Analiz

Taşkent Paradigması: Orta Asya’da Yeni Güç Mimarlığı

Özbekistan, çok yönlü ve dengeleyici dış politikasıyla Orta Asya’da yükselen bir merkez ülke konumuna gelmiştir.
24 Ekim 2025’te Brüksel’de imzalanacak Geliştirilmiş Ortaklık ve İşbirliği Antlaşması, Batı ile bütünleşmesini kurumsallaştıracaktır.
Taşkent, enerji, dijital ekonomi ve diaspora alanlarındaki kapasitesiyle “dengeleyici aktör” kimliğini güçlendirmektedir.

Paylaş

Küresel güç rekabetinin sertleştiği dönemde Özbekistan, çok yönlü ve dengeleyici dış politikasıyla Orta Asya’da yükselen bir merkez ülke konumuna gelmiştir. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev yönetimi, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri stratejik ortaklığa taşımaya yönelirken; ABD Başkanı Donald Trump’ın Taşkent’e daveti ve 24 Ekim 2025 tarihinde Brüksel’de imzalanması beklenen Geliştirilmiş Ortaklık ve İşbirliği Antlaşması (EPCA) gibi adımlar, Washington ve Brüksel ile kurumsal bütünleşme iradesini yansıtmaktadır. Aynı zamanda Rusya’yla yerel ve bölgesel düzeyde ekonomik ve kültürel işbirliklerini sürdürerek Şanghay İşbirliği Örgütü’ndeki (ŞİÖ) etkinliğini koruyan Taşkent, enerji entegrasyonu, dijital ekonomi, kritik madenler ve diaspora kaynakları gibi alanlarda geliştirdiği kapasiteyle “dengeleyici aktör” kimliğini pekiştirmektedir.

Mirziyoyev’in Trump’ı ülkeye davet etmesi, bu çok yönlü vizyonun sembolik bir göstergesi olarak okunabilir. Özbekistan, “C5+1” formatının 10. yılı vesilesiyle Semerkant’ta planlanan zirveyle eşzamanlı şekilde Washington’la ilişkilerini “sembolik ortaklıktan” stratejik eksene taşıma gayreti içindedir. Ticaret hacmindeki artış, kritik madenler, dijital teknoloji ve eğitim gibi alanlarda ABD yatırımlarının çekilmesi, hatta savunma alanında bilgi paylaşımı ve askerî teçhizat antlaşmaları yapılması, Taşkent’in bölgesel istikrar üreticisi rolünü güçlendirmektedir. Afganistan krizinde “Afganlar arası çözüm” yaklaşımıyla üstlendiği arabuluculuk, ABD çıkarlarıyla uyumlu bir şekilde Orta Asya güvenlik mimarisinde vazgeçilmez aktör konumuna yükselmesini sağlamış; böylece Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in Washington’la geliştirdiği stratejik angajman, yalnızca ikili ilişkileri değil, bölgesel güç dengelerini de yeniden şekillendirebilecek kapasiteye ulaşmıştır.[i]

Bu eğilim, ABD’nin son dönemde bölgeye yönelik jeostratejik ilgisini artırma arayışıyla da örtüşmektedir. Mirziyoyev’in 2025 yılının Nisan ayında ilettiği davetle bağlantılı olarak gündeme gelen olası bir Özbekistan ziyareti, Washington’un bölgedeki angajmanını daha görünür kılabilir. Bu da Emmanuel Macron, Olaf Scholz, Ursula von der Leyen ve Giorgia Meloni gibi Avrupalı liderlerin 2023–2025 arasında gerçekleştirdiği Orta Asya gezilerinin ardından Batı ilgisini daha da yoğunlaştıracak bir jeostratejik hamle anlamına gelecektir.[ii]

Taşkent’in AB ile 24 Ekim 2025 tarihinde Brüksel’de imzalayacağı EPCA ise Özbekistan’ın Batı ile bütünleşme yönünde attığı en kurumsal adım olarak dikkat çekmektedir. 2017’de başlayan ve 2019–2022 arasında on turda müzakere edilen süreç sonunda imzaya hazır hale gelen bu belge, siyasî diyalogdan ticarete, yatırımdan insan hakları ve kültürel işbirliklerine uzanan çok geniş bir alanı kapsamaktadır. 1996’da imzalanan önceki PCA’yı güncelleyecek EPCA, Antonio Costa’nın 1 Eylül 2025’teki Özbekistan Bağımsızlık Günü tebrik mesajında teyit ettiği üzere, ülkenin AB ile stratejik düzeyde bütünleşmesini sağlayacaktır.[iii] Bu adım, Kazakistan’ın 2015’te imzalayıp 2020’de yürürlüğe koyduğu, Kırgızistan’ın 2024’te imzaladığı ve Tacikistan’ın 2025’te parafe ettiği EPCA süreçleriyle benzerlik taşımakla birlikte Özbekistan’ın daha dengeli ve ulusal çıkar merkezli çok yönlü dış politika çizgisinin bir parçası olarak öne çıkmaktadır. Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in aynı günlerde Tianjin’deki ŞİÖ Zirvesi’ne katılıp ardından Pekin’deki askerî geçit törenine geçmesi, Taşkent’in çok kutuplu ortamda “dengeleyici aktör” kimliğini koruma stratejisini başarıyla yürüttüğünü sembolik biçimde göstermektedir.

Bu çok boyutlu vizyon, sadece Batı ile değil, Rusya ile ilişkilerin yerel ve bölgesel düzeyde kurumsallaştırılmasıyla da desteklenmektedir. 9 Eylül 2025’te Aleksandr Beglov ile Şevket Umurzakov’un Taşkent’te imzaladığı 2028’e kadar geçerli güncellenmiş yol haritası, St. Petersburg ile Taşkent arasında bölgesel düzeyde ekonomik, kültürel ve teknik işbirliklerini derinleştirmeyi amaçlamaktadır.[iv]

10 Eylül 2025 tarihinde Beglov başkanlığındaki heyeti kabul eden Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, geçtiğimiz yıl karşılıklı dış ticaret hacminin yüzde 20 arttığını belirtmiş; Taşkent’te bir İş Merkezi’nin açılması, Yeni Taşkent’te bir “Petersburg Mahallesi” inşası, metalürji, cihaz üretimi, sağlık, gıda, tarım, lojistik ve dijital teknolojiler dâhil 23 projelik işbirliği yol haritasının onaylandığını açıklamıştır. Taraflar, kültürel temasların sürdürülmesi ve 2025 yılının Ekim ayında yapılacak Bölgeler Konseyi toplantısının verimli geçmesi konusunda mutabakata varmıştır.[v] Bu bağlamda Yevgeniy Pankeviç’in açıkladığı üzere Belarus, Kazakistan ve Özbekistan’dan gelen turistlerin 2025’te Petersburg’u en çok ziyaret eden gruplar arasında olması da kültürel diplomasinin ekonomik etkileşimle iç içe geçtiğini göstermektedir.[vi]

Özbekistan’ın ekonomik sürdürülebilirliği açısından diasporanın rolü de dikkat çekmektedir. Özbekistan Merkez Bankası’na göre, 2025’in Ocak-Ağustos döneminde ülkeye gelen para havaleleri 12,1 milyar ABD dolarına ulaşmış, bunun 6,4 milyar doları Rusya’dan, 1,8 milyar doları ise ABD, Güney Kore, Türkiye, Birleşik Krallık gibi ülkelerden gelmiştir.[vii] Merkez Bankası tarafından aktarılan bu bilgiler, Taşkent’in dış politika çeşitlendirmesinin ekonomik tabanını da genişlettiğini göstermekte; Rusya’daki işgücü yoğun diasporaya rağmen Batı’dan gelen kaynakların hızla artması, ülkenin ekonomik bağımsızlığını güçlendirmektedir.

Taşkent yönetimi, bölgesel meselelerde de aktif ve kapsayıcı bir yaklaşım izlemektedir. 4-5 Eylül 2025’te Çolpon-Ata’da gerçekleştirilen Orta Asya Elektrik Enerjisi Koordinasyon Konseyi toplantıları, bölgesel enerji sistemlerinin entegrasyonu ve ortak elektrik pazarı hedefini ilerletmiştir.[viii] Özbek temsilci Dadacon İsakulov, yeni santraller, modernizasyon ve yenilenebilir yatırımların sadece ülkesinin değil, tüm Orta Asya’nın enerji güvenliğine katkı sağlayacağını vurgulamıştır.

Bu dış politika anlayışının normatif ayağını ise dinler arası hoşgörü ve kapsayıcılık oluşturmaktadır. 10-13 Eylül 2025’te Taşkent’te düzenlenen İkinci Uluslararası Deklarasyonlar Diyaloğu Forumu, inanç temelli ayrımcılıkla mücadele ve dinî azınlıkların korunması gibi konuları küresel gündeme taşımıştır.[ix] 2022’deki ilk forumda kabul edilen Buhara Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) tarafından tanınması, bu yumuşak güç diplomasisinin meşruiyetini pekiştirmiştir. Mevcut diplomatik hamle, Taşkent’in sadece jeopolitik değil, jeokültürel düzlemde de küresel bir normatif aktör olma iddiasını desteklemektedir.

Ahror Burhanov’un ŞİÖ Zirvesi sonrası yaptığı açıklamalar, Özbekistan’ın “çok yönlülük, bağımsızlık ve pragmatik diyalog” ilkelerine dayalı çizgisini özetlemektedir.[x] Burhanov’un da belirttiği gibi, Taşkent hiçbir askerî-siyasî blokta yer almamakta, uluslararası ilişkileri sıfır toplamlı bir rekabet değil, kazan-kazan temelli bir işbirliği alanı olarak görmektedir. Bu yaklaşım, Özbekistan’ın Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi Küresel Güney bölgeleriyle ilişkilerini de kapsayıcı biçimde genişletmesini sağlamakta; ülkeyi Orta Asya’da istikrarın, kalkınmanın ve barışın asli aktörü hâline getirmektedir. Tüm bu gelişmeler ışığında Özbekistan, küresel güç rekabetinin keskinleştiği bir dönemde, ulusal çıkar merkezli denge siyasetini başarıyla uygulayarak hem bölgesel hem de küresel düzlemde yükselen bir merkez ülke haline gelmektedir.

Önümüzdeki dönemde Özbekistan’ın ABD ve AB ile geliştirdiği ilişkileri daha kurumsal bir zemine oturtarak, Orta Asya’da “güvenilir bir stratejik ortak” rolünü üstlenmesi olasılığı oldukça yüksektir. Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in Donald Trump’ı Taşkent’e daveti ve EPCA’nın 24 Ekim 2025’te imzalanacak olması, Taşkent’in Washington ve Brüksel ile ilişkilerini sembolik ortaklıktan çıkarıp stratejik ortaklığa dönüştürme sürecini hızlandıracaktır. Bu durum, Özbekistan’ın kritik madenler, dijital teknoloji ve eğitim gibi alanlarda Batılı yatırımları daha fazla çekmesini sağlayarak hem ekonomik bağımsızlığını güçlendirecek hem de bölgesel güvenlik mimarisinde kalıcı bir aktör haline gelmesini pekiştirecektir. Ayrıca ABD’nin Orta Asya’ya ilgisinin artmasıyla birlikte gerçekleşebilecek olası bir Trump ziyareti, Taşkent’in küresel diplomasi sahnesindeki görünürlüğünü daha da yükseltebilir.

Taşkent’in Rusya ile ilişkilerini yerel ve bölgesel düzeyde kurumsallaştırmaya devam etmesi, çok yönlü dış politika stratejisinin sürdürülebilirliğini sağlayacaktır. 9 Eylül 2025’te Aleksandr Beglov ile Şevket Umurzakov tarafından imzalanan ve 23 projelik işbirliği içeren yol haritası, Rusya ile ekonomik ve kültürel etkileşimleri derinleştirerek Özbekistan’ın Moskova’ya bağımlı olmadan pragmatik bir ortaklık geliştirmesini mümkün kılmaktadır. Bu paralel çok yönlülük çizgisi, ŞİÖ’deki etkin konumunu da koruyarak Taşkent’in hem Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi Küresel Güney bölgeleriyle ilişkilerini genişletmesine hem de Orta Asya’da “dengeleyici aktör” kimliğini güçlendirmesine olanak tanıyacaktır.

Sonuç olarak Özbekistan, küresel güç rekabetinin yoğunlaştığı bir dönemde izlediği çok yönlü ve dengeleyici dış politika sayesinde Orta Asya’da istikrarın ve kalkınmanın asli taşıyıcısı hâline gelmiştir. Mirziyoyev yönetimi, bir yandan ABD ve AB ile ilişkilerini stratejik düzeyde kurumsallaştırarak Batı ile bütünleşme sürecini hızlandırırken, diğer yandan Rusya ile yerel ve bölgesel düzeyde ekonomik, teknik ve kültürel işbirliklerini sürdürerek çok kutuplu sistem içinde “dengeleyici aktör” konumunu güçlendirmektedir. Enerji entegrasyonu, dijital ekonomi, kritik madenler ve diaspora kaynakları gibi alanlarda artan kapasitesi; inanç temelli hoşgörü ve kapsayıcılığı öne çıkaran yumuşak güç diplomasisiyle birleşerek Taşkent’in küresel sahnede güvenilir ve esnek bir merkez ülke olarak konumunu pekiştirmektedir. Bu doğrultuda Özbekistan’ın önümüzdeki dönemde hem Batı ile kurumsal ortaklıklarını derinleştirerek hem de bölgesel işbirliklerini çeşitlendirerek Orta Asya’nın jeopolitik merkezinde kalıcı bir stratejik denge unsuru hâline gelmesi beklenmektedir.


[i] Viktoriya Panfilova, “Trampa Zhdut s Vizitom v Samarkande”, Nezavisimya, https://www.ng.ru/cis/2025-09-07/2_9332_uzbekistan.html, (Erişim Tarihi: 13.09.2025).

[ii] Alexander Thompson, “Uzbekistan Vies for Trump Visit as US President Seems to Float Kazakhstan Trip”, Eurasianet, https://eurasianet.org/uzbekistan-vies-for-trump-visit-as-us-president-seems-to-float-kazakhstan-trip, (Erişim Tarihi: 13.09.2025).

[iii] Catherine Putz, “Date Set for Uzbekistan to Sign Enhance Partnership Agreement With the European Union”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2025/09/date-set-for-uzbekistan-to-sign-enhance-partnership-agreement-with-the-european-union/, (Erişim Tarihi: 13.09.2025).

[iv] “Glavy Tashkenta i Sankt-Peterburga Podpisali Obnovlennyy Plan Sotrudnichestva”, TASS, https://tass.ru/obschestvo/25006855, (Erişim Tarihi: 13.09.2025).

[v] “Prezident Uzbekistana Otmetil Vazhnost Prakticheskoy Realizatsii ‘Dorozhnoy Karty’ Sotrudnichestva s Sankt-Peterburgom”, UZA, https://uza.uz/ru/posts/prezident-uzbekistana-otmetil-vazhnost-prakticheskoy-realizacii-dorozhnoy-karty-sotrudnichestva-s-sankt-peterburgom_758657, (Erişim Tarihi: 13.09.2025).

[vi] “Bolshe Vsego Gostey iz SNG Yedut v Peterburg iz Belorussii, Kazakhstana i Uzbekistana”, TASS, https://tass.ru/ekonomika/24998075, (Erişim Tarihi: 13.09.2025).

[vii] “Denezhnyye Perevody v Uzbekistan Dostigli $12 Mlrd s Nachala Goda”, Exlusive, https://exclusive.kz/denezhnye-perevody-v-uzbekistan-dostigli-12-mlrd-s-nachala-goda/, (Erişim Tarihi: 13.09.2025).

[viii] “Central Asia Electric Power Coordination Council convenes in Kyrgyzstan”, Kazinform, https://qazinform.com/news/central-asia-electric-power-coordination-council-convenes-in-kyrgyzstan-5253b7, (Erişim Tarihi: 13.09.2025).

[ix] “Dialog Deklaratsiy Propagandiruyet Tolerantnuyu Politiku Uzbekistana”, UZA, https://uza.uz/ru/posts/dialog-deklaraciy-propagandiruet-tolerantnuyu-politiku-uzbekistana_758751, (Erişim Tarihi: 13.09.2025).

[x] “Uzbekistan ne Razdelyayet Konfrontatsionnyye Podkhody – Press-Sekretar MIDa”, Gazeta, https://www.gazeta.uz/ru/2025/09/10/mfa-sco/, (Erişim Tarihi: 13.09.2025).

Ergün MAMEDOV
Ergün MAMEDOV
Ergün Mamedov, 2020 yıllında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler tezli yüksek lisans bölümüne kabul almış ve 2022 yılında tezini başarıyla savunarak mezun olmuştur. Eğitimine hâlihazırda 2022 yılında başladığı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler ana bilim dalında doktora öğrencisi olarak devam etmektedir. Gürcistan vatandaşı olan Ergün Mamedov, ileri düzeyde Gürcüce, orta düzeyde İngilizce ve başlangıç düzeyinde Rusça bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Güney Kafkasya ve Türk Dünyası coğrafyaları merkezli güncel diplomasi gündemi ve siyasî tarihtir.

Benzer İçerikler