Vatikan’ın Rusya-Ukrayna Savaşı’na İlişkin Tutumu

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Vatikan, siyasi bir güç olmasının yanı sıra Katoliklik mezhebinin yönetim merkezidir. Papa, Katolik mezhebine bağlı bütün Hristiyanların ruhani lideridir. Dolayısıyla Papa Francis, bu inanca mensup milyonlara derinden etki edebilme kabiliyetine sahiptir. Bu bağlamda Ukrayna Hükümeti, Papa’nın desteğini alabilmenin son derece mühim olduğunu düşünmektedir.

Üstelik Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Doğu Avrupa ekseninde geliştiği ve bu coğrafyanın ciddi bir Katolik nüfusa ev sahipliği yaptığı göz önünde bulundurulduğunda, Kiev’in niçin Vatikan’ın desteğinden faydalanmayı arzuladığı daha iyi anlaşılabilir. Zira Polonya, Çekya, Macaristan ve Hırvatistan gibi Doğu Avrupa jeopolitiğinde önem arz eden ülkelerin vatandaşlarının çoğunluğu Katolik mezhebine mensuptur.

Vatikan’ın 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’na ilişkin tutumu, söz konusu süreçten itibaren tartışma konusu olmuştur. Özellikle de Papa’nın Rusya’yı direkt hedef almayan tutumu hem Ukrayna’nın hem de Batı’daki diğer çevrelerin tepkisine yol açmıştır. Her ne kadar Papa, savaşı defalarca kınamış olsa da Rusya’yla müzakerelere kapıyı açık bıraktığı için bazı çevrelerce eleştirilere maruz kalmıştır. Örneğin 17 Nisan 2022 tarihinde Papa, mevzubahis savaşı kınamış ve çatışmanın acımasız ve anlamsız olduğuna dikkat çekmiştir. Fakat Papa’nın konuşmasında Moskova’nın ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in adını anmaktan imtina ettiği görülmüştür.[1]

Dolayısıyla bundan ötürü Vatikan’ın bahsi geçen savaş noktasında arabulucu rolü oynamaya çalıştığı ve bu yüzden de bir bakıma denge politikası yürütmeye çaba gösterdiği öne sürülebilir. Lakin Vatikan’ın söz konusu siyaseti, her iki tarafı da memnun etmekten oldukça uzaktır. Hem Moskova hem de Kiev, Vatikan’ın politikalarını sıkça eleştirmiştir. Bu bağlamda Vatikan’ın savaşın gidişatı konusunda siyasi ve dini gücünü etkin kullanmaktan uzak olduğu ileri sürülebilir.

Öte yandan 14 Haziran 2022 tarihinde Papa Francis, La Civilta Cattolica’ya verdiği bir röportajda Ukrayna’daki savaş hakkındaki görüşlerini şu şekilde paylaşmıştır:[2]

“Gördüğümüz şey, bu savaşın genellikle Ruslar tarafından kullanılan ve genellikle paralı askeri birlikler tarafından gerçekleştirilen vahşet ve gaddarlıktır. Gerçekte Ruslar; Çeçenleri, Suriyelileri, paralı askerleri cepheye göndermeyi tercih ediyorlar… Bu noktada birisi bana şöyle diyebilir: Ama sen Putin yanlısısın! Hayır, değilim. Böyle bir şey söylemek basit ve hatalı olur. Karmaşık bir durumu, çok karmaşık olan kökleri ve kişisel çıkarları göz önünde bulundurmadan, iyi adamlar ve kötü adamlar arasında bir ayrıma dönüştürmeye karşıyım.”

Papa’nın bahse konu olan ifadelerinde en dikkat çekici noktalardan biri Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü savaş hakkında Hristiyan olmayan etnik unsurlara vurgu yapmasıdır. Dolayısıyla Papa’nın bu ifadeleri bilinçli olarak tercih ettiği öne sürülebilir. Çünkü Vatikan, farklı mezheplere mensup olsalar da savaşı, Hristiyanlar arasında bir çatışma olarak görmektedir. Bu durumda Vatikan’ın Ortodoksluğun mühim merkezlerinden olan Rusya’yla karşı karşıya gelmek istememesi de etkili olmuş olabilir. Ayrıca Papa, kendisine savaşın başından beri yöneltilen eleştirilere yanıt vermiş ve bir bakıma çatışmanın siyah ve beyaz olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çekmiştir.

Diğer yandan bazı Vatikan uzmanları ise bahsi geçen savaşın Vatikan’ın 2013 yılında Papa Francis’in göreve başlamasından beri Rusya’ya yönelik izlediği çok boyutlu dış politikanın sonu anlamına geldiğine dikkat çekmiştir. Papa’nın savaşın ilk haftalarında daha ziyade eşit mesafeli kaldığı; ancak ilerleyen süreçle birlikte Rusya’ya karşı sesinin tonunu yükselttiği ifade edilmiştir.[3]

Bu bağlamda Papa’nın göreve başlamasından beri Rusya’ya yönelik politikasının denge unsuruna dayandığı öne sürülebilir. Zira Papa, bilhassa Moskova’nın dünyada müdahil olduğu çatışmalar noktasında eleştirel bir söylem geliştirmekten kaçınmıştır. Lakin mevzubahis savaş, bir anlamda bu siyasetin sonu anlamına gelmiştir.

Tüm bunlarla birlikte Vatikan, savaş konusunda arabuluculuk faaliyetleri yürütmeye çalışsa da bu siyasetinin tarafları memnun etmediği söylenebilir. Hatırlanacağı üzere Papa, 24 Ağustos 2022 tarihinde Kiev’in sert eleştirisine maruz kalmıştır. Bunun temel sebebi, Papa’nın Ukrayna’nın bağımsızlık gününe denk gelen bu tarihte Putin’e yakın olduğu iddia edilen Alexander Dugin’in kızı Marya Dugina’nın ölümüne atıfta bulunarak pek çok masumun bu savaşın bedelini ödediğine vurgu yapmasıdır. Kiev, Papa’nın söz konusu açıklamalarına büyük tepki göstermiş ve Ukrayna’nın Vatikan Büyükelçisi Andriy Yurash, saldırgan ve kurbanın aynı kategoriye konulmaması gerektiğini dile getirmiştir. Üstelik Vatikan’ın Kiev Büyükelçisi de Papa’nın bu ifadelerinden dolayı Ukrayna Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştır.[4]

Görüleceği üzere Kiev, Vatikan’ın bahsi geçen savaşa ilişkin pozisyonu noktasında memnun değildir. Bilhassa Ukrayna’nın bağımsızlık gününde Papa’nın böyle bir açıklamada bulunması, Kiev’i son derece rahatsız etmiştir. Ukrayna yönetiminin Vatikan’ın takip etmeye çalıştığı denge politikasından hoşnut olmadığı göze çarpmaktadır. Kiev, Papa’dan daha somut bir destek beklemekte ve Doğu Avrupa’nın Katolik nüfusu üzerindeki nüfuzunu Ukrayna için kullanmasını istemektedir.

Öte yandan Papa, 28 Kasım 2022 tarihinde Ukrayna’daki savaşa ilişkin açıklamalarda bulunmuştur. Papa, Moskova’yla olan münasebetlerde diplomasinin önemine dikkat çekmiştir. Bunun yanı sıra Francis, çatışmayı sona erdirmek ve Kiev’i desteklemek için yaptığı kişisel çabaları hatırlatarak daha savaşın ikinci gününde; yani 25 Şubat 2022 tarihinde Roma’daki Rusya Büyükelçiliği’ne yaptığı ziyaretten ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’yle gerçekleştirdiği iki telefon görüşmesinden bahsetmiştir. Dahası Papa, her iki taraftaki savaş esirlerini serbest bırakmaya yönelik müdahalelerinden söz etmiş ve hem Kiev’i hem de Moskova’yı ziyaret etmek istediğini vurgulamıştır. Bununla birlikte Putin’in adından açıkça bahsetmenin gerekli olmadığı konusunda da ısrar etmiştir.[5]

Anlaşılabileceği gibi Papa, söz konusu savaşın çözülmesi noktasında; ancak diplomasinin etkili olabileceğini düşünmektedir. Bu bağlamda taraflar arasında arabuluculuk faaliyetleri yürütmeye devam etmektedir. Buna karşılık Putin’in adını direkt olarak anmaması, Ukrayna’nın tepkisine yol açmaktadır.

Diğer taraftan Papa’nın bahsi geçen tarihte yaptığı açıklamadaki bazı noktalar, Moskova’nın da sert tepki göstermesine neden olmuştur. Papa, Rus Silahlı Kuvvetleri’nin Çeçen ve Buryat üyelerinin Ukrayna’da etnik Rus askerlerinden daha fazla zulüm yaptığına işaret etmiştir. Ayrıca mevzubahis etnik grupların Rus geleneğinden olmadığını öne sürmüştür.[6]  Buna Moskova’nın sert tepki göstermesi üzerine Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, 15 Aralık 2022 tarihinde Vatikan’ın Rusya’dan özür dilediğini ifade etmiş ve Moskova’nın artık konuyu kapanmış olarak gördüğünü belirtmiştir.[7]

Görüleceği üzere Papa, savaşın başından itibaren Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü savaş konusunda Rus ve Hristiyan olmayan etnik yapılara dikkat çekmektedir. Çünkü Çeçenler, Müslüman ve Buryatlar ise Budisttir. Bu bağlamda Papa; Ruslar, Ortodoksluk mezhebine mensup olsalar da Rusya’nın Hristiyan kimliğine önem vermektedir. Dolayısıyla bu durum, Vatikan’ın Moskova’ya yönelik yaklaşımın şekillenmesinde rol oynamaktadır.

Sonuç olarak Vatikan, savaşın başından itibaren Moskova ile Kiev arasında arabuluculuk faaliyetleri yürütmeye çalışmaktadır. Fakat Papa, bir dereceye kadar taraflar arasında denge siyaseti ve diplomatik faaliyetler yürütmeye çalışsa da Ukrayna ve Rusya’nın Vatikan’ın mevzubahis politikasından pek de memnun olmadığı görülmektedir.


[1] “Pope Condemns War in Ukraine but Doesn’t Name Putin”, Politico, https://www.politico.eu/article/ukraine-war-pope-francis-condemns-vladimir-putin/, (Erişim Tarihi: 27.12.2022).

[2] “Pope: War Cannot be Reduced to Distinction Between Good Guys and Bad Guys”, Vatican News, https://www.vaticannews.va/en/pope/news/2022-06/pope-francis-ukraine-war-interview-civilta-cattolica.html, (Erişim Tarihi: 27.12.2022).

[3]  Eleonora Vasques, “How Russia’s invasion of Ukraine Ended Vatican’s Multilateral Foreign Policy”, Euractiv, https://www.euractiv.com/section/politics/interview/how-russias-invasion-of-ukraine-ended-vatican-citys-multilateral-foreign-policy/, (Erişim Tarihi: 27.12.2022).

[4] “Vatican Seeks to Clarify Pope’s Stance on Ukraine”, Voice of America, https://www.voanews.com/a/vatican-seeks-to-clarify-pope-s-stance-on-ukraine-/6722503.html, (Erişim Tarihi: 27.12.2022).

[5] “Pope: Polarization is not Catholic, Dialogue is the Only Way”, Vatican News https://www.vaticannews.va/en/pope/news/2022-11/pope-polarization-is-not-catholic-dialogue-is-the-only-way.html, (Erişim Tarihi: 27.12.2022).

[6] “Racist Interview with Pope Francis Causes Fury in Russia”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2022/nov/29/interview-pope-francis-fury-russia, (Erişim Tarihi: 27.12.2022).

[7] “Moscow Says Vatican Apologised Over Pope’s Comments About ‘Cruel’ Russian Ethnic Minorities”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/moscow-says-vatican-apologised-over-popes-comments-about-cruel-russian-ethnic-2022-12-15/, (Erişim Tarihi: 27.12.2022).

Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege Özkan, 2019 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2022 senesinde aynı üniversitenin Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı’nda hazırladığı “Türk Siyasi Hayatında Selim Rauf Sarper ve Faaliyetleri” başlıklı teziyle almıştır. Hâlihazırda aynı enstitüde doktora eğitimine devam etmektedir. 2020-2021 yılları arasında Türk Tarih Kurumu Yüksek Lisans Bursiyeri olan Özkan, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler