Analiz

UCM’nin Karakas Ofisi’nin Kapatılması

UCM’nin Karakas ofisini kapatma kararı, operasyonel bir geri çekilme değil, tamamlayıcılık çerçevesinde verilmiş stratejik bir adım olmuştur.
Venezuela I soruşturması, 2014-2025 dönemindeki ağır hak ihlalleri iddialarının uluslararası hukuk açısından kritik önemini korumuştur.
Venezuela II dosyası, yaptırımların ceza hukuku kapsamında değerlendirilmesi tartışmasını uluslararası alanda gündemde tutmuştur.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) Venezuela’ya ilişkin son kararı, ülkede yürütülen iç soruşturmaların ilerleme düzeyine dair ciddi bir değerlendirmenin sonucu olarak ortaya çıkmış görünmektedir. Lahey’deki Savcılık Ofisi, 2024 yılından bu yana Karakas’ta faaliyet gösteren teknik işbirliği ofisini kapatma kararı almış; ancak Venezuela I ve Venezuela II süreçlerinin tamamen devam edeceğini açıklamıştır.[i] Bu karar hem UCM’nin kaynak yönetimi açısından hem de Venezuela’nın ulusal soruşturmalarının yeterliliği bakımından dikkat çekici bir dönüm noktası niteliği taşımaktadır.

25 yıldır uluslararası ceza adaletinin temel kurumsal yapılarından biri olan UCM’nin bu hamlesi, yalnızca operasyonel bir değişiklikten ibaret değildir. Aynı zamanda Venezuela’daki insan hakları ihlallerine ilişkin tartışmaları yeniden alevlendirmiştir. Bu çerçevede kararın hem uluslararası hukuki niteliğinin hem Venezuela’nın siyasi tepkilerinin hem de bölgesel dinamiklerin dikkatle incelenmesi gerekmektedir.

Savcı Yardımcısı Mame Mandiaye Niang’ın 24. Taraf Devletler Asamblesi’ndeki açıklamaları, kararın temel dayanaklarını açıkça ortaya koymuştur. UCM’nin yürütme organları, tamamlayıcılık ilkesini uluslararası ceza adaletinin en hassas parametrelerinden biri olarak görmektedir. Bu ilke, esas itibarıyla devletlerin kendi yargı yetkileri içindeki ağır suçları öncelikle kendilerinin soruşturması gerektiğini savunan bir anlayışı temsil etmektedir. Dolayısıyla UCM, yalnızca ulusal makamların bu yükümlülüğü yerine getirmediği durumlarda devreye girmektedir.

Niang’ın “gerçek ilerleme sağlanmasının hâlâ bir zorluk olduğu” yönündeki ifadeleri, Venezuelalı makamların soruşturma süreçlerinde kayda değer bir bütünsel ilerleme sunamadığını göstermiştir.[ii] Ulusal soruşturmaların sınırlı olması, UCM’nin tamamlayıcılık değerlendirmesinde olumsuz bir tablo yaratmış bulunmaktadır. Bu nedenle Karakas’ta fizikî olarak ofis bulundurmanın verimliliği sorgulanmış ve sınırlı kaynakların daha etkin yönetilmesi adına ofisin kapatılması uygun görülmüştür.

Bu karar, Venezuela devletinin teknik işbirliğini tamamen reddettiği anlamına gelmemektedir; ancak kurumlar arasındaki yapısal koordinasyonun beklenen düzeye ulaşmadığını göstermektedir. Bu noktada, Venezuela’nın uluslararası standartlara uygun kapsamlı bir yargısal süreç yürütmekte zorlandığı görülmektedir.

Venezuela Ulusal Meclisi Başkanı Jorge Rodríguez’in UCM hakkında yaptığı sert değerlendirmeler, ülkedeki siyasi gerilimin yargısal süreçlere nasıl yansıdığını açıkça göstermektedir. Rodríguez’in “Mahkeme işe yaramazdır ve Venezuela çekilmelidir” ifadeleri, Karakas ofisinin kapanma kararını yalnızca teknik bir düzenleme olmaktan çıkarıp siyasal bir tartışma alanına taşımıştır.[iii]

Özellikle Karayipler’de 2025 yılı sonbaharından bu yana tartışılan “yargısız infazlar” konusunda UCM’nin yeterince söz söylemediği iddiası, hükümet kanadında rahatsızlık yaratmıştır. Bu durum, Venezuela’nın uluslararası kurumlarla ilişkilerini son yıllarda giderek daha temkinli bir çerçevede yürüttüğünü göstermektedir. Dolayısıyla Karakas ofisinin kapatılması, hükümete göre ulusal egemenliğe yönelen dış baskıların azaltılmasına katkı sağlayabilecek bir unsur olarak yorumlanmıştır. Ancak uluslararası hukuk açısından bu yaklaşım daha sınırlı kabul görmüş durumdadır.

Venezuela I soruşturması, Latin Amerika’da 2010’lu yılların sonundan bu yana tartışma konusu olan insan hakları ihlalleri için önemli bir referans oluşturmaktadır. 2018 yılında Arjantin, Kanada, Kolombiya, Şili, Paraguay ve Peru tarafından Mahkeme’ye iletilen başvuru, 2014 yılından itibaren protestolar sırasında işlendiği iddia edilen ağır suçların incelenmesini talep etmiştir. Özellikle 2017 yılında yaşanan olaylarda 127 kişinin ölmesi, sürecin uluslararası topluma yansıyan temel kırılma noktalarından biri olmuştur.[iv]

Dönemin Savcısı Fatou Bensouda’nın 2020 yılında “makul gerekçeler” ifadesini kullanması, Venezuela I dosyasının ciddiyetini artırmıştır.[v] 2021 yılında Karim Khan’ın resmî soruşturma açması da bu sürecin uluslararası boyutta derinleşmesine yol açmıştır. Her ne kadar Venezuela hükümeti suçlamaları reddetmiş olsa da Mahkeme soruşturmayı sürdürme yönünde güçlü bir irade sergilemiştir.

2023 yılında Temyiz Dairesi’nin soruşturmanın devamını onaylaması ve 2025 yılında Khan’ın olası bir çıkar çatışması nedeniyle dosyadan çekilmesi gibi gelişmeler, sürecin dinamik bir yapıda ilerlediğini göstermiştir. Tüm bu unsurlar, Venezuela I’in yalnızca siyasi değil, hukukî olarak da uzun soluklu bir çerçeveye oturduğunu teyit etmiştir.

Venezuela II davası, UCM’nin daha önce pek az karşılaştığı bir içerik sunmaktadır. Dosya, bizzat Venezuela hükümeti tarafından 2020 yılında başlatılmış ve ABD yaptırımlarının uluslararası suç oluşturup oluşturmadığınındeğerlendirilmesini talep etmiştir. Bu yönüyle dosya, devlet dışı aktörlerden gelen başvurulardan farklı bir karaktere sahip olmuştur.

Ne var ki UCM henüz bu konuda hiçbir nihai değerlendirme sunmamıştır. Ekonomik yaptırımların Roma Statüsü kapsamındaki suçlar arasına girip girmediği, uluslararası hukukta oldukça tartışmalı bir alandır. Dolayısıyla Mahkeme’nin temkinli davranması olağan karşılanmaktadır. Dosyanın hâlâ ön inceleme aşamasında bulunması, Savcılık Ofisi’nin kapsamlı bilgi toplamaya devam ettiğini göstermiştir.

Karakas ofisinin kapanması bu dosya hakkında herhangi bir hukuki değişiklik yaratmamıştır; zira nihai değerlendirme yine Lahey’den yürütülecektir. Ancak Venezuela’nın dosyaya ilişkin yaklaşımında siyasi motivasyonların etkili olduğu da göz ardı edilmemelidir.

Ofisin kapanması, UCM’nin Venezuela’yla ilişkilerinde bir geri çekilme anlamına gelmemektedir. Tam aksine Mahkeme, soruşturmaya devam edeceğini açıkça duyurmuştur. Bölge açısından bakıldığında bu karar, iç siyasi tartışmaları güçlendirmiş ama uluslararası hukuk mekanizmalarını zayıflatmamıştır.

Latin Amerika’da insan hakları kurumlarının uzun yıllardır karşı karşıya olduğu güvenlik-siyaset dengesi, bu kararla yeniden gündeme taşınmıştır. Özellikle Venezuela’daki muhalefet grupları, UCM’nin Venezuela I dosyasını sürdürmesini bir tür hukuki güvence olarak yorumlamıştır. Buna karşılık hükümet cephesi, ulusal egemenlik söylemini güçlendirme eğiliminde olmuştur.

Her iki yaklaşım arasında doğan gerilim, önümüzdeki dönemde uluslararası gözlemcilerin Venezuela’ya yönelik izleyeceği politikalarda belirleyici bir unsur hâline gelebilecektir.

UCM’nin Karakas ofisini kapatma kararı hem operasyonel hem de hukuki nedenlerle alınmış bir adım olmakla birlikte Venezuela’daki insan hakları tartışmalarının merkezinde yer almayı sürdürmüştür. Soruşturmaların devam edecek olması, Mahkeme’nin bu dosyalara verdiği önemi göstermiştir. Venezuela’nın siyasi tepkileri ise bu süreçte farklı bir ton katmıştır. Genel olarak bakıldığında UCM-Venezuela ilişkileri yeni bir evreye girmiş ve tamamlayıcılık ilkesi, sürecin merkezdeki rehberi olmayı sürdürmüştür.


[i] Ruiz, Luis Alejandro. “UCM To Close Karakas Office, Venezuela I Investigation to Continue”, Guacamaya, guacamayave.com/en/UCM-to-close-Karakas-office-venezuela-i-investigation-to-continue/, (Erişim Tarihi: 07.12.2025).

[ii] Aynı yer.

[iii] Aynı yer.

[iv] Aynı yer.

[v] Aynı yer.

Ali Caner İNCESU
Ali Caner İNCESU
Ali Caner İncesu, 2012 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olmuştur. Eğitimine Kapadokya Üniversitesi Turist Rehberliği ön lisans programında devam etmiş ve 2017 yılında mezun olmuştur. 2022 yılında Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği alanlarında yüksek lisans eğitimlerini başarıyla tamamlamıştır. 2024 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde University of Maryland Global Campus (UMGC) Siyaset Bilimi lisans programından mezun olmuştur. 2023 yılı itibarıyla Kapadokya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora eğitimine devam etmektedir.2022 yılında Paraguay Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nde (Ankara) özel danışmanlık görevi de yürüten İncesu, ileri seviyede İspanyolca ve İngilizce bilmekte olup İngilizce ve İspanyolca dillerinde yeminli tercümandır.Çalışma alanları Latin Amerika, uluslararası hukuk ve turizmdir.

Benzer İçerikler