Tarih:

Paylaş:

Kırgızistan-Tacikistan Çatışmalarının Öğrettikleri: Orta Asya’da İşbirliği Arayışları

Benzer İçerikler

Tacikistan ile Kırgızistan arasında her iki taraftan da onlarca insanın öldürülmesi ve yaralanmasıyla sonuçlanan son sınır çatışması, liderlerin itidalli tutumunun etkisiyle sona ermiştir. Bu süreçte Orta Asya ülkelerinin bölge barışına önem veren yaklaşımları, sınırdaki çatışmaların kapsamlı bir savaşa dönüşmesini önlemiştir. Zira Kazakistan ve Özbekistan gibi ülkelerden gelen açıklamalar, işbirliği vurgusu üzerinden şekillenmiştir. En önemlisi de Kırgız-Tacik sınırındaki proje hattına dikkat çekilmiştir. Böylece hem sınır ihtilaflarını ittifaklara dönüştürmesi hem de bölgesel entegrasyona katkı yapması hedeflenen görüşmeler başlamıştır.[1]

Aslında her iki devletin de birçok benzerliği vardır. Gerek Kırgızistan gerekse de Tacikistan yüzölçümü, nüfusu ve ekonomik kapasitesi bakımından benzer ülkelerdir. Dahası iki ülkenin askeri kapasitesi de birbirine yakındır. Nitekim uluslararası askeri sıralamada, Kırgızistan Ordusu 93. ve Tacikistan Ordusu da 99. sıradadır. Bu da iki ülke arasında yaşanan ihtilafların kapsamlı bir savaşa dönüşmesi halinde, söz konusu savaşın uzun yıllar sürebileceğine ve tarafların birbirlerine üstünlük sağlamalarının çok mümkün olmadığına işaret etmektedir. Dolayısıyla savaş seçeneği, iki tarafın da çıkarlarına aykırıdır. Buna ek olarak böylesi bir durum, yalnızca iki devletle sınırlı kalmayacak; Fergana Vadisi’ndeki sorunun bir parçası olan Özbekistan başta olmak üzere tüm Orta Asya’yı ateş çemberine çevirebilecektir. Yani tarafların itidalli davranarak işbirliği arayışına yönelmeleri hem kendi çıkarlarına hem de bölgenin geleceğine hizmet etmektedir. Aksi durum ise Orta Asya’yı istikrarsızlaştırarak kontrol etmek isteyen ve bu coğrafyada “böl-çatıştır-yönet” stratejisi uygulayan Rusya’nın işine gelecektir.

Mevzubahis durum, Bişkek ve Duşanbe yönetimlerini ortak çalışmaya yönlendirmiş ve çatışmaların sona ermesini sağlamıştır. Bu kapsamda Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadr Caparov ile Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman arasında gerçekleşen telefon görüşmesi yapıcı bir ortam tesis etmiştir. Bunun yanı sıra Kırgızistan Ulusal Güvenlik Başkanı Kamçıbek Taşiev ve Tacikistan Ulusal Güvenlik Başkanı Saymumin Yatimov arasındaki temaslar da çatışmaların büyümesini önlemiş ve müzakere sürecinin önünü açmıştır.

Kısacası taraflar, yaşanan sorunu kendi aralarında çözme yönünde iradelerinin bulunduğunu net bir şekilde ortaya koymuşlardır. Üstelik taraflar, çatışmadan faydalanması muhtemel bölge dışı aktörlerin arabuluculuk çabalarına da kapıyı kapatmıştır. Örneğin Kırgızistan, Rusya’nın başat aktör olduğu Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) yardımını reddetmiştir.[2] Bu durum, “Yeni Büyük Oyun”un başladığı Orta Asya’da Caparov yönetiminin oyunun farkında olduğunu göstermektedir. Zira KGAÖ’nün arabuluculuğu, Rus Barış Gücü seçeneğini gündeme getirerek orta ve uzun vadede bölge devletlerinin bağımsızlıklarına gölge düşürebilecek bir durum teşkil edebilir.

Özetle taraflar arasındaki sınır problemlerinin çözümü iki ülkenin iradesine bağlıdır. Bu nedenle de Kırgızistan ve Tacikistan’ın kısa süre içerisinde silahlı saldırıları önlemeyi, vatandaşların güvenliğini sağlamayı ve birlikte düzeni yeniden tesis etmeyi kabul etmeleri son derece önemlidir. Dolayısıyla bu durum, her iki tarafın da çatışmayı üçüncü şahısların müdahalesi olmadan çözmeye çalıştıklarını göstermektedir. Elbette bu da yalnızca iki aktörün değil; tüm Orta Asya’nın istikrarı ve güvenliği bakımından değerlidir. Zira bölge devletleri, bölge dışı aktörlerin müdahalelerini reddetmektedir. Bu iradeyi yansıtan bir durum da insani yardım faaliyetleri noktasında Kazakistan’ın Kırgızistan’a yardım ederken; Özbekistan’ın da Tacikistan’a yardımda bulunmasıdır. Söz konusu durum, bölge devletleri arasında bir iş bölümünün bulunduğuna işaret etmektedir.

Anlaşılacağı üzere, komşu ülkelerin liderleri, çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesi için mühim katkı sağlamıştır. Bu anlamda Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevkat Mirziyoyev’in yaklaşımları oldukça değerlidir. Nitekim Tokayev, tüm tartışmalı konuların tek tek ele alınmasının önemine dikkat çekmiş ve sorunların bir sonraki Orta Asya Ülkeleri Başkanları Zirvesi’nde müzakere edilmesini önermiştir.[3] Bu da bölge devletlerinin bölgesel sorunları kendi aralarında çözme iradesini yansıtmıştır. Mirziyoyev ise Tacikistan ve Kırgızistan liderleriyle tek tek telefon görüşmeleri yaparak, dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerinin ehemmiyetine vurgu yapmış ve bu devletleri aralarındaki sorunları askeri yöntemlerle değil; müzakere yoluyla çözmeye davet etmiştir.[4] Tüm bu tablo ise bölge devletlerinin Fergana Vadisi üzerinden Orta Asya ve hatta Afganistan’a kadar uzanan coğrafyada oynanmak istenen oyunun farkında olduklarını gözler önüne sermektedir.

Görüldüğü gibi, Kırgız-Tacik çatışması ve bölgeyi istikrarsızlaştıracak benzer gelişmeler, üçüncül aktörlerin müdahalelerini kolaylaştıracaktır. Bu da Orta Asya ülkelerinin bağımsızlıklarını sınırlandırabilir. Nitekim Afganistan’daki gelişmeler ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) mevzubahis ülkeden çekilmeye başlaması, vekalet savaşlarının Orta Asya’ya taşınmak istendiğine işaret etmektedir. Bu da Fergana Vadisi’nin temel çatışma bölgesi haline gelmesi riskini barındırmaktadır. İşte bu ortamda “Yakın Çevre Doktrini” çerçevesinde bölgeyi arka bahçesi olarak gören Moskova yönetimi, KGAÖ aracılığıyla “barış gücü” adı altında bölgeye asker konuşlandırmaya çalışabilir. Bu da bölgenin istikrarsızlaştırılmasının yanı sıra Orta Asya devletlerinin bağımsızlıkları noktasında da sorunlu bir durum yaratacaktır. Bu nedenle de Kazakistan ve Özbekistan’ın endişesi ve bu devletlerin Tacikistan ve Kırgızistan’ın liderlerini ikna etmeye yönelik yürüttüğü çabalar oldukça anlamlıdır. Bu noktada Kırgız ve Tacik liderlerin sağduyulu tutumları da tarihe not düşülmelidir. Zira bu aktörlerin yaklaşımları, Rusya başta olmak üzere dış güçlerin bölgeye ilişkin beklentilerini akamete uğratacaktır. Üstelik bölgedeki ihtilafların müzakereler yoluyla ittifaklara dönüşmesi ve işbirliğinin belirginleşmesi, Orta Asya’yı jeopolitik bir özne olarak daha etkin bir boyuta taşıyacak ve bölge devletlerinin edilgen statüsü ortadan kalkacaktır. Böylece Orta Asya devletleri, uluslararası arenada her geçen gün daha da saygın bir aktör haline gelecektir.

Neticede Kırgızistan ile Tacikistan arasında yaşanan çatışmalar, bölgesel işbirliğinin ve diyalog ortamının önemini bir kez daha göstermiştir. Her krizin içinde bir fırsat barındırdığını doğrularcasına bölgesel entegrasyonun gelişimine katkı sağlayacak bir siyasi iklim de oluşmuştur. Bu iklim, Orta Asya ülkelerinin dış müdahalelere karşı ortak bir irade geliştirmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu ortamda bölge devletlerinin bölgeyi istikrarsızlaştırmak isteyen üçüncül aktörlerin müdahalelerine karşı birlikte hareket etmesi tarihsel bir zorunluluktur.


[1] “Podpisan sovmestnyy Protokol pravitel’stvennykh delegatsiy po delimitatsii i demarkatsii kyrgyzsko-tadzhikskoy gosgranitsy”, Gov.kg, https://www.gov.kg/ru/post/s/19984-podpisan-sovmestnyy-protokol-pravitelstvennykh-delegatsiy-po-delimitatsii-i-demarkatsii-kyrgyzsko-tadzhikskoy-gosgranitsy, Gov.kg, (Erişim Tarihi: 07.05.2021).

[2] “Konflikt na granitse s Tadzhikistanom. Kyrgyzstan otkazalsya ot pomoshchi ODKB”, Kaktus, https://kaktus.media/doc/437493_konflikt_na_granice_s_tadjikistanom._kyrgyzstan_otkazalsia_ot_pomoshi_odkb.html, (Erişim Tarihi: 07.05.2021).

[3] “Tokayev predlozhil pomoshch’ v nalazhivanii svyazey mezhdu Kyrgyzstanom i Tadzhikistanom”, https://rus.azattyq.org/a/31230803.html, (Erişim Tarihi: 07.05.2021).

[4] “Mirziyoev obsudil s liderami Tadzhikistana i Kyrgyzstana konflikt na granitse”, Sputnik News Uzbekistan, https://uz.sputniknews.ru/20210430/mirziyoev-obsudil-s-raxmonom-i-japarovym-konflikt-na-tadjiksko-kyrgyzskoy-granitse-18567932.html, (Erişim Tarihi: 07.05.2021).

Perizat RISBEKKIZI
Perizat RISBEKKIZI
İlköğretim ve lise eğitimini Kırgızistan'da tamamlayan Perizat RISBEKKIZI, 2019 yılında Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olmuştur. 2020 yılından itibaren yüksek lisans eğitimini Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) burslusu olarak Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı'nda sürdürmektedir. Lisans döneminde İstanbul Ticaret Odası, Kırgızistan Din İşleri Devlet Komitesi'nde staj yapmıştır. İyi derecede Rusça ve İngilizce bilmektedir.