Analiz

Savaş ve Çatışmaların Çevreye Olumsuz Etkileri

AB’deki askeri harcamaların karbon ayak izi, yılda en az 14 milyon otomobilin emisyonuna eşdeğerdir.
Savaş ve çatışmalar, insanlığa verdiği doğrudan etkilerin yanı sıra çevreye de kalıcı zararlar vermektedir.
Çevreye verilen bu zararlar, gelecek nesiller için arzulanan “daha yaşanabilir bir dünya” fikrini her geçen gün daha da zora sokmaktadır.

Paylaş

Savaş ve çatışmalar; asker ve masum sivillerin kaybı, yaralanıp sakat kalması, evini terk ederek daha huzurlu veya çatışmanın olmadığı bölgelere gitmek zorunda kalması gibi insanlığa verdiği doğrudan etkilerin yanı sıra çevreye de kalıcı zararlar vermektedir. Çevreye verilen bu zararlar, insan hayatını doğrudan etkilemese de gelecek nesiller için arzulanan “daha yaşanabilir bir dünya” fikrini her geçen gün daha da zora sokmaktadır. 

Diğer tüm sektörlerin olduğu gibi silahlı kuvvetlerin de sera gazı artışına önemli ölçüde katkısı vardır. Savaş faaliyetlerini yürütmek için kullanılan savaş araç-gereçleri, yüksek miktarda fosil yakıt tüketerek her yıl küresel sera gazı emisyonlarına %5,5’luk bir katkı sağlamaktadır.[i] Savaş ve çatışmaların çevreye yönelik verdiği zararlardan geçmişe dair örnekler vermek gerekirse, 1980-1988 yılları arasındaki İran-Irak Savaşı’nda her iki ülkenin başta birbirlerinin petrol kaynaklarına ve dolayısıyla çevreye verdikleri  zararın, bu savaşa kadar olan dönemde örneğinin bulunmadığı belirtilmektedir.[ii] ABD’nin Afganistan işgalinin ise 2001-2018 döneminde 257 milyon aracın yıllık karbondioksit emisyonuna eşdeğerde olan 1,2 milyar ton sera gazı emisyonuna neden olduğu tahmin edilmektedir.[iii]

Konuyla ilgili olarak daha güncel savaş ve çatışmalar ele alınacak olursa, 2022 yılında başlayan ve halen devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı ile birlikte küresel silah endüstrisi, Soğuk Savaş mantığını andıran silahlanma yarışını yeniden canlandırmış ve başta NATO ülkeleri olmak üzere, dünya askeri harcamalarında bir artış meydana getirmiştir. Gelecek dönemde NATO üyesi ülkelerin 2025 zirvesinde alınan karar gereği milli bütçelerinin %5’ini savunmaya ayırma zorunluluğunun, bu artışı daha da hızlandıracağı değerlendirilmektedir. Sadece AB’deki askeri harcamaların karbon ayak izi, yılda en az 14 milyon otomobilin emisyonuna eşdeğer olarak hesaplanmış[iv] olup bu sayıya elde edilemeyen Rusya ve Ukrayna verileri dahil değildir. 

Rusya ve Ukrayna’nın birbirine yaptığı saldırılarda hedef aldıkları mühimmat ve akaryakıt depoları, kimya sanayi ve petrol rafinerileri ile barajlar gibi askeri ve endüstriyel altyapılarda oluşan yangın ve patlamalar büyük miktarlarda zehirli gaz salınımına yol açarak halkın kurşun ve cıva gibi hava kirliliği türleri ile çeşitli gıda ve su kaynaklı hastalıklara maruz kalmalarına sebep olmuştur.[v]

İsrail-Hamas çatışmasıyla ilgili olarak ise çatışmanın ilk 60 gününde İsrail’in askeri harekâtında görev alan jet uçakları, tank ve diğer askeri araçlarla atılan bomba ve roketlerden kaynaklanan emisyonların iklim maliyeti en az 150.000 ton kömüre eşdeğerdir. Bu miktar, dünyanın iklime en duyarlı 20’den fazla ülkesinin yıllık karbon ayak izini aşmaktadır.[vi]Yine aynı çalışmaya göre, Gazze’deki yaklaşık 100.000 hasarlı evin modern inşaat uygulamaları kullanılarak yeniden inşa edilmesinin karbon maliyeti en az 30 milyon metrik ton sera gazına neden olacaktır.[vii]

Bunun yanı sıra çatışmanın başlamasından yaklaşık bir ay kadar sonra Babül Mendep Boğazı yoluyla Kızıldeniz’den Süveyş Kanalı’na ulaşmaya çalışan İsrail bağlantılı savaş gemilerine Husilerce yapılan saldırılar sonrası Asya-Avrupa arasındaki deniz ticareti için bu rotayı kullanan Evergreen, Maersk, Hapag-Lloyd, CMA CGM gibi büyük denizcilik şirketlerinin filolarındaki gemileri Ümit Burnu rotasına yönlendirmesiyle birlikte artan yaklaşık 3000 millik mesafe, karbon emisyonunda %30-35’lik bir artışa neden olurken,[viii] çatışmanın ilk dört ayında aylık 3,4 milyon ton ilave CO₂ salınımı gerçekleşmiştir.[ix] Bu durum, denizcilik şirketlerinin karbon ayak izlerinde önemli bir artışı temsil ederken Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) 2050 yılında gerçekleşmesi hedeflenen “Net sıfır taahhütlerinin”[x]karşılanmasını da büyük oranda zora sokmuştur. Ayrıca artan yakıt kullanımı, kükürt ve nitrojen-oksit emisyonlarında artışa yol açarken, bu da hava kirliliğini ve özellikle kıyı bölgelerindeki sağlık risklerini beraberinde getirmiştir.

Konunun bir diğer çevresel boyutu ise Kızıldeniz’deki Husi saldırılarından sonra tehlikeli kargo veya ham petrol taşıyan ve hasar alan veya batan gemilerin olumsuz çevresel etkileri olarak öne çıkmaktadır. Mart 2024 tarihinde yaklaşık 21.000 metrik ton gübre taşıyan Belize bayraklı kuru yük gemisi M/V Rubymar’ın Husi saldırıları sonrası aldığı hasarlar sonucu kargosuyla birlikte batması,[xi] konuya yönelik ilk örnek olarak verilebilir. Bir diğer örnek, taşıdığı kömür yüküyle Temmuz 2024 tarihinde batırılan M/V Tutor, bir diğeri ise Ağustos 2024 tarihinde 150.000 ton Irak ham petrolü taşıyan Yunan bayraklı bir petrol tankeri olan M/T Sounion’a Husi isyancıları tarafından yapılan saldırı olarak gösterilebilir.[xii]Saldırıdan sonra geminin 25 kişilik mürettebatı tahliye edilmiş ve gemide çıkan yangınlar söndürdükten birkaç ay sonra da gemi güvenli bir demir yerine çekilerek taşıdığı ham petrol, Süveyş yakınlarındaki bir diğer tankere transfer edilmiştir.[xiii] Bahse konu geminin batması halinde şu ana kadar gerçekleşen ve tarihteki en büyük çevre felaketlerinden biri olan ve 1989 yılında Alaska açıklarında batarak 11 milyon galon petrolün denize karışmasına neden olan Exxon Valdez tanker kazasının yol açtığı deniz kirliliğinden dört kat daha büyük bir felakete açabileceği belirtilmiştir.[xiv]

Konuya yönelik son iki örnek, Temmuz 2025 tarihinde arka arkaya batırılan M/V Magic Seas, ve M/V Eternity C gemileri olup bunlardan ilki yine gübre taşırken diğeri ise BM Dünya Gıda Programı için Somali’nin Berbera şehrine insani yardım kargosu teslimatını gerçekleştirmiş ve boş olarak geri dönmekteydi. Hasar alan gemilerin yakıt sızıntısıyla batan gemilerin yakıt tanklarının zamanla korozyona uğrayarak denize yayılacak olan yakıt, Kızıldeniz’deki doğal yaşama, balık nesline ve de bölge ülkelerinin turizm gelirlerine büyük olumsuz etkiler yaratacaktır.

Yukarıda açıklanan ve denizel kirliliğe neden olan saldırıların yanı sıra hem çevre hem de gemi insanları açısından olumsuz etki yaratan bir diğer örnek de 17 Nisan 2025 tarihinde ABD’nin Kuzey Yemen’deki kritik bir yakıt limanı olan Ras Isa’ya düzenlediği hava saldırıları olarak verilebilir. Bahse konu saldırının ardından petrol türevlerinin Kızıldeniz ve çevre sulara sızdığı ve böylece ekolojik bir felaket riski yarattığı bildirilmiştir.[xv]

Sonuç olarak savaş ve çatışmaların diğer olumsuz etkilerinin yanında çevresel olumsuz etkilerinin, çatışma bölgelerinde yaşayan insanların sağlığı, deniz canlıları ile balıkçılığın sürdürülebilirliği ve gelecek nesiller için hedeflenen “daha yaşanabilir dünya” açısından olumsuz etkileri göz önüne alınarak kamuoyunda sıklıkla gündeme getirilmek suretiyle diplomatik çözümün zorlanması gerektiği değerlendirilmektedir. 


[i] Parkinson, S., & Cottrell, L. (2022). Estimating the Military’s Global Greenhouse Gas Emissions. Scientists for Global Responsibility and Conflict and Environment Observatory.

[ii] Basu, J. (2021). Geopolitics in Environmental Discourse. P. K. Sikdar (Ed.), Environmental Management: Issues and Concerns in Developing Countries (ss. 323-330). Springer International Publishing. https://doi.org/10.1007/978-3-030-62529-0_15

[iii] How the War in Ukraine Affects the Fight against Climate Change, KATO, https://katoikos.world/analysis/how-the-war-in-ukraine-affects-the-fight-against-climate-change.html, (Erişim Tarihi: 15 Eylül 2025).

[iv] Parkinson, S., & Cottrell, L. (2024). Under The Radar: The Carbon Footprint of Europe’s Military Sectors. European Parliament.

[v] Rawtani, D., Gupta, G., Khatri, N., Rao, P. K., & Hussain, C. M. (2022). Environmental damages due to war in Ukraine: A perspective. Science of The Total Environment, 850, 157932. https://doi.org/10.1016/j.scitotenv.2022.15793

[vi] Otu-Larbi, F., Neimark, B., Bigger, P., Cottrell, L., & Larbi, R. (2024). A Multitemporal Snapshot of Greenhouse Gas Emissions from the Israel-Gaza Conflict. Social Science Research Network. https://doi.org/10.2139/ssrn.4855947

[vii] Aynı yer.

[viii] Balcı, G., How Red Sea attacks on cargo ships could disrupt deliveries and push up prices – a logistics expert explains, 2023, The Conversation, https://tinyurl.com/yc3cfb97, (Erişim Tarihi: 15 Eylül 2025).

[ix] Red Sea crisis causes 14m extra tonnes CO2 – like 9m cars’ output, 2023, Inverto, https://tinyurl.com/582fd53b, (Erişim Tarihi: 15 Eylül 2025).

[x] IMO MEPC 83 approves net-zero framework, 2025, Safety4Sea, https://safety4sea.com/imo-mepc-83-approves-net-zero-framework/, (Erişim Tarihi: 15 Eylül 2025).

[xi] Ghobari, M., Ship sunk by Houthis threatens Red Sea environment, Yemen government and US military say, 2024, Reuters, https://www.reuters.com/world/freighter-rubymar-has-sunk-red-sea-yemen-internationally-recognised-government-2024-03-02/, (Erişim Tarihi: 15 Eylül 2025).

[xii] Kowalenko, C., Greek Tanker Sounion Towed to Safe Anchorage After Houthi Attack, 2024, Greek City Times, https://greekcitytimes.com/2024/09/16/greek-sounion-safe/, (Erişim Tarihi: 15 Eylül 2025).

[xiii] Sounion’s crude oil transfer successfully completed near Suez, 2024, Safety4Sea, https://safety4sea.com/sounions-crude-oil-transfer-successfully-completed-near-suez/, (Erişim Tarihi: 15 Eylül 2025).

[xiv] Houthis Attack Two More Tankers in Red Sea, Sparking Fears of Environmental Catastrophe, Foundation for Defense of Democracies (FDD), https://www.fdd.org/analysis/2024/09/03/houthis-attack-two-more-tankers-in-red-sea-sparking-fears-of-environmental-catastrophe/, (Erişim Tarihi: 15 Eylül 2025).

[xv] Sameai, S., Fırat, E., Husiler, ABD’nin hedef aldığı Ras İsa Limanı’ndan Kızıldeniz’e petrol sızıntısı olduğunu bildirdi, 2024, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/husiler-abdnin-hedef-aldigi-ras-isa-limanindan-kizildenize-petrol-sizintisi-oldugunu-bildirdi/3549665, (Erişim Tarihi: 15 Eylül 2025).

Emekli Deniz Albay Dr. Ferhan ORAL
Emekli Deniz Albay Dr. Ferhan ORAL
1972 yılında Denizli’de doğdu. 1994 yılında Deniz Harp Okulu’ndan mezun oldu. Deniz Kuvvetleri’ndeki 24 yıllık kariyeri süresince değişik denizaltı gemileri ve karargahlarda görev yaptı. Karargâh görevleri arasında Bosna-Hersek AB Gücü Sivil-Asker İş Birliği Başkanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı Plan Prensipler Başkanlığı, Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargâhı (SHAPE) ve Çokuluslu Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi bulunmaktadır. Sosyoloji alanında yüksek lisans ve Denizcilikte Emniyet, Güvenlik ve Çevre Yönetimi alanında doktora derecesine sahiptir. Milli hakemli dergilerde yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. Araştırma ve çalışma alanları arasında deniz güvenliği, NATO ve AB savunma politikaları bulunmaktadır. İngilizce ve temel seviyede Fransızca bilmektedir.

Benzer İçerikler