Rusya’nın Orta Asya politikası ile Afganistan’daki çıkarları birbirini tamamlamaktadır. Orta Asya’da Afganistan’la komşu üç ülke vardır. Bunlar; Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan’dır. Rusya için ikilem veya zorluk oluşturan nokta, Özbekistan ve Tacikistan’ın Afganistan Meselesi’ne bakışlarının birbirinden farklı olmasıdır. Özbekistan, Taliban’la ilişkilerini sürdürerek Afganistan kaynaklı radikal grupların ülkesine ve Orta Asya’ya sızmasını engellemeye çalışırken; Tacikistan’ın Taliban’a karşı mücadele eden bir noktada konumlandığı görülmektedir. Moskova yönetimi ise genel anlamda Afganistan’daki istikrarsızlığın Orta Asya’ya sıçraması ve bölge devletleriyle olan ekonomik, siyasi ve güvenlik ilişkilerini zedelemesinden endişe duymaktadır. Buradan hareketle ilk aşamada Özbekistan’ın ve ardından Tacikistan’ın Rusya açısından stratejik öneminden bahsetmek gerekirse şunlardan söz edilebilir.
Özbekistan
Rusya’nın Özbekistan’a yaklaşımı, öncelikle jeostratejik çerçeveden ele alınabilir. Söz konusu ülke, Afganistan üzerinden güvenli bir şekilde Hint-Pasifik bölgesine transit geçişi sağlamayı hedeflemektedir.Bu yüzden Taşkent, Taliban’la ilişkilerini olumlu bir seviyede tutmaya çalışmaktadır. Afganistan’a insani yardımlar sağlayan Özbekistan, bunun karşılığında bölgesel güvenliğin garanti altına alınmasını arzulamaktadır.Bununla birlikte Taşkent’in Afganistan politikası, Moskova’nın bölgedeki çıkarlarını da etkilemektedir.
Afganistan özelinde bakıldığında, Rusya’nın Özbekistan’a olan ilgisi artmaktadır. Bunun temel sebebi, Tacikistan’ın aksine; Rusya’nın Özbekistan’da askeri üssünün olmamasıdır. Elbette bu durum, Rusya’nın güvenlik temelli kaygılarını arttırmaktadır. Daha açık bir ifadeyle Kremlin, Afganistan’daki dini grupların Özbekistan üzerinden hem Orta Asya’ya hem de kendi sınırlarına tehdit oluşturmasından kaygılanmaktadır.Dolayısıyla Moskova, Taşkent’le yakınlaşmak istemekte ve radikal örgütlere karşı askeri alandaki işbirliğini genişletmeyi arzulamaktadır. Fakat Taşkent’in Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ne (KGAÖ) üye olmayı sürekli ertelemesi, Rusya’nın bölgede askeri nüfuzunu artırmasının önündeki önemli bir engel olarak görülmektedir.
Halbuki Rusya’nın bölgede artan Çin etkisini dengelemek adına KGAÖ’nün askeri faaliyetlerini artırmayı planladığı söylenebilir. Bu doğrultuda Moskova’nın Afganistan kaynaklı tehditleri önleyebilmek ve Çin’i dengeleyebilmek adına Özbekistan’la askeri işbirliğini arttıracağı ve sınır bölgesinin güvenliğine ağırlık vereceği öne sürülebilir. Bu bağlamda Rusya’nın Özbekistan’a KGAÖ’ye tekrar üye olması noktasındaki baskılarını arttıracağı da söylenebilir. Zira Çin, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) dönem başkanlığını üstlenen Özbekistan ve çerçevesindeki askeri-güvenlik hamlelerini gittikçe artırmaktadır.
Rusya’nın bahse konu olan rekabette Özbekistan’ı kendine yanına çekmeye çalışacağı ve bu ülke üzerinden bölgesel güvenliği tesis etmeye çalışacağı ifade edilebilir. Diplomatik kanallarla kurulan markaj sayesinde Moskova, Taşkent’in kendisi dışındakibölgesel ve küresel aktörlerle siyasi ve ekonomik işbirliği geliştirmesini önlemeye ya da en azından kontrol altında tutmaya çalışacaktır.Örneğin Özbekistan’ın Taliban’la temasları, Rusya’yı Orta Asya politikası bağlamında tedirgin edebilir. Buna ek olarak Taşkent’in henüz KGAÖ’ye üye olmaması da Rusya’nın Afganistan politikasını şekillendirmesini zorlaştırmaktadır. Zira Taşkent’in KGAÖ’ye üye olması, aynı zamanda Afganistan’a yönelik dış politikasını da etkileyecektir. Çünkü Taliban, Özbekistan’ın KGAÖ’ye üye olma ihtimalini kaygı verici bir gelişme şeklinde nitelendirmektedir. Bu yüzden de taraflar arasında gerginliklerin yaşanabileceği öngörülebilir. Özbekistan, bir yandan Rusya’yla askeri işbirliği yapmak suretiyle bölgesel güvenliği tesis etmeye çalışırken; diğer taraftan da Taliban’la diplomatik temaslarda bulunmaktadır.
Tacikistan
Tacikistan’ın Afganistan’da Taliban karşıtı ekseni desteklediği sıkça dile getirilmektedir. Duşenbe’nin bu tutumu nedeniyle Tacikistan Hükümeti ile Taliban yönetimi arasındaki gerginlik devam etmektedir. Afganistan’da köktendinci gruplardan kaynaklanan tehditler bir taraftan Tacikistan’ı rahatsız ederken; diğer taraftan Rusya’nın bölgeye müdahil olabilmesi noktasında Moskova yönetimine bir fırsat sunmaktadır. Bir diğer ifadeyle, Rusya’nın Afganistan’daki istikrarsızlığı sebep göstererek hem Özbekistan hem de Tacikistan’daki askeri ve siyasi nüfuzunu genişletmeye çalıştığı iddia edilebilir.
Özbekistan örneğinde olduğu gibi, Rusya’nın Orta Asya bağlamında Tacikistan’a yönelik askeri faaliyetleri giderek güçlenmektedir. Bu askeri işbirliği, Duşenbe’nin Moskova’ya daha fazla bağlanmasına yol açmaktadır. Rusya’nın Afganistan’a yönelik politikası çerçevesinde Tacikistan’daki askeri çalışmalarını arttırması, yalnızca bu ülkeyle sınırlı kalmamakta ve Orta Asya ülkelerini de etkilemektedir. Yani Moskova, Orta Asya politikasını Tacikistan üzerinden güçlü bir şekilde gerçekleştirmek isteyebilir. Buna ek olarak Çin’in gelecekte hem Tacikistan’daki hem de Orta Asya’daki askeri varlığını artırma riski halen mevcuttur. Rusya, Taliban’ın yükselişine karşı güvenlik önlemleri aldığını ileri sürmektedir. Ancak bu varlığının esas sebebi, artan Çin etkisini sınırlandırmak olabilir.Moskova yönetimi, başta Pekin olmak üzere bölgesel rakiplerinin ve diğer küresel aktörlerin Tacikistan üzerinden Orta Asya’nın diğer bölgelerine nüfuz etmesini önlemeye çabalamaktadır.
Tacikistan ise bölgesel güçler arasındaki siyasi dengeyi sağlamak maksadıyla çok taraflı işbirliği geliştirmeye ve Afganistan’la olan sınırının güvenliğini sağlamak için askeri faaliyetlerine ağırlık vermeye özen göstermektedir. Rusya, Tacikistan’daki askeri çalışmalarının yanı sıra eğitim alanındaki faaliyetlerini de artırmaktadır. Bu anlamda Moskova bir taraftan askeri nüfuzunu güçlendirirken; diğer taraftan da Tacikistan’daki genç nesillere Rus dili ve kültürünü aşılamaya yönelik girişimlerde bulunmaktadır. Bu bağlamda Moskova’nın finanse etmesiyle Tacikistan’da Rus okulları ve Rusça dil sınıfları oluşturularak bu kültür tekrar canlandırılmak istenmektedir.
Afganistan bağlamında artan Tacikistan-Taliban gerginliği, Rusya ve Çin başta olmak üzere küresel ve bölgesel güçlerin rekabetini etkilemektedir. Rusya, Taliban’la mücadeleyi bahane göstererek Afganistan siyasetini Tacikistan üzerinden yönlendirmeye çalışabilir ve bu ülkedeki askeri faaliyetlerini genişletebilir. Rusya’nın KGAÖ tatbikatları ve askeri eğitim desteği kapsamında Tacikistan’da eğittiği binlerce askerin bölgesel istikrara ne kadar katkı sağlayacağı ise soru işaretidir.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından ilk yurtdışı ziyaretini Tacikistan’a gerçekleştirmesi, Duşenbe’nin Moskova nezdindeki önemini ortaya koymaktadır. Bu ise Ukrayna’dan sonra Rusya’nın odağını Tacikistan bağlamında Orta Asya ve Afganistan’a kaydıracağına dair düşüncelere yol açmaktadır. Mevzubahis durum da Rusya-Çin arasındaki rekabetin bu sefer Tacikistan-Afganistan ekseninde hız kazanacağına işaret etmektedir.
Sonuç olarak Afganistan jeopolitiği göz önüne alındığında, Rusya’nın birincil olarak güvenlik ve ardından ekonomik açıdan Özbekistan ve Tacikistan’la etkileşim kurmaya ihtiyacı vardır. Bunu, Çin’le yaşanan jeopolitik rekabet bakımından da değerlendirmek mümkündür. Afganistan bağlamında Yeni Büyük Oyun’un başladığı sıkça dile getirilmektedir. Bu aktörlerden biri de Çin’dir. Özbekistan ve Tacikistan’da etkinlik kuran aktör, devamında Afganistan ve Orta Asya’nın sorunlarını da kontrol edebilecektir. ŞİÖ Dönem Başkanlığı görevini üstlenen Özbekistan, Afganistan kaynaklı güvenlik sorunlarının çözümüne de önderlik etmektedir. Bu krizde Tacikistan, Taliban karşıtı cepheyle kurduğu ilişkiler bakımından kazanılması gereken kritik bir aktör konumundadır. Bu anlamda Tacikistan’ı kazanan aktör, Afganistan’ın geleceğine de büyük oranda yön verecektir. Rusya’nın söz konusu jeopolitik rekabetin dışında kalması ise yalnızca Çin’in değil; Hindistan ve diğer bölgesel aktörlerin güç kazanmasına sebebiyet verecektir. Pekin ve Yeni Delhi’nin Afganistan’a yönelik ilgisini artırdığı bir dönemde Rusya’nın Özbekistan ve Tacikistan’daki varlığı, Rus karar alıcılar tarafından bu güçler karşısında bir denge sağlayıcı faktör olarak değerlendirilmektedir.