ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL, 17 Temmuz 2019 tarihinde K24 kanalında dış politikaya dair değerlendirmelerde bulundu.
Sözlerine cumhurbaşkanının açıklamalarıyla başlayan Erol, “Türkiye’nin güneyinde bir terör koridoru oluşturulmaya çalışılıyor ve Türkiye ne pahasına olursa olsun bunu engelleyecektir. Ayrıca bu durumun sadece Irak ya da Suriye bağlamında veya sadece terör örgütleri bağlamında değerlendirmek doğru değildir. Bu bağlamda terör örgütleri ile birlikte onlara destek veren emperyal güçlerin tehdidini İran sınırından başlayarak Akdeniz’e kadar uzanan hat olarak açıklamak daha doğrudur. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın o tarihte yaptığı açıklamaya baktığımızda kararlı, sivil terör koridoruna izin vermeyen ve bu bağlamda tutarlılık gösteren eylemler serisini görüyoruz.” açıklamalarında bulundu.
Başkan Erol, “Türkiye S-400’lerle birlikte bölgedeki kararlılığını caydırıcılık açısından ortaya koyuyor.” diyerek Türkiye’nin, Amerika Birleşik Devletleri’ne “Suriye konusunda mevcut kararı devam etmesi ve verdiği taahhütleri yerine getirmemesinin cevabı S-400 hava savunma sistemlerinin alımıdır.” şeklinde cevap verdiğini söyledi.
Türkiye’nin, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs eksenli olarak oradaki haklarını ve hukukunu koruma noktasında kararlı olduğunu Amerika Birleşik Devletlere gösterdiğini söyleyen Erol, sözlerinin devamında ABD’nin bu duruma alışık olmadığına vurgu yaparak Türkiye’nin bu denli kararlı olabileceği ve bu noktada her türlü olasılığı göze alması gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin, S-400’leri vitrin için almadığını belirten Erol, Türkiye’nin çok net bir şekilde tehdit algısına sahip olduğu için temin ettiğini ifade ederek burada çıkarları, orta ve uzun vadede bekasını tehdit edecek bir oluşumun söz konusu olduğunun altını çizdi. Erol, “Türkiye, her ne pahasına olursa olsun bu tehdidi bertaraf etme noktasında kararlı. S-400’ler ve diğer caydırıcı unsurlar bugün ABD’ye rağmen sevk edilmeye başlandı ve ortaya konduysa bundan sonraki süreçte de Türkiye, daha önce ki süreçte çizdiği kırmızı çizgiler bağlamında kararlılığını ortaya koyacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin yol ayrımında olduğunu söyleyen Erol, yol ayrımındaki temel belirleyici hususun ilk olarak çıkarlarının olduğunu, ikinci hususun ise güvenlik olduğunu öne sürerek, “Türkiye’nin güvenlik bağlamındaki bir takım kaygıları Türkiye’yi yeni bir yol haritasına sevk etmiş vaziyette.” açıklamasıyla sözlerini noktaladı.