Son on yıl içinde etkin bir petrol üreticisine dönüşen Venezuela, 2025 yılında Donald Trump’ın başkanlığı döneminde alınan yeni yaptırım kararlarıyla bir kez daha ağır bir darbe almıştır. Trump’ın 24 Mart tarihinde sosyal medya üzerinde duyurduğu karara göre, Venezuela’dan petrol veya doğalgaz ithal eden ülkelerin, Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) yapacakları her türlü ticarette %25 ek gümrük vergisine tabi tutulacağı ifade edilmiştir.[1] Aynı anda, Chevron ve Global Oil Terminals gibi ABD merkezli şirketlerle İspanya, Fransa, Hindistan ve İtalya kökenli firmaların Venezuela’daki faaliyet izinleri de iptal edilmiştir. Bu adımlar, halihazırda kırılgan bir dengede duran Venezuela petrol endüstrisini daha da istikrarsız bir noktaya sürüklemektedir.
Trump yönetiminin bu agresif hamleleri, Venezuela’nın uluslararası petrol ticaretinden neredeyse tamamen izole edilmesi riskini artırmıştır. Venezuela’nın petrol ve enerji politikaları konusunda önde gelen isimlerinden Francisco Monaldi, petrol üretiminde günlük 100.000 varili aşabilecek bir düşüşün, dünya petrol piyasasına ciddi zarar verebileceğini ifade etmiştir.[2] 2013 yılından itibaren Venezuela’nın petrol üretiminde ciddi düşüşler gözlemlenmektedir.
Bu gerilemenin ardında sadece dış müdahaleler değil, aynı zamanda iç yapısal sorunlar da yer almaktadır. Özellikle Venezuela Devlet Petrol Şirketi’nin (VDPŞ) çöküşü, yatırımların azalması, bakım eksiklikleri, yetersiz yönetim uygulamaları ve başarıyla sonuçlanmayan uluslararası anlaşmaların birleşimiyle hızlanmıştır. Venezuela Şeffaflık Örgütü tarafından yapılan açıklamalara göre, devlet kasasına girmesi gereken milyarlarca doların akıbetinin belirsizliğini koruduğu, birçok eski enerji bakanı ve VDPŞ yöneticisinin ya hapiste olduğu ya da yurt dışına yerleştiği dile getirilmektedir.[3] Yaşanan bu olumsuz durumlar, sektörün yeniden yapılandırılması zorlaştırmıştır.
Bu iç kriz, ABD’nin uyguladığı ekonomik ve mali yaptırımlarla daha da derinleşmiştir. Özellikle VDPŞ’nin malzeme tedarik zinciri, Venezuela Merkez Bankası ve diğer kamu kurumları üzerindeki kısıtlamalar, ülke ekonomisinin daralmasına neden olmuştur. 2000’li yılların başına kıyasla Venezuela’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) dörtte bire düşmüş, hiper enflasyon altı haneli rakamlara ulaşmış, gelir temelli yoksulluk oranı %90’a tırmanmış ve ülke nüfusunun dörtte biri olan yaklaşık 8 milyon kişi göç etmek zorunda kalmıştır.[4]
Yine de 2022 yılından itibaren Washington’un Chevron ve diğer bazı yabancı şirketlerin Venezuela’da sınırlı faaliyet göstermesine izin vermesiyle birlikte bir toparlanma eğilimi gözlemlenmiştir. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) verilerine göre, ülkenin günlük petrol üretimi 2023 yılında 760.000 varile, 2024 yılında 857.000 varile ve 2025 Mart ayında 913.000 varile kadar yükselmiştir.
Ancak Trump’ın yeni yaptırımlarıyla birlikte bu kırılgan iyileşme süreci aniden kesintiye uğrama riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Chevron’un çekilmesi, VDPŞ’nin sahaları devralması anlamına geliyor olsa da üretimde kaçınılmaz bir düşüş beklenmektedir. Malzeme eksiklikleri, teknik destek kaybı ve seyreltici ithalatının zorlaşması, üretim süreçlerini ciddi biçimde sekteye uğratabilir.
Dolayısıyla Venezuela, sadece petrol üretiminde yeni bir düşüş sürecine değil, aynı zamanda gelir kaybı, finansal izolasyon ve enerji ihracatında ciddi daralmalarla birlikte yeni bir ekonomik şok dalgasına doğru ilerlemektedir. ABD’nin son yaptırım hamlesi, Venezuela’nın Asya piyasalarına yönelme arayışını da güçlendireceği düşünülmekte, ancak bu geçişin kolay olmayacağı da öngörülmektedir.
Üretim darboğazı ve ihracat engelleri Venezuela’yı farklı arayışlara yöneltmektedir. Özellikle Güneydoğu Asya’da Malakka Boğazı gibi uluslararası deniz ticaret noktalarında, tankerler arasında denizde petrol aktarımı yapılarak menşe belirsizliği yaratılmakta ve bu sayede yaptırımlar aşılmaya çalışılmaktadır. Venezuela, bu yöntemi 2019 yılından bu yana yürütmekte, petrolü hedef ülkelere ulaştırmak için Malezya menşeli gibi göstermektedir.[5] Ancak bu yöntem sadece hukuki riskleri değil, aynı zamanda lojistik maliyetleri de artırmaktadır. Uzun mesafeli taşımacılık, sigorta ücretleri ve aracılar nedeniyle kâr marjı düşmekte; petrol varili başına %30’a varan indirimlerle satılmak zorunda kalınmaktadır.
Ek olarak, Venezuela ham petrolünün, Brent veya Batı Teksas Ara Petrolü (WTI) gibi daha hafif türlere göre işlenmesi daha zor ve maliyetlidir. Bu teknik farklılık, petrolün piyasa fiyatının yaklaşık 10 dolar daha düşük olmasına neden olmaktadır.[6] Bu durum, Venezuela’nın zaten azalan gelir potansiyelini daha da sınırlandırmakta ve ülkeyi ekonomik açıdan daha kırılgan hale getirmektedir.
Ekonomik göstergeler açısından da tablo oldukça karamsardır. 2023 ve 2024 yıllarında sırasıyla %2,6 ve %5 büyüme gösteren Venezuela ekonomisi, bu gelişmelerin ardından yeniden durgunluğa girmeye adaydır. 2025 yılı içinde resesyona girilmesi kuvvetle muhtemel görünmektedir. Bolivar’ın dolar karşısında sadece yılın başından bu yana %50’nin üzerinde değer kaybetmesi, hiper enflasyonun geri döneceğinin habercisidir.[7] Ecoanalítica verilerine göre, 2025 yılı enflasyon tahmini %189’dur.[8] Bu oran, halkın alım gücünü ve günlük yaşamını doğrudan tehdit etmektedir.
Son olarak bu kriz sadece Venezuela’yı değil, dolaylı olarak ABD enerji piyasasını da etkilemektedir. ABD’li ithalatçılar Venezuelalı ham petrolün ucuzluğu sayesinde iç piyasadaki petrolü dışa satarak kâr elde edebilmekteyken, bu dengenin bozulduğu görülmüştür. Ayrıca Chevron’un çekilmesi, sosyal sorumluluk programlarının uygulandığı Soledad gibi küçük yerleşim yerlerinde halk sağlığına erişimi de doğrudan olumsuz etkilemektedir.
Bölgesel düzeyde ise Venezuela’nın geleneksel ihracat pazarlarını kaybettiği bir ortamda, Brezilya ve Guyana gibi komşu ülkeler enerji üretiminde hızlı yükseliş göstermekte ve ABD tarafından stratejik ortaklar olarak desteklenmektedir. Brezilya günlük 3.4 milyon, Guyana ise 650.000 varil petrol üretmektedir.[9] Bu gelişme, Venezuela’nın bölgesel enerji dengelerindeki yerini daha da zayıflatmaktadır.
[1] Marquez, Humberto. “Venezuela’s Oil Trapped in Hurricane Trump’s Onslaught.” Global Issues, Inter Press Service, https://www.globalissues.org/news/2025/04/25/39702, (Erişim Tarihi: 25.04.2025).
[2] Aynı yer.
[3] Aynı yer.
[4] Aynı yer.
[5] Cohen, Luc, and Marianna Parraga. “Special Report: How China Got Shipments of Venezuelan Oil Despite U.S. Sanctions.” Reuters, https://www.reuters.com/article/world/special-report-how-china-got-shipments-of-venezuelan-oil-despite-us-sanctions-idUSKBN23J1N6/, (Erişim Tarihi: 27.04.2025).
[6] Marquez, Humberto, a.g.e.
[7] Aynı yer.
[8] Ruiz, Luis Alejandro. “Venezuela’s Black Market Exchange Rate Soars to Bs 95.60 per U.S. Dollar Amid Institutional Silence.” Guacamaya, https://guacamayave.com/en/venezuelas-black-market-exchange-rate-soars-to-bs-95-60-per-u-s-dollar-amid-institutional-silence/, (Erişim Tarihi: 27.04.2025).
[9] Marquez, Humberto, a.g.e.