Tarih:

Paylaş:

Bağımsızlığının 30. Yıldönümünde Türkmenistan Dış Politikası Ve Daimi Tarafsızlık Statüsü

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2021 yılı iki açıdan önemli yere sahiptir. Birincisi, Türkmenistan’ın bağımsızlığının 30. yıldönümüdür. Diğeri ise, Türkmenistan’ın “Daimi Tarafsızlık Statüsü” elde etmesinin üzerinden de çeyrek asırlık bir zaman geçmiştir. Dünya siyasetinde tansiyonun yükseldiği ve ülkelerin iç ve dış siyasetlerinde barışın değerinin gittikçe arttığı günümüzde Türkmenistan, dış politikasında elde ettiği statüyle özelde Orta Asya merkezli olarak Asya bölgesinde, genelde ise tüm dünyada, uluslararası arenada güvenlik ve barışı teşvik eden saygın bir ülke konumundadır.

Bu bağlamda Türkmenistan dış politikasının iki temel özelliği ön plana çıkmaktadır: Barış ve güvenlik. Nitekim, küresel ve bölgesel dengelerin değiştiği ve güç kaymalarının yaşandığı bir süreçte tüm dünyanın üzerinde konuştuğu ve kaygı noktasını üst düzeye taşıdığı iki temel kavram söz konusudur. Bunlar, yukarıda Türkmenistan özelinde de vurgu yaptığımız “barış” ve “güvenlik”tir.

Barış ve güvenliğin tesisi, insanlığın ve özellikle de devletlerin oluşum tarihiyle neredeyse eş zamanlıdır. Ancak bu kavramlar, tarihin hiçbir döneminde bugünkü kadar kritik bir öneme haiz olmamıştır. Zira Soğuk Savaş sonrası uluslararası sistemde bölgesel-küresel bazda yaşanan jeopolitik depremler, tırmanan gerginlik ortamı, artan terör faaliyetleri, bölünmeler, çok kutupluluk süreci ve bunun göz ardı edilmemesi gereken nükleer savaş olasılığı boyutu söz konusu endişenin temelini oluşturmaktadır.

Devletlerin bu kaotik ortamda bir kez daha taraf olmaya zorlanması da kaos sürecini derinleştirmekte ve bölgesel-küresel istikrar, barış ve güvenliği tehdit edici bir mahiyet taşımaktadır. Dolayısıyla devletlerin tarafsızlığı, artık çok daha zordur ve gelecek adına büyük bir önem arz etmektedir.

Barış ve İstikrarın Tesisinde Türkmenistan’ın Büyük Vizyonu ve 30 Yıllık Tecrübesi

Tüm dünya barışını ve güvenliğini tehdit eden bu kaotik süreçte, uluslararası sağduyu ve barış ortamının adresi olarak Türkmenistan’ın Daimî Tarafsızlık Statüsü oldukça önemlidir. Zira Türkmenistan, Soğuk Savaş sonrası dönemde edindiği statüyle bu hususu öngörmüş ve bu doğrultuda ön alıcı, işbirliğine dayalı, yapıcı, aktif tarafsızlık diplomasisi izleyen tek devlet olmuştur.

Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Kurbankulu Berdimuhammedov, barış, güven, istikrar ve işbirliğine dayalı dış politikasını sadece ulusal ve bölgesel çapta sınırlı tutmamaktadır. Türkmen lider Sayın Kurbankulu Berdimuhammedov’un 2021 yılını “Uluslararası Barış ve Güven Yılı” olarak ilan etmesi, barışın evrensel boyutta tesisine yönelik çabasının önemli bir göstergesi olmuş ve bu tüm dünya milletleri tarafından da destek bulmuştur. Bu noktada Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından gerçekleştirilen oylamada Türkmen lider Sayın Kurbankulu Berdimuhammedov’un bu önerisi oybirliğiyle kabul edilmiştir.

Söz konusu önerinin kabulü, Türkmenistan’ın sadece Asya’da değil, uluslararası siyasette de önemli bir aktör ve barışın destekçisi olduğunu göstermiş, Sayın Kurbankulu Berdimuhammedov’un vizyoner-misyon sahibi liderlik anlayışını da bir kez daha tasdik etmiştir.

Türkmenistan’ın bu adımı aynı zamanda Aşkabat’ın arabuluculukta önemli ve saygın bir aktör olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Zira bir “barış ülkesi” olduğunu kanıtlayan Türkmenistan, çeşitli sorunların da barışçıl yollarla çözülmesini teşvik eden bir politikayı dış politikasının temel düsturu olarak kabul etmektedir. 2021 yılının Ocak ayında “2021 Uluslararası Barış ve Güven Yılı” toplantısı, Sayın Kurbankulu Berdimuhammedov’un öncülüğündeki Türkmen yöneticilerin benimsediği ve uygulamaya çalıştığı dış politika, bu vizyondaki tutarlılık, kararlılık ve sürekliliği bir kez daha tüm dünyaya ilan etmiştir. Söz konusu Konferansın açılışında Türkmenistan Dışişleri Bakanı Sayın Raşid Meredov’un uluslararası hukukun güçlendirilmesi, silahsızlanmanın sağlanması, terörizme karşı mücadele edilmesi, önleyici diplomasinin uygulanması ve günümüzde tehdit boyutu artan gıda güvenliğine dair sözleri, Sayın Kurbankulu Berdimuhammedov’un ve onun şahsında Türkmenistan’ın dış politikadaki yapıcı duruşunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Dolayısıyla, Aşkabat, dünyada barış ve güvenliğin başkenti olma konusundaki çalışmalarını kararlılıkla ve büyük bir özveriyle sürdürmektedir. Bu kapsamda bir başka somut örnek vermek gerekirse, başkent Aşkabat’ta gerçekleştirilen, modern dünyanın barış ve güvenliğine adanmış basın konferansını gösterebiliriz. Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleştirilen toplantıya dünyanın çeşitli ülkelerinden 80’e yakın medya kuruluşundan temsilciler katılmıştır. Gerçekleştirilen mevzubahis basın konferansıyla Türkmenistan, barış ve güvenliğin çeşitli kanallar üzerinden derinleştirilerek daha kalıcı hale getirilebileceği mesajını vermiştir.

Türkmenistan’ın derin ve güçlü tarihi arka planı kadar, evrensel barışı ve insan hayatını esas alan diplomasi anlayışının bir sonucu olan bu adım, konjonktürel gelişmeler ve jeopolitik gerçekliğin çok iyi okunduğunun somut bir göstergesidir. Dolayısıyla Türkmenistan’ın bağımsızlık sürecinde ortaya koyduğu stratejik akıl ve deneyim, bölgesel-küresel bazda “barış” ve “güvenlik” anlamında gönüllü bir tercihi yansıtmakta olup; devletlerin “barış” ve “güvenlik” noktasında güçlü bir irade ortaya koyması gerekliliğini tüm dünyaya göstermiştir.

Bölgesel ve Küresel Barış ve Güvenliğin Sigortası: Daimî Tarafsızlık Statüsü

Türkmenistan’ın bağımsızlığından itibaren Aşkabat’ın ortaya koyduğu akıllıca tercih ve tarafsızlığı esas alan ittifak oluşumlarından uzak politikası, Türkmenistan’ı başta yakın çevresi olmak üzere, bölgesindeki birçok krize karşı adeta bir “güvenlik seddi” ve “barış adası” konumuna taşımıştır. Bir diğer ifadeyle Türkmenistan’ın Daimî Tarafsızlık Statüsü, bölgesel ve küresel “barış” ve “güvenliğin” sigortası olmuştur.

Mevzubahis tercihin Türkmenistan’ın kendi güvenliği kadar, bölgesel güvenliği ve barışı esas aldığı ve buna katkı sağladığı göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla tarafsızlık statüsünün güvenlik ve barışa sağladığı katkı, Türkmenistan örneğinde çok somut bir şekilde ispatlanmakta, anlam ve önem kazanmaktadır.

Dünya üzerinde özellikle belli başlı bazı ülkelerin tarafsızlık statüsüne sahip olması, diğerlerine nazaran bölgesel-küresel barış, istikrar ve güvenlik açısından çok daha büyük bir önem arz etmektedir. Bu noktada tarafsızlık statüsüne tabi ülkenin sahip olduğu jeopolitik ve stratejik önem belirleyici role sahiptir.

Türkmenistan’da Sayın Kurbankulu Berdimuhamedov tarafından aktif bir şekilde ve başarıyla uygulanan “tarafsızlık ilkesi”, derin tarihsel köklere, Türkmenlerin ulusal kültürlerine ve dünyada yaşanan çeşitli çatışmalara karşı barışın tesisi noktasında benimsenen en önemli yol haritasıdır. Türkmenistan, ulusal çıkarlarını küresel toplumun çıkarlarıyla uyumlu bir hale getirmiş ve dış politikasını bu çerçevede şekillendirmiştir. Buna imkân sağlayan en önemli ilke Daimi Tarafsızlık Statüsü’dür.

Türkmenistan Dış Politikasının Belkemiği ve Yol Haritasının Rehberi

Türkmenistan, 1995 yılında Daimi Tarafsızlık Statüsü’nü elde ederken, aynı zamanda sürekli olarak dış politikasını ve benimsediği tutumu dönemin gerçeklerine göre güncellemiş ve barışa en sağlıklı katkıyı yapmayı amaçlamıştır. İlk olarak 20 Mart 2008 tarihinde Sayın Kurbankulu Berdimuhamedov, olumlu tarafsızlık politikası izleyen Türkmenistan’ın 2008-2012 dış politika stratejisinin temel yönlerini onaylayan bir kararname imzalamıştır. Kararname ile Türkmenistan’ın ulusal çıkarlarının savunulmasını, Türkmenistan’ın uluslararası siyasetteki konumunun daha da güçlendirilmesi ve ülkenin etkisinin arttırılması hedeflenmiştir. Özellikle ortak ekonomik, tarihi ve kültürel bağları olan komşu ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesine önem verilmiştir. Sayın Kurbankulu Berdimuhamedov İran, Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan, Afganistan ve diğer komşu ülkelerle işbirliğini daha da genişletmeye büyük önem verdiklerini vurgulamıştır.

İzlediği iç ve dış politikası sayesinde başarılı bir şekilde ulus ve devlet inşası gerçekleştiren Türkmen siyasi karar alıcılar, 2013 yılında da dış politikayı dönemin şartlarına göre güncellemiştir. 2013-2017 dönemi için belirlenen dış politika konsepti ile uluslararası alanda da aktif bir politika izlenmesi kararlaştırılmıştır. 14-15 Mart 2013 tarihlerinde Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Enstitüsü tarafından düzenlenen “Büyük İpek Yolu Diplomasisi: Tarihten Geleceğe” başlıklı konferans, Türkmenistan’ın yeni yol haritasına ilişkin en önemli ayrıntıları ortaya koymuştur. Konferansa Türkiye, ABD, Çin, Rusya, İngiltere Hindistan ve İran’ın da dahil olduğu 23 ülkeden temsilciler katılırken; Aşkabat, rekabet halindeki aktörlerin bir kez daha barış içinde bir araya getirebileceğini göstermiştir. Konferansta temel olarak tarihi İpek Yolu bölgesindeki ülkeler arasında ekonomik ve kültürel işbirlikleri tartışılmıştır. İç politikada istikrar ve güvenliği sağlayan aynı zamanda bölgedeki barış ve huzurun kaynaklarından biri olan Türkmenistan, ticari ve altyapı projeleri ile refah ve ulaşım noktasında da jeoekonomik ve jeostratejik açıdan bir köprü olmayı amaçlamıştır.

Son olarak 18 Şubat 2017 tarihinde Sayın Kurbankulu Berdimuhamedov, “2017-2023 Dönemi için Türkmenistan’ın Dış Politika Konsepti”ne dair bir açıklama yapmıştır. Söz konusu konsept, BM ile çok formatlı işbirliği, çevre sorunlarının çözümünün desteklenmesi, çevre ve su diplomasisi, enerji kaynaklarının güvenli ve sürdürülebilir aktarımı, ulaşım koridorlarının oluşumu ve Orta Asya’yı kıta bazında ulaşım merkezi haline getirilmesi, uluslararası örgütlerle barış ve güvenlik amacıyla ekonomik ve insani bağların geliştirilmesi, komşularla yakın ve çok taraflı işbirliğinin tarafsız bir şekilde gerçekleştirilmesi, Hazar Denizi’nde aktif olarak işbirliğinin sürdürülmesi, Orta Asya, Kafkasya, Afrika, Avrupa Birliği, Latin Amerika, Rusya, Çin, ABD, Ukrayna, Kafkasya gibi bölgeler ve aktörlerle ilişkilerin güçlendirilmesi gibi başlıklar çerçevesinde şekillenmektedir. Mevzubahis konsept ile dış politikada Türkmenistan için uygun koşulların yaratılmasının amaçlandığı belirtilmektedir. Bu süreçte Türkmenistan, amaçlarına uluslararası işbirliği, eşitlik ve barış çerçevesinde ulaşmayı planlamaktadır.

BM 75. Genel Kurulu’na hitap eden Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Kurbankulu Berdimuhammedov, dünyada artan tansiyona karşı benimsedikleri vizyonu, 30 yıl neticesinde kazandıkları tecrübeleri ve sorunların karşısında izlenmesi gereken yol haritasını şu sözlerle özetlemiştir:

“Son zamanlarda uluslararası hukuka yönelik yapılan ihlaller endişe vericidir. Bu durumda uluslararası hukukun rolünü güçlendirmeyi amaçlayan girişimleri, mevcut küresel güvenlik sisteminin çok taraflı yasal araçlarını ve genel kabul görmüş normlara tüm ülkelerin sıkı bir şekilde uymasını amaçlayan çabaları pekiştirmek gerekmektedir. Dünya siyasetinde istikrarı ve öngörülebilirliği korumanın ve çatışma risklerini azaltmanın yolu budur. Bu hedefe ulaşmanın yollarından biri, uluslararası siyasete olan güveni yeniden tesis etmek, saygılı bir diyalog kültürü oluşturmaktır.”

Türkmenistan: Barış ve Güvenliğin Tarafı

Tarafsızlık statüsü, sadece tarafsız ülkenin yüklendiği sorumluluklarla ya da onun oynayabileceği rolle sınırlı değildir. Dolayısıyla Türkmenistan’ın Daimi Tarafsızlık Statüsü’nün devamı, garantisi, söz konusu “barış” ve “güvenlik” merkezli hedefine ulaşabilmesi, ulus-devletlere de sorumluluklar yüklemektedir. Zira “garanti”, daimi tarafsızlığın en temel unsurlarından birisidir. Burada devreye “kolektif irade” girmektedir. Bu bağlamda barış ve güvenliği esas alan güçlendirilmiş bölgesel-küresel bazda kurumsal işbirlikleri, bunu korumaya, sürdürmeye ve güçlendirmeye yönelik hukuki zemin ve diplomasinin inşası daha büyük bir önem arz etmektedir.

Türkmenistan’ın küresel güvenlik ve barışı hedef alan Daimi Tarafsızlık Politikası, BM’nin varlık nedeni ve hedefleriyle birebir uyumlu olup; tamamlayıcı, destekleyici bir mahiyet taşımaktadır. Dolayısıyla Türkmenistan, bölgesel ve küresel “barış” ve “güvenliği” sağlama noktasında taraftır ve sahip olduğu “aktif” ve “pozitif” tarafsızlık politikası da bunu göstermektedir.

Süreç içerisinde Türkmenistan’ın daimi tarafsızlığını “teyit eden”, “pekiştirici” ve “teminat altına alan” adımlar, Aşkabat’ın izlediği politikanın tüm dünyada kabul ve destek gördüğünün göstergesidir. Bu kapsamda BM tarafından 2007 yılında Aşkabat’ta “BM Merkez Asya Önleyici Diplomasi Bölge Merkezi”nin açılma kararı, 2015 senesinde “Türkmenistan’ın Daimi Tarafsızlığı” adıyla ikinci bir kararnamenin imzalanması ve 2017 yılında 12 Aralık tarihinin “Uluslararası Tarafsızlık Günü” olarak kutlanması, Aşkabat’ın küresel bazda bir barış merkezi, başkenti olacağına işaret etmektedir.

Sonuç olarak Türkmenistan, bulunduğu coğrafyada komşularıyla herhangi bir sorun yaşamazken; toplumsal kalkınmaya ve bölgesel istikrara hizmet etmeye kararlılıkla devam etmektedir. Bu kapsamda Türkmenistan dış politikasındaki “güvenlik”, “istikrar”, “refah” ve “barış” dörtgeni sütunu; “iyi komşuluk”, “saygı”, “adalet” ve “eşitlik” prensipleri üzerinden güçlü bir şekilde gündemdeki yerini korumaktadır. Bağımsızlığının 30. yıldönümünde bölgede yaşanan gelişmeler, Devlet Başkanı Sayın Kurbankulu Berdimuhammedov’un bölge-dünya gerçeklerine uygun rasyonel politikanın başarısını, Türkmenistan’ın bölgesel-uluslararası güvenlik ve barışın sağlanması noktasındaki önemini bir kez daha göstermektedir. Türkmenistan, dış politikasındaki bu dört temel sütun, Türkmenistan’ın bağımsızlığını hedeflemekte olup, Aşkabat bu kutsalı korumak noktasında bölge-dünya gerçeklerine uygun adımı atmakta dün ve bugün olduğu gibi, yarında da tereddüt etmeyecektir.


Bu yazının orijinali “Yerli Düşünce” dergisinin “Bağımsızlığın 30. Yılı Kutlu Olsun Can Vatan Türkmenistan-Ağustos 2021 80.Sayı”sında 24-30. sayfa aralıklarında yayımlanmıştır.

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, ASAM’ın Genel Koordinatörlük görevini de bir dönemliğine yürütmüştür. 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında “Arayış”, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yapmıştır. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Prof. Erol, 2006 yılından itibaren Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde de dersler vermiştir. Prof. Erol’un başlıca ilgi ve uzmanlık alanları ve bu kapsamda lisans, master ve doktora seviyesinde verdiği derslerin başlıcaları şu şekilde sıralanabilir: “Jeopolitik”, “Güvenlik”, “İstihbarat”, “Kriz Yönetimi”, “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”, “Türk Dış Politikası”, “Rus Dış Politikası”, “ABD Dış Politikası”, “Orta Asya ve Güney Asya”. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan Prof. Erol’un; “Avrasya Dosyası”, “Stratejik Analiz”, “Stratejik Düşünce”, “Gazi Bölgesel Çalışmalar”, “The Journal of SSPS”, “Karadeniz Araştırmaları gibi” akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, “Bölgesel Araştırmalar”, “Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları”, “Gazi Akademik Bakış”, “Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri”, “Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler”, “Demokrasi Platformu” dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmekte, editör kurullarında yer almaktadır. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.