İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin geçen yıl göreve gelmesi, başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere birçok yerde endişe yaratmıştı. Hatta Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İtalya’yı demokratik ilkelerden sapması halinde olası “sonuçlar” konusunda uyarmıştı.[1] Bütün eleştirilere rağmen Meloni, beklenenin aksine demokratik standartlara ve AB kurallarına uygun bir liderlik sergilemiştir.
Meloni, İtalya’nın Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) bağlılığı konusunda yabancı müttefiklerine güven vermeyi öncelik haline getirmiştir. Özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı karşısında sergilediği sert duruş, Avrupa’nın beklediği politikadan oldukça farklı bir tablo olmuştur. Başbakan olarak parlamentoda yaptığı ilk konuşmada, “Putin’in enerji konusundaki şantajına boyun eğmek, sorunu çözmez” ifadelerini kullanmıştır.[2]
Meloni’nin önceki liderlere karşı zafer kazandığı ve özgürleştiği belirtilmektedir. Göreve gelir gelmez Brüksel’e yaptığı ziyaret ve AB yetkilileriyle yaptığı görüşmelerle Meloni, Avrupa’yla ilişkilerini güçlendirmiştir. Siyasi analist Massimo Franco, İtalya’nın ilk kadın başbakanı olan Meloni’nin Salvini ve Berlusconi’ye karşı zafer kazandığını ve kendini özgürleştirdiğini söylemiştir.[3] İtalya’nın demokrasisine yönelik korkuların “abartılı” olduğunu söyleyen Franco, Meloni’nin anayasanın garantörü olduğunu ifade etmiştir.
Meloni, İtalya’nın Başbakanı olarak ikinci yılını doldurmaktadır. Meloni’nin liderliğindeki hükümet, iç göçmen politikaları ve ekonomik düzenlemelerle gündeme gelmiştir. İlk yılın ardından hükümetin istikrarını artırmak amacıyla anayasa reformuna yönelik bir çaba vurgulanmıştır. Ancak hükümetin politikaları ve Meloni’nin kişisel tutumları, özellikle dış politikada eleştirilmiştir. İtalya’da kısa ömürlü hükümetlerle mücadele devam etmektedir. Hükümetin güvenoyu ve halk desteği, Meloni’nin liderliği altında beklenen istikrarı sağlama çabalarının bir göstergesi olarak önemli bir role sahiptir.
Meloni’nin siyasi geçmişi ve partisinin kökleri, Benito Mussolini’nin nostaljik unsurlarını içerse de Meloni, bundan çok farklı bir vizyonları olduğunu savunmaktadır. Meloni’nin Nazi işgali altındaki Roma’da yaşananlarla ilgili yaptığı açıklamalar, tarihsel sorumluluğa dair bir farkındalık yaratma çabasını yansıtmaktadır.
Anket sonuçları, Meloni’nin halk arasında önemli bir destek bulduğunu göstermektedir. Başbakan olduğundan bu yana Meloni, 2022 seçimlerinde partisinin aldığı %26’lık oy oranına kıyasla, seçmenler arasında yapılan anketlerde %30’a yakın bir oy alarak en üst sıralarda yer almıştır.[4] Ancak eleştiriler de devam etmektedir. Meloni ikinci yılında, daha istikrarlı hükümetler kurulması umuduyla, başbakanlığın doğrudan seçmenler tarafından seçilmesini sağlayacak bir anayasa reformu için çalışma sözü vermiştir.
Meloni’nin gelecekteki anayasa reformu çabaları, siyasi arenada daha fazla değişiklik yaratma potansiyeli taşısa da hala çeşitli eleştirilere maruz kalması muhtemeldir. Bu bağlamda, Meloni’nin liderliği altındaki hükümetin önümüzdeki dönemde nasıl bir politika izleyeceği ve halk üzerindeki etkisi, İtalya’nın siyasi manzarasını belirleyen önemli unsurlar olacaktır.
[1] Lisa Jucca, “Meloni’s Italian Job Is A Lesson For EU’s Right”, Reuters, https://www.reuters.com/breakingviews/melonis-italian-job-is-lesson-eus-right-2023-09-26/ (Erişim Tarihi: 18.10.2023).
[2] Aynı yer.
[3] Frances D’emilio, “Italy’s Far-Right Premier Meloni Defies Fears Of Harming Democracy And Clashing With The EU”, AP News, https://apnews.com/article/italy-meloni-farright-migrants-2b3fc3bb92058eff65a7b38fa639693c, (Erişim Tarihi: 18.10.2023).
[4] Aynı yer.