Tarih:

Paylaş:

Enerji Krizi Bağlamında Trans-Hazar Doğalgaz Boru Hattı

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2022 yılının son aylarında Trans-Hazar Doğalgaz Boru Hattı’nın inşasına yönelik çalışmaların arttığı görülmektedir. Bu anlamda Azerbaycan ve Türkmenistan’ın ciddi bir irade ortaya koyduklarından bahsedilebilir.

Aslında bu konu, 2000’li yıllara dayanan bir mevzu olsa da özellikle de 2010’lu yıllarda Rus devletine ait enerji devi Gazprom’un muhalefeti sebebiyle nihayete erdirilememiştir. Fakat Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Batılı yatırımcıların Hazar merkezli projelere ilgisi artmıştır.

Söz konusu durumun çeşitli nedenleri vardır. İlk olarak Avrupa Birliği’nin (AB) yeşil enerji konusundaki taahhütlerine rağmen AB’nin enerji krizini aşabilmek maksadıyla Orta Asya’nın kaynaklarına yönelmesidir. Bu da Türkmen doğalgazının Azerbaycan merkezli Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) ve bunun devamı olan Trans-Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı’na (TAP) eklemlenmesi ihtiyacının daha yüksek sesle tartışılmasına kapı aralamıştır. Nitekim uygulanan yaptırımlar sebebiyle Rus doğalgazından oluşan boşluğu Avrupa piyasasında doldurabilecek en makul formülün de Azerbaycan ve Türkmenistan doğalgazları olduğu düşünülmektedir.

İkinci olarak Batı, Rusya’nın post-Sovyet alandaki nüfuzunu kırma arzusu içerisindedir. Bu da Azerbaycan ve Türkmenistan’ın jeopolitik önemini arttırmaktadır. Her ne kadar Moskova yönetimi, Bakü ve Aşkabat’ı kaybetmemek adına birtakım adımlar atacak olsa da Batılı aktörlerin çeşitli projeler vesilesiyle Azerbaycan ve Türkmenistan’ı derin işbirliği geliştirdiği aktörler arasına katmak istediği söylenebilir.

Dolayısıyla Avrupa, enerji tedarikçilerini çeşitlendirme noktasında elde edeceği başarıyı, jeopolitik olarak da Rusya’nın sınırlandırılmasıyla taçlandırabileceğini düşünmektedir. Bu yüzden de AB, Hazar merkezli projelere büyük ehemmiyet atfetmektedir.

Üstelik mevzubahis projelerin Avrupa’nın enerji krizini aşmasının yanı sıra enflasyonla mücadelesini de kolaylaştıracaktır. Dahası bu durumun Avrupa güvenliğine ve demokrasisine de katkı sağlayacağı öngörülebilir. Çünkü Rusya’ya olan bağımlılığı sonlandırma çabaları, fakirleşen Avrupa halklarında aşırı sağ düşüncelerin güç kazanmasına yol açmaktadır. Yani Azerbaycan ve Türkmenistan’la enerji alanında yapılacak işbirliğinin Avrupa’nın değerler anlamında durduğu noktayı korumasına da katkı sağlayacağı öne sürülebilir.

Sonuç olarak Rusya-Ukrayna Savaşı, Batı’yı Rus doğalgazına alternatif arayışlarına yönlendirmiş; fakat henüz bu konuda kalıcı bir çözüm üretilememiştir. Gelinen noktada Batı’nın ilgisini Hazar merkezli projelere yönlendirdiği görülmektedir. Bu yüzden de Trans-Hazar Doğalgaz Boru Hattı’nın bir kez daha gündeme geldiği görülmektedir. Bu proje ise Rusya’nın yalnızca enerji anlamında elini zayıflatmayacak; aynı zamanda AB’ye Azerbaycan ve Türkmenistan’la işbirliğini geliştirme imkanı sunacaktır. Dolayısıyla Moskova yönetiminin post-Sovyet alandaki etkisini sınırlandıracaktır. Dahası bu çözüm, Avrupa demokrasisinin ve değerlerinin korunması noktasında aşırı sağı sınırlandıracak bir çözüm olarak da yorumlanabilir.

Kenan AĞAZADE
Kenan AĞAZADE
Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'na bağlı ADA Üniversitesi'nin Uluslararası İlişkiler bölümünde (2013-2018) lisansını yapan Kenan AĞAZADE, değişim programıyla Büyük Britanya'daki Glasgow Üniversitesi'nde okumuştur (2016-2017). Yüksek lisansını Küresel Politika ve Toplumsal Değişim alanında (2018-2020) İsveç'teki Malmö Üniversitesi'nden tamamlayan Kenan AĞAZADE, İsveç'te Rusya ve Kafkasya Bölgesel Araştırma Merkezi'nde (2019-2020) araştırma görevlisi olarak çalışmıştır. İyi derecede Rusça, İngilizce ve İsveççe bilmektedir.