Moskova-Taliban Hattında Yeni Dönem mi Başlıyor?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

11 Eylül 2001 tarihli terör saldırılarının ardından Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) “Sonsuz Özgürlük Operasyonu” çerçevesinde Afganistan’a müdahale etmesi nedeniyle Taliban, Rusya’dan yardım istemiş; fakat Moskova, Taliban’ın talebini geri çevirmiştir. Hatta ilk aşamada Rusya, Amerikan müdahalesini desteklemiştir. Fakat ABD’nin Taliban’ı devirdikten sonra Afganistan’dan çekilmemesi ve bilhassa 2014 senesinde terör örgütü Devletü’l Irak ve’ş Şam’ın (DEAŞ) Afganistan’ın kuzeyinde faaliyette bulunarak Rusya’ya yönelik tehdit oluşturmaya başlaması, Moskova yönetimini Taliban’la ilişki kurmaya yönlendirmiştir.

Nitekim 2021 yılının Ağustos ayında Afganistan’dan ikinci Taliban döneminin başlamasında Rusya’nın desteğinin belirleyici rol oynadığı ifade edilebilir. Bu süreçte Rusya, ikinci Taliban dönemini memnuniyetle karşılamış ve Kabil Büyükelçiliği’ni açık tutarak olumlu mesajlar vermiştir.

Söz konusu durumun etkisiyle Rusya ile Taliban, ilk aşamada iyi ilişkiler geliştirmiştir. Bu bağlamda Rusya, Taliban diplomatlarını akredite etmiş ve Afganistan’ın Moskova Büyükelçiliği’ni Taliban’a devretmiştir. Uluslararası toplum nezdinde de Kremlin yönetimi, Taliban tarafından memnuniyetle karşılanacak mesajlar vermiştir. Örneğin Rusya, ABD’nin Afganistan’ın ulusal rezervlerini serbest bırakması gerektiğini dile getirmekte ve Taliban’ın uluslararası toplumdan izole edilmemesini savunmaktadır. Dahası Rusya, 2021 yılında düzenlenen Moskova Formatı’na Taliban’ı davet ederek Taliban’ın diğer aktörlerle diyalog kurmasında da köprü rolü oynamaya çalışmıştır.

Tüm bunlara rağmen terör örgütü El Kaide’nin lideri Eymen El-Zevahiri’nin Afganistan’ın başkenti Kabil’de düzenlenen hava operasyonu vesilesiyle etkisiz hale getirilmesinin akabinde meydana gelen gelişmeler Moskova’yı rahatsız etmiştir. Öncelikle Zevahiri’nin öldürülmesi hadisesi, ABD’nin Afganistan’da istihbari ve operasyonel anlamda hale çok güçlü olduğu düşüncesini yaratmıştır. Buna ek olarak Rusya’nın Kabil Büyükelçiliği önünde DEAŞ tarafından düzenlenen intihar saldırısında iki Rus diplomatın hayatını kaybetmesi ve Taliban’ın bölge devletlerine danışmadan ABD ve Batılı müttefikleriyle ilişki kurma çabaları da Rusya’da memnuniyetsizlik yaratmıştır. Özellikle de Taliban yetkililerinin Doha ve Abu Dabi’de ABD’li yetkililerle temaslarda bulunması Moskova’nın Taliban’a yaklaşımını olumsuz etkilemiştir.

Söz konusu gelişmeler, Rus karar alıcılarda ABD’nin Taliban’a Afganistan’ı teslim etmesinin bir oyun olduğu kanaatini güçlendirmiş ve Washington yönetiminin Orta Asya üzerinden Rusya’yı istikrarsızlaştıracak gelişmeler planladığı düşüncesini kuvvetlendirmiştir. Bu yüzden de Moskova yönetiminden gelen açıklamalar, Taliban’ı tenkit eden cümleler barındırmış ve Rusya, 2022 yılında düzenlenen Moskova Formatı toplantısına Taliban yetkililerini davet etmemiştir.

ABD başta olmak üzere Batılı ülkeler ve Taliban arasındaki ilişkilerin gerildiği bir dönemde Rusya’nın Afganistan Temsilcisi Zamir Kabulov’un Afganistan ziyareti gerçekleşmiştir. Taliban Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki’yle görüşen Kabulov’a söz konusu toplantıda Muttaki, Rusya’nın Taliban’ın dış politikasında özel bir konuma sahip olduğunu belirtmiş ve Taliban’ın Moskova’daki diplomatik varlığını güçlendirmek istediğini belirtmiştir. Söz konusu görüşmede ikili ilişkiler, bölgesel gelişmeler ve Taliban’ın Rusya’dan buğday ve doğalgaz ithalatı gibi konuların ele alındığı açıklanmıştır. Ayrıca Kabulov, Taliban Dışişleri Bakanlığı önünde meydana gelen saldırıyı kınayarak birtakım aktörlerin Afganistan’ı güvensizleştirmek istediğini ifade etmiştir.

Anlaşılacağı üzere Muttaki, Taliban’ın Batı’yla ilişkilerini onarmasının zor olduğu gerçeğinden hareketle, Rusya ve Çin gibi bölge devletlerine odaklanılacağı mesajını vermiştir. Zira Batı’nın beklediği şartları Taliban’ın karşılaması kolay değildir.

Öte yandan Kabulov, Rusya’nın beklentilerini net bir şekilde Taliban Dışişleri Bakanı’na iletmiştir. Burada dikkat çeken husus ise Rus diplomatın Afganistan’ın iç meselelerine karışmayacakları beyanında bulunmasıdır. Kabulov’a göre Rusya’nın önceliği, Batılı aktörlerin Afganistan’a dönmesinin önlenmesidir. Dolayısıyla Kremlin için Taliban’ın yönetim tarzı, Afganistan’ın iç meselesidir ve kendilerini ilgilendirmemektedir. Lakin Taliban’ın zayıflamaması önem arz etmektedir. Zaten doğalgaz ve buğday tedariki de Taliban’ın zayıflamasının engellenmesi kapsamında değerlendirilmektedir. Bu malzemelerin tedarik edilmesi vesilesiyle Afganistan’da iç meşruiyet tartışmalarının giderilmesi ve halkın yaşam standardının bir nebze de olsa arttırılması amaçlanmaktadır. Tüm bunların yanı sıra Kabulov, Rusya’nın uluslarlarası platformlarda Taliban’ı destekleyeceği mesajını vermiştir.

Sonuç olarak Muttaki ile Kabulov arasındaki görüşme, taraflar arasında yeni bir dönemin başlangıcına kapı aralamıştır. Zira Taliban, Batı’yla olan yakınlaşmasından istediği neticeleri elde edememiş ve yeniden bölgeye yönelmiştir. Rusya ise önceliğinin ABD ve müttefiklerinin Afganistan’daki etkisinin sınırlandırılması olduğunu ortaya koymuştur.


Ahmad Khan DAWLATYAR
Ahmad Khan DAWLATYAR
Ahmad Khan Dawlatyar, 2013 yılında Kunduz Üniversitesi Hukuk ve Siyaset Bilimi Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi Anabilim Dalı’nda “Türkiye Cumhuriyeti ve Afganistan İslam Cumhuriyeti Anayasalarında Güçler Ayrılığı İlkesi Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz” başlıklı teziyle 2019 yılında almıştır. Çeşitli bilimsel etkinliklere katılan Dawlatyar, Afganistan sorunuyla ilgili bildiriler ve makaleler sunmuştur. Bu kapsamda “Afganistan Sorununun Dini ve İdeolojik Nedenleri” başlıklı sunumu yayınlanmıştır. Halihazırda Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam etmektedir. ANKASAM bünyesinde yürütülen çalışmalara katkıda bulunan Ahmad Khan Dawlatyar’ın başlıca çalışma alanları Afganistan ve Pakistan’dır. Dawlatyar, anadil seviyesinde Farsça, Özbekçe, Türkçe ve Peştunca dillerine hakimdir. Ayrıca orta düzeyde İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler