Moldova’da Enerji Krizi: Rusya Doğalgazı Politik Araca Dönüştürecek mi?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

23 Ekim 2021 tarihinde Gazprom temsilcisi Sergey Kupliyanov, Moldova’yı doğalgazı kesmekle tehdit etmiştir. Kupliyanov, doğalgaz kesintisinin yaşanmaması için Moldova’nın Gazprom’a olan borcunun tamamını ödemesi ve 1 Aralık 2021 tarihinde yeni bir anlaşma imzalaması gerektiğini belirtmiştir. Kupliyanov’un açıklamasından bir gün önce ise Moskova ile Kişinev arasında iki gün süren ve neticeye ulaşamayan bir görüşme yapılmıştır. Görüşmede Rusya, Moldova’nın belirlenen tarihte yeni doğalgaz anlaşmasını imzalamasını ve 700 milyon dolar olan borcunu ödemesi durumunda doğalgaza %20 indirim yapmayı teklif etmiştir. Moldova ise ödeme için maddi kaynağının olmadığını belirterek doğalgaz fiyatlarında %50 indirim istemiştir.

Tüm bu görüşmeler yaşanırken Moldova Parlamentosu ise ülkede enerji krizi yaşandığını bildirerek 22 Ekim 2021 tarihinden 20 Kasım 2021 tarihine kadar olağanüstü hâl ilan etmiştir. Ayrıca Ukrayna’dan 15 milyon metreküp doğalgaz desteği istemiştir.

Kuşkusuz Avrupa’da yaşanan doğalgaz fiyatlarındaki ani artışlar, Moldova’yı da etkilemiştir.  Zira Rusya ile Moldova arasında yapılan anlaşmada belirtilen doğalgaz fiyatlarının bir kısmının petrol fiyatlarına bir kısmının da borsa fiyatlarına bağlı olması, Moldova’ya da yansımıştır. 2021 senesinin başlarında 1000 metreküp doğalgazı 127 dolardan alan Kişinev yönetimi, Eylül ayında 550 dolardan, Ekim ayında da 800 dolardan almaya başlamıştır. Doğalgaz fiyatlarının ani artışı, Rusya ile Moldova arasındaki doğalgaz anlaşmasının 30 Eylül 2021 tarihinde sona ermesine rağmen 1 Aralık 2021 tarihine kadar uzatılması ve bu tarihin de yaklaşması, Moskova-Kişinev ilişkilerinde krize yol açabilir.

Moldova ile Rusya arasında doğalgaz konusundaki sorun, fiyat meselesiyle sınırlı değildir. Kişinev yönetimine göre, Moskova’nın talep ettiği doğalgaz borcunun büyük kısmı Moldova’dan bağımsızlığını ilan eden ve Kremlin’in himayesi altında olan Transdinyester bölgesine aittir. Transdinyester konusu, Sovyetler Birliği’nin yıkılışından günümüze kadar Moldova ile Rusya arasındaki en büyük sorunlardan biri olmuştur.

Transdinyester noktasında Moldova bir ikilem içindedir. Çünkü Kişinev, Transdinyester üzerinde egemenlik iddiasında bulunduğu için hukuken bölgenin borçlarını ödemek durumundadır. Diğer yandan filli olarak bölgeyi kontrol edememesi ve Moldova hukukunun bölgede işlemiyor olması, Transdinyester’in sorumluluklarını üstlenmek istememesine gerekçe yaratmaktadır. Dolayısıyla Kişinev’in Moskova’yla münasebetlerinde Transdinyester, “özel durum” niteliğindedir. Rusya’nın bu soruna taraf olması nedeniyle Moldova, doğalgaz anlaşmasına ilişkin hassasiyet beklemektedir.

Rusya’nın Transdinyester bölgesiyle ilgili “özel durumu” göz önünde bulundurarak anlaşmak istememesi ve Gazprom’un Moldova’yı doğalgazı kesmekle tehdit etmesi ise Kremlin’in siyasî amaçlarıyla ilgilidir. Her ne kadar Gazprom, uluslararası bir şirket olarak ticari çıkarlarını güttüğünü ileri sürse de Rusya’nın kontrolündedir ve zaman zaman bir dış politika aracı olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda Moskova’nın Kişinev’i tehdit etmesi, Kremlin’in Moldova politikasıyla sınırlı kalmamakta; Avrupa’nın politikalarını etkileme hedefi de barındırmaktadır.

Rusya-Moldova hattında yaşanabilecek krizin Avrupa’yı ilgilendirdiğini gösteren birkaç neden vardır. İlk olarak belirtilmelidir ki; doğalgaz fiyatlarının yükselişi, Avrupa’nın enerji politikalarının sonucudur. Moldova’da doğalgaz fiyatlarının altı kat artmasının ve Rusya karşısında zor durumda kalmasının nedeni de Avrupa kaynaklıdır.

İkincisi, 2020 senesinde seçilen Moldova Hükümeti’nin Rusya karşıtı, Avrupa yanlısı politikalar izlemesidir. Zira Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Moskova ile Kişinev arasındaki en büyük sorunlardan biri de Moldova’nın Rusya’dan uzaklaşarak özelde Romanya’yla ve genelde de Batı’yla bütünleşmeyi dış politika hedefi olarak belirlemiş olmasıdır. Zaman zaman Batı ile Rusya arasında dengeli bir politika gütmek isteyen iktidarlar gelmişse de hiçbir hükümet, Rusya’ya daha yakın olmak istememiştir. Dolayısıyla Moldova’nın Rusya’yla sürdürdüğü ilişkiler, Transdinyester bölgesinin durumu ve Moskova’ya olan bağımlılık gibi zorunlu nedenlerden kaynaklanmıştır. Nitekim Rusya’nın Transdinyester’i desteklemesi Kişinev’i ve Moldova’nın dış politika öncelikleri ise Moskova’yı rahatsız etmektedir.

Üçüncüsü, 2014 yılında Ukrayna ve Gürcistan gibi Moldova’nın da Avrupa Birliği’yle (AB) Ortaklık Anlaşması imzalamış olmasıdır. Bu anlamda Moskova yönetiminin Moldova’yla ilgili alacağı kararlar, AB’yi de ilgilendirmektedir. Birlik, Rusya’nın baskıcı politikalarına karşı Moldova’yı koruması gerektiğine inanmaktadır.

Kısacası Moldova’da yaşanacak herhangi bir krizin AB’yi de ilgilendireceğini bilen Moskova, bunu Avrupa’daki çıkarları için kullanmaya çabalamaktadır. Enerji alanında Rusya’nın Avrupa’daki en büyük amaçlarından biri, Kuzey Akım-2 Doğalgaz Boru Hattı’nın çalışmaya başlatılmasıdır. Rusya’nın ikinci amacı ise Gazprom’un Avrupa’da tekel olmasını engelleyen Avrupa Parlamentosu’nun kararını değiştirmektir.

Kuzey Akım-2 Boru Hattı Projesi’nin faaliyetlerini 2019 yılında başlatmayı planlayan Moskova, henüz bu hedefine ulaşamamıştır. Avrupa Parlamentosu’nun aldığı kararlar, ABD’nin yaptırımları, Polonya ve Baltık ülkelerinin itirazları, Almanya’nın kararsızlığı ve AB’nin endişeleri, Rusya’nın bu yöndeki hedeflerine engel olmuştur.

Avrupa’da yaşanan enerji krizi ise Rusya’nın hedeflerine ulaşması için bir fırsat olmuştur. Moldova’nın da daha önce Rusya’yla imzaladığı doğalgaz anlaşmasının sona ermesi ve Moskova’nın fiyat konusundaki taleplerini karşılayacak ekonomik güçten yoksun olması, Rusya’nın enerji konusunda Avrupa’yla yürüttüğü pazarlıkta elini güçlendirmektedir. Fakat Moldova’da olduğu üzere Avrupa’da ortaya çıkan enerji krizinin sunduğu fırsattan yararlanarak hem Moldova’ya hem de Avrupa’ya baskı uygulaması, uzun vadede Moskova açısından riskler taşımaktadır.

Rusya’nın enerji alanında yaşanan gelişmeleri siyasî çıkara dönüştürmeye çalışması, öncelikli olarak Moskova yönetiminin enerji alanında güvenilirliğini azaltacaktır. Dahası enerji tüketicisi ülkeleri, Rusya’ya alternatif kaynak arayışına itecektir. 2000’li yıllarda Ukrayna’da olduğu gibi kış aylarında Rusya’nın doğalgaz kesintisine gitmesi sonucu ülkede enerji krizinin halka yansıması, Moldova’yı Rusya’dan daha fazla uzaklaştıracaktır. Kişinev, Gazprom’a olan bağımlılığını azaltmak için alternatif kaynaklara yönelecektir. Ukrayna ve Romanya’yla yakın münasebetlere sahip olan Moldova’ya, Rusya’ya karşı Polonya ve diğer Doğu Avrupa ülkeleri de destek verecektir.

Neticede 1 Aralık 2021 tarihinde Rusya ile Moldova arasında doğalgaz anlaşması imzalanıp imzalanmayacağı şimdilik belirsizliğini korumaktadır. Lakin doğalgaz fiyatlarında yaşanan krizin, Rusya-Moldova ve Rusya-Avrupa ilişkilerinde sorunlara yol açmaya başladığı açıktır.

Dr. Sabir ASKEROĞLU
Dr. Sabir ASKEROĞLU
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlayan Dr. Sabir Askeroğlu, yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda almıştır. Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tamamlayan Dr. Askeroğlu, çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yapmıştır. Başlıca ilgi alanları, Avrasya çalışmaları ve Rus dış politikası olan Dr. Askeroğlu, iyi derecede Rusça ve İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler