokrasiye katılmak istemekte ve ifade özgürlüğüne büyük önem vermektedir. Kenya’da yaşam maliyetleri üzerindeki değişiklikler de yeni döngülere yol açabilir. Tunus’ta ise ekonomik sıkışıklık ve genç işsizlik, protestolara neden olmaktadır. Bu üç ülke, Fas’ta görülen dijital ağ mantığını hızla kopyalayabilecek sosyolojik ve teknolojik kaynaklara sahiptir.
Gana, Nijerya ve Güney Afrika ise orta ihtimalli bir gruptur. Gana’da gençlerin beklentileri, makroekonomik dalgalanmalar ve dış borç tartışmaları nedeniyle artmaktadır. #EndSARS’ın bir sonucu olarak Nijerya, dijital gençlik mobilizasyonuna aşina bir toplumsal yapıya sahiptir. Eşzamanlı ve tüm ülkeyi kapsayan dalgaların, mekânsal ve bölgesel güvenlik sorunları nedeniyle sınırlandırılması mümkündür. Güney Afrika’da rahatsızlık eşiği, hizmet kesintileri, altyapı sorunları ve yüksek genç işsizliği nedeniyle artmaktadır. Dijital lidersiz hareketlerin yayılması bazen güçlü sendikal gelenek ve kurumsal muhalefet kanallarından kaynaklanmaktadır. Mısır ve Etiyopya gibi yüksek denetim kapasitesine sahip örneklerde yayılma olasılığı daha düşüktür. Çevrimiçi çağrıların sahaya taşınması, internetin kısıtlamaları ve kamusal alanın azalmasından kaynaklanmaktadır.
GenZ dalgasının kültürel kodları, hareketi daha kapsayıcı hale getirmektedir. Popüler kültür sembolleri, mizah ve ironi, gençlerin karmaşık siyasal meseleleri basit, çarpıcı ve paylaşılabilir mesajlara dönüştürmesini daha da kolay hale getirmektedir. Bu dil, katı ideolojilerin yerine basit bir adalet duygusunu öne çıkarmaktadır. Böyle bir çerçeve, geniş kitlelerin yabancılaşmasını ve katılımın maliyetini azaltır. Ayrıca içerik oluşturarak ve yayınlayarak süreçte yer alan gençler de bulunmaktadır. Dijital katılımın bu esnek şekli, protestoların sürekliliğini ve yoğunluğunu sürdürebilir.
Arap Baharı ile ilgili benzerlikler yüzeysel olsa da analitik olarak sınırlıdır. GenZ dalgasının talep yapısı, rejim sorununa odaklanmaktan ziyade yönetişim kalitesini geliştirmeye odaklanmaktadır. Yerel yönetim süreçlerinde daha fazla şeffaflık, daha iyi eğitim, daha fazla iş fırsatı ve daha iyi sağlık hizmetleri beklenmektedir. Bu beklentileri erkenden okuyup politikalarını buna göre düzenleyen devletler, toplumsal güveni hızla artırırlar. Bir gecikme meydana gelirse, ritmik dalgalar ve aralıklı gerilim pencereleri açılır.
GenZ hareketinin siyaset teorisi açısından önemi, katılım biçimlerinin değiştirilmesidir. Temsil araçları sandıkla sınırlı değildir. Günlük mikro-politikalar, hızlı geri bildirim çağrıları ve veri temelli kampanyalar, karar verme süreçlerini değiştiriyor. Siyasi meşruiyet, hükümetin bu çağrıya uyum sağlamasıyla yeni bir performans katmanıyla güçlendirilir. Katı komuta-kontrol refleksleri baskın olduğunda, çevrimiçi alanın esnekliği genişleyerek daha geniş bir tepki evreni oluşturur. Politika yapıcılar, talep setini erken okumak, önceliklendirmek ve ölçülebilir sonuçlarla periyodik olarak raporlamak için yönetilebilir bir yöntem kullanabilir. Bu durum esasında gelen dalganın büyümesini engelleyebilir. Dolayısıyla eylemler daha başlamadan son bulabilir.
Afrika’da toplumsal dönüşümün yönünü belirleyebilecek bir GenZ dalgası söz konusudur. Afrika’daki genç nüfus da dikkate alındığında kıtadaki ülke yönetimlerinin bu gençleri önemsemesi ve onları dinlemesi gerekmektedir. Bu noktada gençlerin kamusal alana yönelik talepleri, yönetimlerin hizmet kalitesi, şeffaflık ve istihdam politikalarını yeniden belirlemesine neden olabilir. Böylece sağlık ve eğitim harcamaları dengelenir, genç girişimcileri destekleyen programlar yaygınlaşır ve kurumsal diyaloga geçilirse protestolar kurumsal diyaloga dönüşebilir. Dijital ağlar, devam eden danışma ve geri bildirim mekanizmaları olabilir. Böyle bir gelişme, kıtanın sosyal istikrarını güçlendirebilir ve genç kuşağın enerjisini potansiyel olarak üretken bir şeye dönüştürebilir. Ancak bu fırsat kaçırılırsa, toplumsal beklentiler giderek artabilir ve siyasette sürekli huzursuzluk döngüleri yeni norm olabilir. GenZ kuşağı, geleceğini inşa etmeye kararlı görünmekte ve bu kararlılık, kıtanın yönetişim kalitesini belirleyecek en önemli faktörlerden biri olabilir.
[i] Mohamed El Amrani, “Manifestations GenZ 212”, Medias24, 7 Ekim 2025, https://medias24.com/2025/10/07/le-mouvement-genz-publie-un-communique-autour-de-lenseignement-de-la-sante-et-de-lemploi/, (Erişim Tarihi: 21.10.2025).
[ii] Aynı yer.
[iii] Nimi Princewill, “Gen Z protesters toppled Madagascar’s president. Should other African leaders worry?”, CNN, 18 Ekim 2025, https://edition.cnn.com/2025/10/18/africa/gen-z-topples-madagascars-president-intl, (Erişim Tarihi: 21.10.2025).
[iv] Aynı yer.
