Analiz

Kazakistan’ın Transit Stratejisi ve AB ile Denge Arayışı

Kazakistan, çok yönlü dış politikası sayesinde jeopolitik rekabetin kesişim noktasında bağımsız manevra alanı oluşturabilmektedir.
AB ile geliştirilen stratejik ortaklıklar, Kazakistan’ı enerji ve lojistik güvenliği açısından bölgesel bir denge unsuruna dönüştürmektedir.
Astana yönetimi, Rusya’yla yapısal bağlarını korurken, Batı’yla kurumsal yakınlaşmayı sürdürebilen nadir bir Avrasya aktörü olarak konumlanmaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Uluslararası düzlemde küresel kutuplaşmanın arttığı ve bölgesel etki alanlarının yeniden tanımlandığı bir dönemde Kazakistan, dış politikasında sergilediği çok yönlü stratejiyle dikkat çekmektedir. Ne Batı Bloğuna tam angajman ne de Rusya merkezli bir bağımlılık üzerinden ilerleyen bu yaklaşım, ülkeye manevra alanı kazandırmakta; Kazakistan’ı hem Avrupa hem Avrasya bağlamında özerk bir aktör haline getirmektedir. Özellikle Avrupa Birliği (AB) ile geliştirilen ilişkiler, bu stratejik otonomi arayışının önemli bir yansımasıdır. Astana yönetimi, Rusya’yla yapısal ittifaklarını göz ardı etmeden, Batı’yla işbirliği zeminini geliştirmeye çalışmakta; bu bağlamda kriz yönetimi ve denge siyasetini aynı anda uygulayabilmektedir.

Bu denge siyasetinin en belirgin tezahürlerinden biri, AB’nin Rusya’ya karşı 2024 yılında uygulamaya koyduğu 16. yaptırım paketi sonrası yaşanmıştır. Ust-Luga gibi Rus limanlarına getirilen kısıtlamalar, Kazakistan’ın Avrupa’ya gerçekleştirdiği kömür ihracatını dolaylı biçimde sekteye uğratmıştır. Ancak Kazakistan’ın diplomatik girişimleriyle, 2025 yılında yürürlüğe giren 18. yaptırım paketine Kazakistan menşeli ve yaptırıma tabi olmayan kurumlara ait kömür için sınırlı transit geçiş istisnası eklenmiştir. Bu hamle, Astana’nın doğrudan cepheleşmeden fayda merkezli müzakere yeteneğini ortaya koymuş; Rusya’yı dışlamadan, Avrupa’yla stratejik çıkarlarını maksimize etme becerisini yansıtmıştır.[1]

Söz konusu istisna yalnızca sembolik değil, ekonomik olarak da son derece kritiktir. 2022 yılında Kazakistan’ın kömür ihracatının yüzde 45’i, 2023 yılında yüzde 54’ü, 2024 yılında yüzde 51,8’i AB ülkelerine gerçekleştirilmişken; 2025 yılının ilk beş ayında bu oran yüzde 38,5’e gerilemiştir. Yeni düzenlemeyle birlikte bu düşüşün durdurulması ve ihracatın istikrar kazanması hedeflenmektedir. Ancak AB, bu muafiyetin suistimal edilmemesi için sıkı denetim mekanizmaları geliştirmiş; kömürün menşei ve mülkiyetine dair sert sertifikasyon süreçleri öngörmüş; herhangi bir dolaylı Rus kazancı tespitinde muafiyetin derhal iptal edileceğini açıklamıştır.[2] Bu durum, Avrupa’nın yaptırım uygularken dahi Kazakistan gibi tarafsız kalmayı başaran aktörlere karşı daha esnek ve seçici yaklaştığını göstermektedir.

Bu süreçte yalnızca ekonomik değil, diplomatik temaslarda da önemli adımlar atılmıştır. Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Arman İsetov ve AB’nin Kazakistan Büyükelçisi Aleska Simkic arasında gerçekleşen görüşmede, özellikle Semerkant Zirvesi’nde varılan mutabakatların uygulanması, sürdürülebilir ekonomik kalkınma, ulaşım koridorlarının güçlendirilmesi ve yeşil enerji projeleri öne çıkmıştır. Bu görüşmeler, Kazakistan’ın AB nezdinde yalnızca bir enerji tedarikçisi değil, bölgesel istikrar ortağı olarak konumlandırıldığını göstermektedir. Aynı dönemde Glencore gibi çok uluslu şirketlerin Kazakistan’daki madencilik yatırımlarına ilgisini yinelemesi de dış politikadaki çok yönlü açılımların ekonomik yansımalarını desteklemektedir.

Bu bağlamda Kazakistan’ın AB’yle enerji işbirliğini çok taraflı yapılar aracılığıyla genişletme çabaları, yeşil diplomasi alanında da kendisini göstermektedir. Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan’ın ortak girişimiyle kurulan Green Corridor Union LLC, Orta Asya’dan Avrupa’ya uzanacak devasa bir yeşil enerji köprüsünü hayata geçirmeyi hedeflemektedir. Bu projede Kazakistan hem üretici hem transit ülke konumunda olup Hazar’ın altından geçecek iletim hatlarıyla Romanya üzerinden AB enerji ağına bağlanacaktır. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Küresel Geçit Stratejisi’ne uyumlu bu girişim, yalnızca enerji arz güvenliğini değil, bölgesel işbirliği modelini de dönüştürücü potansiyele sahiptir.[3]

Bununla birlikte Kazakistan, çok yönlü dış politikasında Rusya’yla ilişkilerini keskin biçimde sınırlandırma yoluna gitmemekte; aksine stratejik iletişim ve işbirliğini sürdürmektedir. 8 Ağustos 2025 tarihinde Moskova’nın yaptığı açıklamaya göre Vladimir Putin, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) özel temsilcisiyle gerçekleştirdiği diplomatik görüşmelerin detaylarını Cumhurbaşkanı Kasım-Cömert Tokayev’e bizzat iletmiştir. Bu iletişim, Kazakistan-Rusya ilişkilerinde hâlen yüksek düzeyde stratejik koordinasyonun sürdüğünü ve AB-Rusya çatışmasında Kazakistan’ın arabulucu değilse bile bağlantılı bir gözlemci pozisyonunu koruduğunu göstermektedir.[4]

Bu stratejik temasların enerji alanındaki yansıması ise Kazakistan’ın ilk nükleer santral projesiyle somutlaşmaktadır. 8 Ağustos 2025 tarihinde Almatı bölgesinde Rosatom işbirliğiyle başlatılan saha çalışmaları, en az 50 derin sondaj kuyusunun açılmasını ve 11 yıl sürecek bir inşaat sürecini kapsamaktadır. 14-15 milyar dolarlık maliyetle tamamlanacak tesis, Kazakistan’ın enerji bağımsızlığını artırmasının yanı sıra ülkenin nükleer teknoloji kapasitesini geliştirme yönünde de önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.[5]

Dış politikada dijital dönüşüm ve ekonomik modernizasyonu da dış ticaret diplomasisine entegre eden Kazakistan, 2025 itibarıyla e-ticaretin perakende içindeki payını yüzde 14,1’e çıkarmış; bu oranın 2030 yılında yüzde 20’ye ulaşması hedeflenmiştir. Ulusal e-ticaret stratejisi, mevzuat reformu, dijital okuryazarlık, modern lojistik ve adil rekabet ilkelerine dayanmaktadır. Bu çerçevede Pakistan’la imzalanan e-ticaret mutabakatı, ülkenin dijital diplomasi alanındaki bölgesel konumunu güçlendirmiştir.[6]

Turizm sektörü de Kazakistan’ın hem ekonomik çeşitlenme hem de kamu diplomasisi açısından öne çıkan bir boyut haline gelmiştir. 2024 yılında 15,3 milyon yabancı turistin ziyaret ettiği ülke, Almanya başta olmak üzere AB ülkeleriyle kültürel etkileşim alanını genişletmiş; 2,6 milyar doları aşan turizm geliri kaydedilmiştir. Baykonur gibi simgesel mekânların bilimsel-endüstriyel turizme açılması, sürdürülebilir ve kapsayıcı turizm politikalarının AB normlarıyla entegre edildiğini göstermektedir. Schengen vize başvurularındaki artış ise ilerleyen dönemde AB’yle vizeli serbestlik veya kolaylık görüşmelerinin önünü açabilecek bir dinamik yaratmaktadır.[7]

Rusya’yla ticari ilişkiler de korunmaya devam etmektedir. 11 Haziran 2025 tarihinde Astana’da düzenlenen Uluslararası Ticaret Forumu kapsamında Kazakistan Ticaret ve Entegrasyon Bakanlığı ile Rusya Perakende Ticaret Şirketleri Derneği (AKORT) arasında imzalanan mutabakat, iki ülke arasında ekonomik entegrasyonun yasal ve teknik boyutlarını kurumsallaştırmıştır. Bu anlaşma, Kazakistan’ın ekonomik düzeyde çok taraflılık ilkesini yalnızca AB değil, Avrasya Ekonomik Birliği çerçevesinde de sürdürdüğünün göstergesidir.[8]

Güvenlik alanında ise AB’yle olan kurumsal diyaloglar önemli bir boyut kazanmıştır. 11 Temmuz 2025 tarihinde Duşanbe’de düzenlenen 12. Yıllık Yüksek Düzeyli AB-Orta Asya Siyaset ve Güvenlik Diyaloğu toplantısında terörle mücadele, sınır güvenliği, dezenformasyonla mücadele, siber tehditler ve su kaynaklarının paylaşımı gibi çok boyutlu konular ele alınmıştır. Aynı çerçevede düzenlenen AB-Orta Asya Terörizmle Mücadele Diyaloğu da bölgesel güvenlik konularında Kazakistan’ın AB’yle ortak hareket kabiliyetini ve kurumsal entegrasyonunu göstermektedir.[9]

Kısa vadede (2025–2027) Kazakistan’ın çok yönlü dış politikasının, özellikle AB’yle enerji ve dijitalleşme temelli işbirliklerinde kurumsallaşmaya evrilmesi beklenmektedir. “Green Corridor Union” girişimi çerçevesinde Avrupa’yla bağlantılı yeşil enerji hatlarının teknik altyapısı hızla gelişebilir; bu durum Kazakistan’ı yalnızca enerji tedarikçisi değil, enerji geçiş güvenliğinin sağlayıcısı konumuna taşıyacaktır. Öte yandan Avrupa’nın uyguladığı yaptırımların hassas dengeleri içinde transit geçiş istisnaları gibi düzenlemelerin siyasî pazarlık konusu olmaya devam etmesi muhtemeldir. Bu süreçte Kazakistan’ın AB’yle ilişkilerini ekonomik büyüme ve lojistik merkez olma hedefleri doğrultusunda derinleştirerek dış politikasında Batı eksenli kurumsal açılımları artıracağı öngörülebilir.

Orta ve uzun vadede (2027–2030), Kazakistan’ın Rusya’yla ilişkileri yeni bir sınavdan geçebilir. Rusya’nın Avrasya coğrafyasındaki nüfuzunu daha da pekiştirme yönündeki politikaları, Kazakistan’ın bağımsız dış politika çizgisiyle çelişebilir. Özellikle nükleer enerji işbirliği üzerinden artan Rus teknolojik etkisi, Astana’nın Batı’yla olan stratejik dengesini gölgeleme potansiyeli taşımaktadır. Bu bağlamda Kazakistan’ın Rosatom projesine paralel biçimde Batı teknolojileriyle desteklenen alternatif enerji yatırımlarına yönelmesi; hem Moskova hem Brüksel nezdinde daha “dengeleyici” bir profil oluşturmasına katkı sağlayabilir. Ancak bu durum, Kazakistan’ın daha fazla diplomatik baskıyla karşı karşıya kalabileceği anlamına da gelmektedir.

Kazakistan, çok yönlü dış politikası sayesinde küresel rekabetin çakıştığı bir coğrafyada manevra alanı yaratabilen az sayıdaki aktörden biridir. AB’yle yürütülen işbirliklerinin enerji, dijital ekonomi, güvenlik ve turizm gibi çok sayıda alana yayılması, ülkenin kurumsal kapasitesini ve uluslararası meşruiyetini artırmaktadır. Ancak bu kazanımların sürdürülebilirliği, Kazakistan’ın hem Rusya hem Batı’yla kurduğu ilişkilerde hassas dengeyi koruma becerisine bağlıdır. Önümüzdeki dönemde Astana’nın karşılaşacağı en büyük sınav, bu dengeyi yalnızca korunabilir değil, aynı zamanda yönlendirilebilir kılmak olacaktır. Bu da diplomatik esneklik kadar iç yapısal reformların ve kurumsal istikrarın derinleştirilmesini de zorunlu kılmaktadır.

[1] Vusala Abbasova, “EU Grants Kazakhstan Transit Exemption for Coal Through Russian Ports”, Caspian News, https://caspiannews.com/news-detail/eu-grants-kazakhstan-transit-exemption-for-coal-through-russian-ports-2025-7-31-0, (Erişim Tarihi: 08.08.2025).

[2] “Kazakhstan and EU Reach Agreement on Coal Transit Despite Sanctions on Russia”, Nova News, https://www.agenzianova.com/en/news/kazakhstan-ue-intesa-con-lue-per-il-transito-del-carbone-nonostante-le-sanzioni-alla-russia-2, (Erişim Tarihi: 08.08.2025).

[3] Rushana Aliakbarova, “A New Energy Bridge: Azerbaijan, Uzbekistan, and Kazakhstan Unite for a Green Corridor to Europe”, Euronews, https://www.euronews.com/business/2025/07/15/a-new-energy-bridge-azerbaijan-uzbekistan-and-kazakhstan-unite-for-a-green-corridor-to-eur, (Erişim Tarihi: 08.08.2025).

[4] Mikhail Mettsel, “Putin Obsudil s Tokayevym Khod Dialoga s SSHA po Uregulirovaniyu na Ukraine”, TASS, https://tass.ru/politika/24736791, (Erişim Tarihi: 08.08.2025).

[5] “Stroitelstvo Pervoy AES Nachalos v Kazakhstane”, Interfaks, https://www.interfax.ru/world/1040235, (Erişim Tarihi: 08.08.2025).

[6] “Kazakhstan Targets 20% E-Commerce Share by 2030”, The Times of Central Asia, https://timesca.com/kazakhstan-targets-20-e-commerce-share-by-2030/, (Erişim Tarihi: 08.08.2025).

[7] Xhoi Zajmi, “Unlocking Kazakhstan, the Next Frontier for EU Tourism”, Euractiv, Ehttps://www.euractiv.com/section/politics/news/unlocking-kazakhstan-the-next-frontier-for-eu-tourism, (Erişim Tarihi: 08.08.2025).

[8] “Assotsiatsiya Reteylerov iz RF Podpisala s Mintorgom Kazakhstana Memorandum o Sotrudnichestve”, TASS, https://tass.ru/ekonomika/24197251, (Erişim Tarihi: 08.08.2025).

[9] “YES – Tsentralnaya Aziya: v Dushanbe Sostoyalos’ 12-ye Zasedaniye Dialoga Vysokogo Urovnya po Voprosam Politiki i Bezopasnosti”, Predstavitelstvo Yevropeyskogo Soyuza v Tadzhikistane, https://l24.im/tais, (Erişim Tarihi: 08.08.2025).

Ergün MAMEDOV
Ergün MAMEDOV
Ergün Mamedov, 2020 yıllında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler tezli yüksek lisans bölümüne kabul almış ve 2022 yılında tezini başarıyla savunarak mezun olmuştur. Eğitimine hâlihazırda 2022 yılında başladığı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler ana bilim dalında doktora öğrencisi olarak devam etmektedir. Gürcistan vatandaşı olan Ergün Mamedov, ileri düzeyde Gürcüce, orta düzeyde İngilizce ve başlangıç düzeyinde Rusça bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Güney Kafkasya ve Türk Dünyası coğrafyaları merkezli güncel diplomasi gündemi ve siyasî tarihtir.

Benzer İçerikler