Tacikistan-Kırgızistan İlişkilerinin Önündeki Engel: Sınır Sorusu

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Tacikistan-Kırgızistan ilişkilerini belirleyen en önemli konu sınır anlaşmazlığı sorunudur. Bu sorun, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından beri devam etmektedir. Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında bölge ülkeleri, sadece kendi aralarındaki sınır sorunları bağlamında değil; aynı zamanda iç politikalarında ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlar da yaşamıştır. Bahsi geçen sorunlar, komşular arasındaki ilişkilere de yansımıştır. Sınır ihtilaflarının çözümü ya imkânsız olmuş ya da ileri bir zamana ertelemiştir. Bu meselelerin devam etmesi zaman zaman sınır gerginliklerine ve çatışmalara sebebiyet vermiştir. Sınır çatışmaları ülkeler arasındaki ilişkileri de olumsuz etkilemiştir. Tacikistan ile Kırgızistan arasındaki 987 km’lik ortak sınırın sadece yarısı üzerinde anlaşmaya varılabilmiştir. Yaklaşık %70’e yakın sınır bölgelerinde ise tartışmalar devam etmektedir.

Kriz Bölgeleri ve Çözüm Arayışları

Çatışmalar, belirli noktalarda ortaya çıkmaktadır. Kırgız köylerinin Ak-Sai, Kok-Taş, Semerkant, Tacik Çorku ve Surh bölgelerinde ve Tacikistan’ın topraklarına tek bir bağlantıyla bağlanan Voruh anklavı çevresinde dönem dönem çatışmalar yaşanmaktadır.

Sınır bölgesinde yaşayan Kırgız ve Taciklerin karşılıklı iddiaları uzlaşma sürecini sekteye uğratmaktadır. Artan nüfus, ekilebilir arazi eksikliği, su kaynaklarının azlığı ve yerel ulaşım altyapısı üzerindeki tartışmalar meselenin çözümünü zorlaştırmaktadır. Ayrıca ilgili yerlerin kime ait olduğuna dair belirsizlik de temel sorunların başında gelmektedir.  Buna ek olarak, sınır bölgelerinde ortaya çıkan suç grupları, sınır noktaları üzerindeki kontrolü kendi ellerine almaya çalışmaktadır. Bahse konu olan durum, problemlerin çözümünü daha da zorlaştırmaktadır. İki ülke arasındaki sınırda yaşanan gerginlikler, çoğu zaman can kayıplarıyla neticelenen çatışmalara neden olmaktadır.

Duşanbe ve Bişkek, uzun yıllardır sınır sorununu çözmeye çalışmaktadır. Taraflar, devlet sınırlarının belirlenmesi konularında hükümetler arası bir komisyon oluşturmuştur. 2000’li yılların başından beri bu konu üzerinde müzakereler yapılmaktadır. Toplantılar, her iki ülkenin ilgili kurumlarından uzmanların katılımıyla yılda üç veya dört kez yapılmaktadır. Toplantılarda her iki komşu ülkenin temsilcileri de Sovyet döneminin çeşitli belge ve haritalarına atıfta bulunmaktadır.

2019 yılının Temmuz ayında Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ve dönemin Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, ilk kez doğrudan tartışmalı bölgelerde bir araya gelmiştir. Bu görüşmede, “Basitten karmaşığa” doğru sorunların ele alınması konusunda anlaşmaya varılmış ve yerel sakinlerin bu mutabakat sürecine uymaları gerektiği çağrısında bulunulmuştur. Bazı konularda taraflar arasında mutabakat sağlansa da sınırda yaşanan gerginlikler silahlı çatışmalara dönüşebilmektedir. Son yıllarda yaşanan çatışmalar, geçmişe göre daha şiddetli olmaya başlamış ve daha fazla can kaybına yol açmıştır.

12-13 Nisan 2020 tarihlerinde Kırgız Sınır Teşkilatı, Batken bölgesinin Leilek ilçesine bağlı Selkan bölgesinde Tacik askerlerinin ateş açması nedeniyle çatışmalar çıktığını söylemiştir. Bu olaylardan bir sene sonra, 2021 yılının Nisan ayında Ak-Say, Ak-Tatır ve Semerkant gibi sınır bölgelerinde çıkan silahlı çatışmada her iki taraftan da yaklaşık 20 kişi hayatını kaybetmiştir. Yaklaşık 150 kişi de yaralanmıştır. Tacikistan, bu olaylar esnasında sınıra ağır silahlar sevk ederek Kırgızistan’a saldırması sonucu bir bölgeyi ele geçirmiştir. Sınırda bulunan askeri kışlayı da kullanılmaz hale getirmiştir. Yakın dönemin en şiddetli çatışmalarından biri olan 2021 çatışmaları her iki ülkeyi savaşın eşiğine getirdiği söylenebilir. Taraflar arasında yapılan doğrudan müzakereler sonrasında ise gerginlik azalmış ve problemler geçici olarak dondurulmuştur.

27 Ocak 2022 tarihinde ise Kırgız-Tacik sınırında yeni bir gelişme yaşanmıştır. Tacikistan tarafı, Batken ilçesinin Tort-Koço yerleşkesinin Batken-İsfana otoyolunu kapatma kararı almış ve bunun ardından söz konusu gelişmeyi engellemeye çalışan Kırgız Sınır Güvenlik Güçleri arasında silahlı çatışma yaşanmıştır. Bişkek, bu olayları Duşanbe yönetimi tarafından önceden planlanmış bir girişim olarak yorumlamıştır. Karşılıklı suçlamaların ardından Kırgız ve Tacik yetkililer, 28 Ocak 2022 tarihinde İsfar kentinin Surh yerleşmesinde görüşme gerçekleştirmiştir. Taraflar arasında yapılan görüşmelerin ardından ateşkes sağlanabilmiştir. Üzerinde uzlaşılan konular şöyle sıralanabilir:

  • Tam bir ateşkesin sağlanması
  • Silahların kışlalara geri çekilmesi
  • Batken-Isfana yolunun trafiğe açılması
  • Çatışmaları önlemek için Kırgızistan ve Tacikistan Kolluk Kuvvetleri’nin sınır bölgelerinde ortak devriye gezmesi

Ayrıca taraflar sınır bölgelerinde çıkan çatışmaları tespit etmek için ortak komisyon kurulması konusunda da anlaşmışlardır.[1] Hem Kırgızistan hem de Tacikistan, müzakerelerin devam etmesinin daha büyük çatışmaların önüne geçeceğini düşünmüştür. Bu yüzden de tarafların oluşturduğu heyetler, bir araya gelmeye devam etmiştir. 12 Mart 2022 tarihinde Tacikistan Guliston-Avtodorozhny Kontrol Noktası’nda toplantı düzenlenmiştir. He iki ülkenin sınır güvenliğinden sorumlu temsilcilerinin katılımıyla yapılan görüşmelerin ardından da bazı konularda anlaşmaya varıldığı açıklanmıştır. Bu konular aşağıda yer almaktadır:

  • Taraflar, iki ülkenin sınır bölgelerindeki olayların önlenmesine yönelik çabaların koordinasyonuna ilişkin hükümetlerarası anlaşmaları ve protokolleri uygulamak amacıyla katı önlemler almayı kabul etmişlerdir.
  • İki ülkenin sınır temsilcileri, provokasyon yaşanmaması için askerlerin karşılıklı olarak yapıcı davranmasını kabul etmektedir.
  • Tarafların sınır temsilcileri, sürekli iletişim halinde olacaktır. İki ülkenin askeri personelinin de yasal düzenlemelerin gerektirdiği durumlar dışında silah kullanması yasaktır.
  • Tüm askeri personel, Kırgız-Tacik sınırındaki sınır muhafızlarının davranış çizgisinin gerekliliklerine uymakla yükümlüdür.

Heyetler arası görüşmenin ardından Batken ve Sughd Bölge Temsilcileri, ayrı bir görüşme gerçekleştirerek sınır bölgelerinde yaşayanların ekonomik faaliyetleriyle ilgili konuları ele almıştır. Dahası Kırgızistan’ın Batken Özel Temsilcisi, görüşmelerde “sınır bölgelerinde insansız hava araçlarının (İHA) kullanımının yasaklanması” meselesinin de yapılan görüşmelerde gündeme geldiğini açıklamıştır.

16 Nisan 2022 tarihinde Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sayın Sadır Caparov, Kırgızistan ile Tacikistan arasındaki 972 km’lik sınırın 664 km’sinde anlaşmaya varıldığını duyurmuştur. Sayın Caparov, 308 km’nin çözümsüz olarak kaldığını ve onay sürecinin yavaş ilerlediğini belirtmiştir Rahman ise 17 Nisan 2022 tarihinde sınır kasabası Isfara sakinleriyle yaptığı bir toplantıda, Kırgız-Tacik sınırındaki sorunların müzakereler yoluyla erken çözülmesinden yana olduğunu dile getirmiştir.[2]

Siyasi İrade ve Çözümsüzlük

Halihazırda Kırgızistan ve Tacikistan sınırında bulunan 70 yerleşim yeri tartışmalı durumdadır. Taraflar, arasında ateşkesin korunması ve olası olayların büyümemesi için sergiledikleri çabaların dışında sınırların belirlenmesi konusundaki görüşmelerde somut bir neticeye ulaşamamıştır.

Toprak konusu, Kırgızistan için ayrı bir hassasiyete sahiptir. Kırgız yönetimi ile halk arasındaki ilişkiye bakıldığında, Tacik tarafına herhangi bir taviz verilmesi durumunda iktidarın varlığının riske atılması söz konusudur. Bu toplantılarda Kırgız heyeti, geçmiş yıllarda Kırgızistan’ın Çin, Özbekistan ve Kazakistan’daki toprak sorunlarını çözme konusunda taviz veren tarafın kendileri olduğunu dile getirmiştir. Bu düşünde Kırgız toplumuna da hakimdir. Bu da siyasiler üzerinde baskıya yol açmaktadır. Bu nedenle Bişkek yönetiminin sınır sorunlarını çözmek istediği açıktır. Ancak bunu yasıl yapacağına dair endişeleri vardır.Bu sebeple Tacikistan’la yürütülen görüşmelerde çok daha temkinli davrandıkları görülmektedir. Kırgızistan’ın yönetim biçiminin Tacikistan’dan çok farklı olması ve halkının hassasiyetlerine kulak vermesi, kaçınılmaz olarak sınır sorununu çözme konusuna etki etmektedir.

Bu anlamda Tacikistan, komşusuna göre daha avantajlı durumdadır. Duşanbe yönetimi açısından Tacik halkının taleplerinden ziyade hükümetin iradesi önemlidir. Tacikistan Hükümeti için topraklarla ilgili herhangi bir anlaşmaya varılması, Kırgızistan’a göre daha kolay olsa da Duşanbe, bu konuda isteksiz davranmaktadır. Zira Tacikistan, “kimseye bir karış toprak verilmeyecek”ilkesiyle hareket etmektedir.[3]

İki devletin de eşit derecede askeri ve ekonomik güce sahip olmaları, sınırda ve bölgede güç dengesinin sağlanması ve bir tarafın diğerine karşı üstünlük kurmasının önüne geçilmesi bakımından olumludur. Fakat aynı zamanda bu durum, çözümün ertelenmesine neden olmaktadır. Taraflardan biri diğerine ne baskı kurma yeteneğine ne de fırsatlar sunma olanağına sahiptir.

Tacik-Kırgız ilişkilerinde aktörler, karşı tarafın taviz vermesini beklemekte veya sorunun dondurulmuş kalmasını tercih etmektedir. Lakin dondurulmuş sorunlar, aynı zamanda potansiyel kriz alanlarıdır. Bu da çatışma ve savaş riskini beraberinde getirmektedir.

Tacikistan ile Kırgızistan arasındaki sınır sorunu, ekonomik ilişkilere de zarar vermektedir. Bu yüzden de meselenin çözümü, iki tarafın da çıkarlarına hizmet edecektir. Özellikle de Afgan Sorunu sebebiyle Tacikistan’ın Kırgızistan’la arasını düzeltmesi, jeopolitik olarak elinin rahatlaması anlamına gelecektir. Çünkü Tacikistan, güneyindeki gelişmelerden ötürü baskı hissetmektedir. Afganistan’dan kaynaklı tehditler, Tacikistan’ın askeri kapasitesini güney sınırlarına yoğunlaştırmasına neden olmaktadır. Taliban’la yaşadığı sorunlar ve endişelerden ötürü Duşanbe için tek bir cepheyi savunmak daha az maliyetli olacaktır.

Öte yandan Afganistan’dan merkezli gelişmeler, Tacikistan’a Kırgızistan’la ilişkilerinde birtakım avantajlar da sağlamaktadır. Çünkü Afgan Sorunu nedeniyle Rusya başta olmak üzere birçok devlet, Tacikistan’a askeri destek sağlamıştır. Bu ise Duşanbe’nin uzlaşmadan uzaklaşmasına yol açmaktadır. Bir diğer ifadeyle Duşanbe-Bişkek hattındaki müzakere sürecini zorlaştırmaktadır.

Bilindiği gibi Moskova, Duşanbe’ye kayda değer bir askeri destek sağlamıştır. Hem Tacik Ordusu’nu eğitmiş ve güçlendirmiş hem de Kırgızistan’daki askeri üssünde bulunan birliklerin bir kısmını Tacikistan’a sevk etmiştir. Tacikistan’da bulunan “201. Rus Askeri Üssü”, yurt dışındaki en büyük askeri üs niteliğindedir. Nitekim söz konusu ülkede yaklaşık 8.000 bin Rus askeri bulunmaktadır. Bu bağlamda Tacikistan, Kırgızistan’a kıyasla askeri anlamda Rusya’ya daha fazla entegre olmuştur. Elbette bu durum, Tacikistan’ın Kırgızistan karşısında elini güçlendirdiğine inanmasına sebep olmaktadır.

Tacikistan’ın Afgan Sorunu vesilesiyle önemli dış destekler alması ise Kırgızistan’ın da güney sınırlarının güvenliğini sağlamak ve komşusundan geri kalmamak için işbirliği yapacak aktörlere yönelmesini sağlamıştır. Ancak Bişkek için olumlu gelişme ve sınır savaşlarının önüne geçen faktör, Duşanbe’nin askeri ağırlığını ülkenin güney sınırlarına yoğunlaştırmasıdır.

Bölgede göreceli de olsa güç dengesinin sağlanmış olması, diğer bir ifadeyle Kırgızistan ve Tacikistan’ın eşit güce sahip olması, kapsamlı bir savaşın önüne geçmektedir. Bu da tarafların dış destek olmadan uzun bir savaş yürütemeyeceklerini göstermektedir.

Her iki devletin Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’ne (KGAÖ) üye olması da taraflar arasında savaşı önleyen faktörlerdendir. Duşanbe ve Bişkek’in ortak güvenlik sistemi içinde yer almaları, meselenin “bir iç sorun” olarak görülmesine neden olmaktadır. Zaman zaman her iki ülke de Rusya’nın kendisine daha fazla destek vermesini istemekte ve ordusu için silah yardımı talebinde bulunmaktadır. Fakat taraflar, Moskova’nın arabuluculuğunu istememektedir. Zira Rusya, sınır sorunların çözümünde arabuluculuk yapabileceği yönünde öneride bulunmuştur. Özellikle de Tacikistan, böyle bir şeye ihtiyaç olmadığını dile getirerek söz konusu teklifi reddetmiştir.[4] Aynı şekilde KGAÖ’nün arabuluculuğuna ilişkin öneriye de aktörler tarafından olumlu bir cevap gelmemiştir.[5]

Öte yandan KGAÖ’nün geçmişte benzer sorunları çözmek için bir mekanizma geliştirmediği bilinmektedir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasında ve bazı ülkelerde çıkan sınır çatışmalarının sona erdirilmesinde sonra Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) barış güçleri sorumluluk almıştır. Fakat hem BDT hem de KGAÖ, devletlerin aldıkları kararlar çerçevesinde uluslararası bir örgüt olarak işlev görmektedir ve bu anlamda iki örgüt de herhangi bir yetkiye sahip değildir.

Tüm bu nedenlerden ötürü iki ülke de kendi olanaklarıyla sınırlarını ve hak iddia ettiği toprakları savunmaya çalışmaktadır. Tacikistan, bu kapsamda Rusya’dan ve son zamanlarda da İran’dan destek almaktadır. Bişkek yönetimi de bölgedeki dengenin kendi aleyhine gelişmesini önlemek için birtakım işbirliklerine yönelmektedir. Lakin bu sürecin taraflar arasındaki rekabeti arttırması, bölgesel güvenlik ortamına zarar verebilir. Zira iki ülkenin de sorunu müzakereler yoluyla çözme çabaları oldukça önemlidir.

Sonuç olarak sınır sorunları Kırgızistan-Tacikistan ilişkilerini belirleyen en önemli faktördür. Toprak iddiaları, su paylaşımındaki sorunlar, kaçakçılık ve suç örgütlerinin sınırdaki faaliyetleri, bu gerginlikleri tetikleyen nedenlerdir. Son iki yıl içinde yüzlerde sınır çatışması yaşanmıştır. Bu çatışmalar zaman zaman kapsamlı olmuş ve ileri düzeye çıkmıştır. Devlet başkanlarının müdahaleleri sonucunda gerginlik düşürülmüş olsa da sınır problemleri tamamen çözülmeden Kırgızistan-Tacikistan ilişkilerinin olumlu bir seyre kavuşması zordur. Çünkü sınır sorunları çözülmeden iki ülkenin dostane ilişkinin kurması pek mümkün değildir. Kırgızistan-Tacikistan sınır çatışmalarının taşıdığı riskler aynı zamanda bölge güvenliği için de tehdit oluşturmaktadır. Örneğin Kazakistan’ın Tacikistan’a sınırı olmamasına rağmen ikili ticari ilişkisi 2021 yılında 1,1 miyar dolara ulaşmıştır.[6] Özbekistan’la da benzer bir durum söz konusudur. Son 6 yıl içerisinde ticaret 37 kat artarak 1 milyar doların üzerine çıkmıştır. Tacikistan-Kırgızista ticari ilişkileri ise 2022 rakamlarına göre, tarihinin en düşün seviyesini görerek 25 milyon dolara kadar gerilemiştir. İhtilaflı meseleler çözülmeden ekonomik ve ticari ilişkilerin de gelişmesi de sınırlı kalmaktadır. Hatta güvenlik sorunlarına yol açmakta ve savaş riskini arttırmaktadır.


[1] “Обострение на киргизско-таджикской границе: погибли 2, ранены 10 граждан Таджикистана”, EurAsia Daily, https://eadaily.com/ru/news/2022/01/28/obostrenie-na-kirgizsko-tadzhikskoy-granice-pogibli-2-raneny-10-grazhdan-tadzhikistana, (Erişim Tarihi 28.01.2022).

[2] Эмомали Рахмон выступил за скорейшее решение приграничных вопросов путем переговоров

[3] “Сироджиддин Мухриддин: Таджикистан никогда не поступится землями, исконно и по праву принадлежащими ему”, Asya Plus, https://asiaplustj.info/news/tajikistan/politics/20190802/tadzhikistan-ne-otdast-nikomu-ni-pyadi-svoei-zemli-predsedatel-sogdiiskoi-oblasti, (Erişim Tarihi 17.06.2022).

[4] “Россия готова помочь урегулированию ситуации на границе Киргизии и Таджикистана”, Kommersant, https://www.kommersant.ru/doc/4800320, (Erişim Tarihi 17.06.2022).

[5] “ОДКБ предложила Киргизии и Таджикистану помощь в решении конфликта на границе”, Kommersant, https://www.kommersant.ru/doc/5183582,(Erişim Tarihi 17.06.2022).

[6] “Товарооборот между Казахстаном и Таджикистаном достиг $1,1 млрд”, Central Asia Media, https://centralasia.media/news:1787509, (Erişim Tarihi 17.06.2022).

Dr. Sabir ASKEROĞLU
Dr. Sabir ASKEROĞLU
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlayan Dr. Sabir Askeroğlu, yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda almıştır. Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tamamlayan Dr. Askeroğlu, çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yapmıştır. Başlıca ilgi alanları, Avrasya çalışmaları ve Rus dış politikası olan Dr. Askeroğlu, iyi derecede Rusça ve İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler