Tarih:

Paylaş:

Güçlü Reformlar Sürecinde Yeni Kazakistan’ın Yönü

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2022 yılının ilk günlerinde Kazakistan’da patlak veren protestoların sona ermesinin ardından Sayın Kasım-Cömert Tokayev liderliğindeki ülkede güçlü reformlar uygulanmaya başlamıştır. Yani Sayın Tokayev, Cumhurbaşkanı olduğu 2019 yılından itibaren “Halkın Sesini Duyan Devlet” şeklinde adlandırdığı süreci çok daha ileri bir seviyeye taşımıştır.

Ülkedeki problemleri reddetmeyen Kazakistan Cumhurbaşkanı, söz konusu sorunların aşılabilmesi için güçlü bir irade ortaya koymaktadır. Bu anlamda Sayın Tokayev’in 17 Şubat 2022 tarihinde Habar Ulusal Kanalı’na verdiği Kazakça röportaj, ülkedeki reformların yönüne dair mühim mesajlar barındırmaktadır.

Kazakistan Reform Dönemi

Söz konusu röportajda Kazak lider, gösterilerin barışçıl niteliklerle başladığını ve ilk aşamada hiçbir yıkımın yaşanmadığını belirterek iyi niyetli taleplerle sokağa çıkan insanlara sırt çevirmediğini gözler önüne sermiştir.

Bu kapsamda Sayın Tokayev’in görece haklı taleplerde bulunan insanlar ile teröristleri aynı kefeye koymaması oldukça mühimdir. Zaten Kazakistan’da gerçekleştirilen reformlar da iyi niyetli taleplerin göz önünde bulundurulduğunu ortaya koymaktadır. Lakin Sayın Tokayev’in de belirttiği gibi, olayların kontrolden çıkmasına yol açan terör bağlantılı, özel eğitimli suç grupları eylemleri provoke etmiştir. Nitekim Kazakistan, halkını refahını arttıracak reformlar yaparken; terörle ilişkili olan kişilerin cezalandırılması noktasında da kararlı bir duruş sergilemekte ve ülkenin ulusal güvenliğine yönelik benzer saldırıların yaşanmaması amacıyla birtakım önlemler almaktadır.

Sayın Tokayev’e göre bahsi geçen olaylar, ülkenin güvenliğine ve devletin bütünlüğüne karşı yapılan bir darbe girişimidir. Kuşkusuz Yeni Kazakistan, bu süreçten çok daha güçlü bir şekilde çıkacaktır. Zira özel eğitimli silahlı grupların iktidarı ele geçirme riski atlatılmıştır. Şimdi ise güçlü Kazakistan’ın inşa sürecine hız verilmiştir. Dolayısıyla reform zamanıdır.

Röportajının devamında “Devlet halk içindir.” diyen Sayın Tokayev, ülkesinde gerçekleştirilen reformların yönünü de gözler önüne sermiştir. Kazakistan Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği üzere, ülkedeki reformların amacı adil bir toplum oluşturulması, tekellerin ortadan kaldırılması, iktisadi kalkınmanın sağlanması ve siyasi dönüşümün sağlıklı bir zemine oturtulmasıdır. Zira Tokayev’e göre, protestolara katılan ve terörize olmayan iyi niyetli insanların haklı gerekçeleri vardır. Nüfusun çoğunluğu yoksuldur. Devleti tüm serveti, küçük bir grubun elindedir. Yani gelir dağılımında ciddi bir adaletsizlik söz konusudur. Protestoların başlama nedeni de budur.

Kazakistan Cumhurbaşkanı’nı başarılı kılan husus da büyük bir demokratik olgunluk göstererek devletin protestolardan gerekli dersleri çıkardığını ifade etmesidir. Üstelik Sayın Tokayev, bu konudaki görüşlerini Kazakistan Parlamentosu başta olmak üzere muhtelif platformlarda defalarca dile getirmiştir.

Ekonomide sınırlı sayıda insanın egemen olduğunu belireterek “oligopol” terimini kullanan Kazak lider, “Bu, genel olarak adaletin ve aslında gerçek rekabetin önündeki engeldir. Bu sorunu çözmezsek, ekonomimiz gelişmeyecek ve iç siyasi durum daha da kötüleşecek. Bu nedenle başlıca amacım hem ekonomide hem de siyasette tekelleri ortadan kaldırmaktır.” demiştir.

Kuşkusuz Sayın Tokayev’in sözleri, ülkenin serbest piyasa ekonomisine entegrasyona odaklanacağı ve siyasette demokratikleşme noktasında ciddi adımlar atılacağı anlamını taşımaktadır. Yani Sayın Tokayev, liberalleşme noktasında kararlı bir tavır sergilemektedir.

Müreffeh bir toplum yaratmak için yalnızca devletin değil; vatandaşların da çok çalışması gerektiğine dikkat çeken Kazak lider, en acil sorunun çalışkanlık fikrinin topluma aşılanması ihtiyacı olduğunu vurgulamış ve “Ülkede bilinen olumsuz faktörlere rağmen etkili çalışma için birçok fırsat var. İyi ve kötü hakkında hiç kimse büyük Abay’dan daha fazlasını söyleyemez. Abay’ın ‘gayret, emek, tefekkür, şükür ve merhamet’ tavsiyesi çok önemlidir.” demiştir.

Dolayısıyla Kazakistan Cumhurbaşkanı, ülkesinde reformlar aracılığıyla müreffeh bir toplum yaratmak isterken; herkesin çok çalışması gerektiğinin de farkındadır. Bu da Kazakistan’ın dünyada hak ettiği yere ulaşmasının bir gereğidir.

Yeni Kazakistan’ın Hedefi: Bağımsızlığın ve Egemenliğin Pekiştirilmesi

Bilindiği üzere Kazakistan, zorlu ve kaygan yollardan geçerek birçok badireyi atlatmış ve uluslararası toplumun saygın bir üyesi haline gelmeyi başarmıştır. Orta Asya’nın en istikrarlı devletlerinden olan Kazakistan, 2022 yılının Ocak ayındaki hadiseleri de köklü tarihinin verdiği birikim sayesinde atlatmayı başarmıştır.

Sayın Tokayev, “Yaşanan trajedi sırasında halkımız birliğini göstermiştir. Bunu diğer nesillere aktarmalıyız.” diyerek adeta Türkçede kullanılan “Her şerde bir hayır vardır.” sözüyle uyumlu bir şekilde 2022 yılının Ocak ayındaki olayların Kazak toplumundaki birliktelik hissini kuvvetlendirdiğine işaret etmiştir. Kazakistan’ın büyük ve güçlü bir millet ve devlet olma hissini gelecek nesillere aktarması ise bağımsızlığın ve egemenliğin pekiştirilmesini gerektirmektedir.

Ülkenin parlak bir geleceği olduğuna vurgu yapan Sayın Tokayev, devletin egemenliğini ve bağımsızlığını pekiştireceklerini belirtmiştir. Ülkenin bağımsızlığının her şeyden daha değerli olduğunu belirten Kazak lider, “Onu göz bebeğimiz gibi korumak hepimizin müşterek görevidir.” demiştir.

Ayrıca Tokayev, bağımsızlık ve egemenlik bağlamında dil politikalarına da değinmiştir. Bu kapsamda Sayın Tokayev, “Dilimize gelince, onu koruyacağız. Aksi olmayacaktır. Çünkü tarihimizin en zor dönemlerinde dilimiz, öngörülü büyüklerimiz ve sıradan insanlarımız sayesinde ayakta kalmıştır. Ancak, dili düzenlememiz gerekiyor.” şeklindeki sözleriyle dil reformuna işaret etmiştir.

Bununla birlikte Kazakistan Cumhurbaşkanı, “Sorun Latin alfabesine hızlı bir geçiş değildir. Bu konu iyice tartılmalıdır. İyice araştırılmalıdır. Gereksiz yere acele etmemeliyiz.” sözleriyle köklü reformların zamana ihtiyacının olduğunun altını çizmiştir. Zira aceleyle atılan adımlar, bazen beklenen sonuçları vermemektedir.

Aslında Kazakistan’daki reform süreçlerinin geneli için bu durumu ifade etmek mümkündür. Yeni Kazakistan’ın inşa sürecinde sayın Tokayev, vizyoner bir liderlik örneği göstermekte ve ülkenin ihtiyaçlarına göre gereken adımları atmak için kararlı bir tavır sergilemektedir. Fakat bazı konularda zamana ihtiyaç duyulduğu da açıktır. Önemli olan reform yönündeki iradenin sağlamlığıdır. Sayın Tokayev de bu konuda son derece tutarlı bir lider olduğunu ortaya koymaktadır.

Dengeye Dayalı Çok Vektörlü-Yönlü Dış Politika ve Rusya

Orta Asya’nın en dinamik devletlerinden olan Kazakistan’ın başarısında uyguladığı dış politikanın etkisi büyüktür. Aslında bu politikanın da en önemli mimarı Sayın Tokayev’dir. Zira 1994-1999 ve 2002-2007 yılları arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Kazakistan Cumhurbaşkanı, söz konusu dönemde Kazakistan’ın uluslararası toplumun saygın bir üyesi haline gelmesine büyük katkıda bulunmuştur.

Görev yaptığı dönemde dünyada Çince bilen tek Dışişleri Bakanı olarak tanınan ve aslında bir Çin uzmanı olan Sayın Tokayev, Rusya’yı da yakından tanımaktadır. Nihayetinde, Kazakistan’ın uluslararası politikadaki başarısı da komşusu olan bu iki büyük güçle kurduğu dengeli politikanın neticesidir. Ayrıca Sayın Tokayev, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalışmasının da etkisiyle Batılı devletlerle de iyi ilişkiler tesis etmiştir. Bu durum ise Kazakistan’ın çok vektörlü-yönlü dış politikasını başarıyla uygulamasına vesile olmuştur.

2022 yılının Ocak ayındaki protestolarda ise Sayın Tokayev, son derece normal bir şekilde ülkesinin üyesi olduğu güvenlik örgütü olan Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nden (KGAÖ) yardım istemiştir. Nitekim KGAÖ’nün desteği, protestoların kontrolden çıkmasını önlemiştir.

Bu doğrultuda röportajda Rusya’ya ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Kazakistan Cumhurbaşkanı, “Rusya Kazakistan’ın komşusu ve ortağıdır. Böyle bir durumda bize yardıma gelmesi gayet normaldir. Bunu “Kazakistan’ı kurtarmak” olarak değil; “ortak çıkarlarımızı kurtarmak için yapılan bir eylem” şeklinde nitelendirmek gerekir.” cümlesini kurmuştur.

Ayrıca Sayın Tokayev, Putin’e borçlu olmadıklarını da dile getirmiş ve “KGAÖ birliği, Putin’e veya Rusya’ya bağlı bir askeri birlik değildir. Bu örgütün askeri bileşimi, tüm üye devletlerin askerlerinden oluşur. Rusya’nın yanı sıra Belarus, Ermenistan, Tacikistan ve Kırgızistan’ın da askeri birlikleri bulunmaktadır. Kazakistan da bu örgütün kurucu ve tam üyesidir. Bu nedenle her şey yasal ve mantıklıdır.” yorumunu yapmıştır. Buna ek olarak Tokayev, “Rusya’ya gelince, bu büyük güç, jeopolitik çıkarlarını savundu. Rusya’nın Kazakistan’ın istikrarına ihtiyacı var… Genel olarak, kimseye bir şey borçlu değiliz. Kazakistan egemen bir devlettir. Bu sebeple politikamız bağımsızdır.” demiştir.

Hiç kuşkusuz Kazakistan Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları, ülkesinin bağımsızlığına verdiği önemi net bir şekilde ortaya koymakta ve çok vektörlü-yönlü dış politikanın devam edeceğine işaret etmektedir.

Sonuç olarak Kazakistan, Sayın Tokayev’in Cumhurbaşkanı olmasının ardından ülkede başlattığı ve adını “Halkın Sesini Duyan Devlet” şeklinde nitelendirdiği halkçı reformları sürdürmektedir. 2022 yılının Ocak ayındaki olaylar, bu reform sürecini hızlandırmıştır. Çünkü Sayın Tokayev, bilge liderlik örneği göstererek terörle mücadelede kararlı bir duruş sergilerken; masum insanların iyi niyetli taleplerine de kulak tıkamamıştır. Bu yüzden de ülke, iktisadi ve demokratik atılımlar dönemine girmiştir.  Şüphesiz bu atılımlar, Kazakistan’ın egemenliğinin, bağımsızlığının ve Kazak dilinin güçlendirilmesini beraberinde getirecektir. Kazakistan’ın bağımsızlığına ve egemenliğine yapılan vurgu ise dengeye dayalı çok vektörlü-yönlü dış politika anlayışının devam edeceğini ortaya koymaktadır. Zaten bu dış politika yaklaşımının mimarı da Sayın Tokayev’dir.

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROLhttps://www.ankasam.org/author/mse/?lang=en
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında Arayış, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yaptı. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan; Avrasya Dosyası, Stratejik Analiz, Stratejik Düşünce, Gazi Bölgesel Çalışmalar, The Journal of SSPS, Karadeniz Araştırmaları, gibi akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, Bölgesel Araştırmalar, Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları, Gazi Akademik Bakış, Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri, Demokrasi Platformu dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmektedir. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.