İtalya’da Meloni Dönemi: Nasıl Bir Gelecek?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

25 Eylül 2022 tarihinde İtalya’da yapılan genel seçimlerde İtalya’nın Kardeşleri (FdI), Kuzey Ligi ve Forza İtalya’dan oluşan sağ koalisyon, yaklaşık %44 oy almıştır. %26 oy alan Giorgia Meloni liderliğindeki aşırı sağcı FdI ise birinci parti olmuştur. Avro krizi, mülteci sorunu, Covid-19 salgını, Rusya-Ukrayna Savaşı ve tüm bunların ekonomik, siyasi, sosyal etkileri, sağ kanadın oy potansiyelini arttırmıştır.

2022 yılının Ekim ayı sonuna doğru yeni bir hükümet kurmak için aday gösterilmesi beklenen ve nihayetinde İtalya’nın ilk kadın başbakanı olacak olan Meloni, kendisini aşırı sağcı olarak değil; vatansever ve geleneksel aile değerlerini savunan bir muhafazakâr şeklinde tanımlamaktadır. Seçim kampanyası boyunca “Ben bir kadınım, ben bir anneyim, ben İtalyanım, ben Hıristiyanım.” söyleminin diğer tüm konuların önüne geçerek kamuda sempati oluşturduğu söylenebilir.

Meloni, İtalya’nın bir Hıristiyan toplumu olduğunu ve böyle kalması gerektiğini belirtmektedir. Bu yüzden de yabancı kültürlerle mücadele edilmesinin zaruri olduğunu savunmaktadır. Bu doğrultuda İtalya’da doğum oranının yükseltilmesi, LGBT’nin yasaklanması, İtalya’ya göçmen akışının durdurulması ve İslam’ın Avrupa için tehdit oluşturduğu argümanlarını kullanmıştır. Dolayısıyla Meloni’nin eçim kampanyasında ulusal kimlik vurgusu ön plana çıkmıştır.

Din, ülke, aile sloganlarını kampanya sürecinde sıklıkla kullanan Meloni, İtalya’nın kurucu üyesi olduğu Avrupa Birliği’yle (AB) ilgili sorgulayıcı bir yaklaşım benimsemektedir. Ulusal çıkarları AB’nin hedeflerinden üstün gören Meloni, AB entegrasyon sürecinde ulus-devletlerin önemli olduğuna inanmaktadır. [1]

Aynı zamanda Meloni, İtalya’nın Fransa ve Almanya’nın kalmayarak daha güçlü bir konuma ulaşması gerektiğini belirtmektedir. AB tarafı da normlara aykırı hareket edebileceği düşüncesiyle Meloni’ye şüpheci yaklaşmaktadır. Nitekim Avrupa Komisyon Başkanı Ursula Von der Leyen, demokratik ilkelerden uzaklaşılması durumunda bazı araçları kullanacaklarıyla ilgili Meloni’ye uyarıda bulunmayı ihmal etmemiştir.[2]

AB’nin, Macaristan’da Viktor Orban Hükümeti’ni AB değerlerine zarar veren bir otokrasi; Meloni’nin ise paralel fikirlere sahip olduğu Orban’ı, seçimleri kazanmış demokratik bir lider olarak tanımlaması,[3]birliğin Meloni’ye yönelik çekinceli yaklaşımında haklı olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla AB içinde ama birlik değerleriyle mücadele eden liderlerin sayısındaki artış, birlik açısından tehdit oluşturmaktadır.

AB için diğer tehdit ise aşırı sağın yükselişidir. Refah Avrupa’sından krizler Avrupa’sına dönüşen kıtada, AB vatandaşları refah seviyelerinin düşüşünden duydukları rahatsızlıkları milliyetçi söylem benimseyen partilere verdikleri destekle göstermektedir. Nitekim yapılan son seçimlerde Fransa’da Marine Le Pen, Almanya’da Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ve İsveç’te İsveç Demokratları’nın aşırı sağcı politikalarıyla oy oranlarını yükselttikleri görülmüştür. Bu nedenle Avrupa’da aşırı sağın yükselmeye devam etmesi, entegrasyondan ulus-devletçiliğe dönüş şeklinde değerlendirilebilir.

Öte yandan Meloni’nin İtalya’daki zaferi, Avrupa’daki diğer aşırı sağ partileri cesaretlendirecektir. Dolayısıyla önümüzdeki yıl seçimlerin gerçekleşeceği İspanya’da aşırı sağcı Vox Partisi’ne FdI’nın başarısı umut verecektir. Elbette İtalya’da Meloni liderliğindeki FdI’ın yükselişi, diğer partilere umut olmanın ötesine de gidemeyebilir. Çünkü ekonomik açıdan kırılgan bir yapıya sahip olan İtalya’nın AB mali desteğine bağımlılığı bulunmaktadır.

Covid-19 salgınının ardından yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşı ve beraberinde gelen enflasyon, enerji ve gıda krizi ve seçim süreci derken; İtalyan ekonomisi birden fazla cephede mücadele etmek zorunda kalmıştır. Uluslararası Para Fonu (IMF), İtalya ekonomisiyle ilgili enerji ve gıda fiyatlarındaki artışın tüketicilerin reel gelirini olumsuz etkileyeceği, yüksek faiz oranları ve güvensiz ortamın özel yatırımları azaltacağı, firmaların planlana göre üretimlerini küçülteceği, devlet ve bankalar için fonlama maliyetinin artacağı gibi[4] iç açıcı olmayan açıklamalarda bulunmuştur. Dolayısıyla İtalya açısından 200 milyar avroluk AB fonu, mevcut süreçte kritik bir öneme sahiptir.

Bu noktada Meloni’nin iki seçeneği bulunmaktadır; ya popülist söylemlerine devam ederek AB’yle çatışmayı seçecek ya da AB fonuna erişmek için yönetim ve adalet sisteminde reformları uygulayarak uzlaşmacı bir siyaset benimseyecektir. Meloni’nin AB bütçe kurallarına uygun hareket edeceği yönünde seçim öncesi yaptığı açıklamalarından[5] hareketle ikinci seçeneği tercih edeceği ve pragmatik bir politika yürüteceği öngörülebilir.

Meloni’nin pragmatik yaklaşımına bir diğer örnek de Rusya-Ukrayna Savaşı’dır. Meloni, bu süreçte Rusya’yı kınarken; Ukrayna Hükümeti’ni koşulsuz desteklemiştir. Atlantikçi anlayışı savunan ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) destekçisi olan Meloni, özgürlükler-otokrasiler savaşında diğer Batılı paydaşlarıyla uyumlu hareket eden bir İtalya vaadinde bulunmuştur.

Meloni’nin koalisyon ortakları Salvini ve Berlusconi ise AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının etkinliğini sorgulamış ve ateşkese varmak için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı daha yumuşak bir yaklaşım içerisinde olmuştur.[6]Salvini ve Berlusconi’nin söylemlerinin yanı sıra sağ partilerin Rusya’yla tarihsel bağları düşünüldüğünde, yeni dönemde Roma-Moskova yakınlaşmasının söz konusu olabileceği endişeleri vuku bulmuştur. Meloni’nin Rusya’nın 30 Eylül 2022 tarihinde Ukrayna’daki dört bölgeyi ilhak etmesine ilişkin bunun yasal ve siyasi bir değerinin olmadığı, Rusya’nın tüm Avrupa’yı tehdit ettiği minvalindeki açıklamaları,[7] Meloni’nin Berlusconi ve Salvini’nin ikircikli yaklaşımında bir denge unsuru oluşturacağı ve dolayısıyla İtalya’nın mevcut Ukrayna politikasının sürdüreceği varsayılmaktadır.

Meloni, “Ukrayna düşerse, büyük kazanan sadece Putin’in Rusya’sı değil; aynı zamanda Şi’nin Çin’i olacak ve Avrupa kendisini Çin etkisi altında bulma riskiyle karşı karşıya kalacak.”[8] şeklindeki ifadeleriyle, Ukrayna’ya destek verilmesi gerektiğinin altını çizerken; İtalya için Rusya ve Çin’in aynı ölçüde tehdit oluşturduğunu belirtmiştir. Oysa İtalya, Mario Draghi döneminde sonlandırılan Çin’in Kuşak Yol Projesi’nde Batılı ülkeler arasında liderliği üstlenmiş; bu işbirliği kapsamında Çin’in İtalya alt yapısına yönelik çeşitli yatırımları olmuştur.[9] Beş Yıldız Hareketi başta olmak üzere, bazı politikacılar tarafından İtalya ekonomisini canlandırmak için Çin pazarının ekonomik fırsatlarından faydalanılması gerektiği hatırlatılmıştır.[10] Ancak belirtildiği üzere, Meloni döneminde İtalya-Çin ilişkilerinin Atlantikçi anlayışın gölgesinde şekilleneceği anlaşılmakta ve Batı ittifakı içinde Roma’nın zayıf bir halka olmayacağı anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak Meloni, popülist söylemleriyle aşırı sağı destekleyen tabanı ikna etmeyi başarmış ve konjonktürün de etkisiyle Avrupa’da yükselen aşırı sağ dalgasına ivme kazandıracak bir zafer elde etmiştir. Meloni, yaptığı açıklamalarla bu zaferden endişe duyan kesimleri yatıştırmaya çalışan bir duruş sergilemektedir. Ancak başbakanlığı döneminde sağ siyasetten uzaklaşıp uzaklaşmayacağı; pragmatik mi yoksa ideolojik mi davranacağı konusundaki muğlaklık, kabinenin belirlenmesiyle netlik kazanacaktır.


[1] Alissa Pavia, “Which Giorgia Meloni will Washington get?”, Atlantic Council, https://www.atlanticcouncil.org/blogs/new-atlanticist/which-giorgia-meloni-will-washington-get/, (Erişim Tarihi: 04.10.2022).

[2] “EU’s Von Der Leyen Delivers Veiled Warning To Italy’s Right Wing”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/eus-von-der-leyen-delivers-veiled-warning-italys-right-wing-2022-09-23/, (Erişim Tarihi: 04.10.2022).

[3] Federica Pascale, “Italy’s Meloni Backs Orbán, Says Hungary İs ‘Democratic’”, Euractiv, https://www.euractiv.com/section/politics/news/italys-meloni-backs-orban-says-hungary-is-democratic/, (Erişim Tarihi: 04.10.2022).

[4] “Italy: Staff Concluding Statement of the 2022 Article IV Mission”, Internatıonal Monetary Fund, https://www.imf.org/en/News/Articles/2022/05/19/italy-staff-concluding-statement-of-the-2022-article-iv-mission,(Erişim Tarihi: 04.10.2022).

[5] Angelo Amente, Giselda Vagnoni, Crispian Balmer, “Italy’s Meloni Says Public Finances Will Be Safe İn Her Hands”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/exclusive-italys-meloni-says-public-finances-will-be-safe-her-hands-2022-08-25/, (Erişim Tarihi: 04.10.2022).

[6] “Italy’s Lurch To The Right Triggers Diplomatic Storm On Eve Of Election”, Politico, https://www.politico.eu/article/italys-lurch-to-the-right-triggers-international-furore-election-vladimir-putin-silvio-berlusconi-matteo-salvini-ursula-von-der-leyen-decent-people/,(Erişim Tarihi: 04.10.2022).

[7]“Italy’s Meloni Slams Russia After Ukraine Annexations”, Daily Times, https://dailytimes.com.pk/1005808/italys-meloni-slams-russia-after-ukraine-annexations/, (Erişim Tarihi: 04.10.2022).

[8] Ludovica Meacci, “Italy’s Right Is Torn on Ukraine but United on China”, Foreign Policy, https://foreignpolicy.com/2022/09/27/italy-china-russia-right/, (Erişim Tarihi: 05.10.2022).

[9] “BRI Shouldn’t Fall Victim To Italy’s Current Political Atmosphere”, Global Times, https://www.globaltimes.cn/page/202209/1276262.shtml, (Erişim Tarihi: 05.10.2022).

[10] Nicola Casarini, “Italy’s China Card in EU-US Relations”, The diplomat, https://thediplomat.com/2020/12/italys-china-card-in-eu-us-relations/, (Erişim Tarihi: 05.10.2022).

Gamze BAL
Gamze BAL
Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Akabinde Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda başladığı yüksek lisans eğitimini “1992 Sonrası Avrupa Birliği’nin Filistin-İsrail Sorununa Yaklaşımı” başlıklı teziyle tamamlamıştır. 2021-2022 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Avrupa Birliği Anabilim Dalı’nda doktora ders dönemini tamamlamıştır. Halihazırda Bal, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam etmektedir. İleri derecede İngilizce bilen Bal’ın başlıca çalışma alanları, Avrupa Birliği, güvenlik, etnik çatışmalar ve çatışma çözümü yöntemleridir.

Benzer İçerikler