“Yeni Özbekistan”: “Geçiş Süreci”nden “Yükseliş Süreci”ne Değişimin Diğer Adı

Paylaş

Son dönemde sıkça kullanılmaya başlanan “Yeni Özbekistan” tabiri litartürdeki yerini hızlı bir şekilde almaya başlamış görünüyor ve açıkçası birçok kesim tarafından merak mevzuu olmaya da başlamış durumda. Peki, “Yeni Özbekistan” ile ne kastediliyor ve “Yeni Dünya Düzeni” söylemi içerisinde nasıl bir yere sahip, bu söylemle ne kadar ilgili?

Bu sorunun cevabı hiç kuşkusuz öncelikle Özbekistan’daki değişim ve dönüşüm süreciyle çok yakından ilgili. Zira ülkeyi 27 yıl boyunca yöneten eski Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un 2 Eylül 2016 tarihinde vefatından sonra 4 Aralık 2016 tarihinde yapılan seçimlerde oyların %88’ini alarak iktidara gelen ülkenin ikinci Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in iç ve dış politikada ortaya koyduğu politikalar, ülke tarihinde yeni bir dönemi başlatmış durumda. Dolayısıyla “Yeni Özbekistan” sürecinde Şevket Mirziyoyev’in “Cumhurbaşkanı” seçilmesi ve ortaya koyduğu icraatler bir kırılma noktası olarak karşımıza çıkıyor.

Mirziyoyev’in Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi, sadece Özbekistan açısından değil, bölge açıısndan da önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Nitekim 2019 yılının Nisan ayında Washington merkezli “Hazar Politika Merkezi (Caspian Policy Center/CPC)” tarafından yayınlanan “Yeni Özbekistan (The New Uzbekistan)” başlıklı özel raporda da Mirziyoyev’in iç ve dış politikada başlattığı reform girişimleri “tarihi” olarak nitelendirilmekte ve Mirziyoyev’in iktidara gelmesiyle Özbekistan’da yeni bir dönemin başladığı vurgulanmaktadır. Peki, nedir bu gelişmeler?

“Yeni Özbekistan”ın Ana Referans Noktası: “İnsanlar hükümet organlarına değil, hükümet organları halka hizmet etmelidir”

Öncelikle iç politikada radikal sayılabilecek adımlar söz konusu. Örneğin, Mirziyoyev’in 7 Şubat 2017 tarihinde onayladığı “2017-2021 Özbekistan’ı Geliştirme Eylemler Stratejisi”nde öngörülen siyasi reformlardan en önemlisi, Âli Meclis’in ve siyasi partilerin rolününün artırılması olmuştur. Reformlar sonucu önceden yürütme tarafından gerçekleştirilen denetim fonksiyonlarının bir kısmının Parlamento’ya devredilmesi beklenmektedir. Yine “2017-2021 Özbekistan’ı Geliştirme Eylemler Stratejisi”nin 5 önceliğinden ikisi doğrudan siyasi ve insan hakları alanındaki reformlarla ilgilidir. 2017-2021 Eylemler Stratejisi’nin birinci önceliği olan “devlet ve toplumun pekiştirilmesi” (bir diğer tabirle merkez-çevre arasındaki ilişkileri kuvvetlendirme) çerçevesinde Özbekistan Cumhurbaşkanı, 8 Eylül 2017 tarihinde “Özbekistan Cumhuriyetinde İdari Reformlar Konsepti” hakkındaki “PF-5185” sayılı kararnameyi onaylamıştır.

İdari reformlar kapsamında mevcut yönetim sisteminin ve bu çerçevede tüm kamu kurumlarının faaliyetleri gözden geçirilmiştir. Bu reformların ana hedefinin devlet organlarının etkinliğini ve verimliliği artırmak, bunun yanı sıra vatandaşların hak ve özgürlüklerini genişletmek olduğu söylenebilir. Bu kararların alınmasında ana referans noktası, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in kullandığı: “İnsanlar hükümet organlarına değil, hükümet organları halka hizmet etmelidir” ifadesi olmuştur. 2018 yılındaki BM Küresel Mutluluk Endeksi’ne göre Özbekistan’ın dünyada 49. sırada yer alırken BDT ülkeleri arasında 1. sırada yer alması bu açıdan dikkat çekicidir.

Mirziyoyev’un Özbekistan Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinden sonra yaşanan sosyo-ekonomik alandaki gelişmeler incelendiğinde tüm işaretler, Taşkent’in ekonomik açıdan ithal ikameci modelden ihracata dayalı bir modele geçme kararı aldığını göstermektedir. Ülkedeki sosyo-ekonomik sorunları çözmek için Mirziyoyev, geçici olarak Cumhurbaşkanlığına atandığı dönem itibariyle çok sayıda kararname imzalamıştır.

Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, 2017 yılının başlarından itibaren Özbekistan’da hayatın önemli alanlarını ilgilendiren konularda bir dizi yasal değişiklik yapmıştır. Bunlardan başlıcaları; para politikasının serbestleştirilmesi, yurtdışına seyahat için pasaport sisteminin başlatılması ve emekli maaşlarının nakit olarak verilmesidir. Bu yöndeki girişimler içerisinde, en önemli adımlardan bir tanesi de Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilen yönergeye göre 16 Şubat 2017 tarihinde “Kalkınma Stratejisi Merkezi”nin kurulması olmuştur. Merkezin temel hedefi, 2017-2021 yıllarında Özbekistan Cumhuriyeti’nin kalkınma yönündeki öncelikli Beş Eylem Stratejisi’ni hayata geçirmektir.

Özbekistan’da sosyal yaşamı etkileyen bir diğer önemli adım para politikası konusunda atılmıştır. Diğer bir önemli adım ise reformların önündeki engellerin kaldırılması maksadıyla Cumhurbaşkanı tarafından yolsuzluğa karşı mücadelenin yasal temellerinin atılmasıdır. Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, 3 Ocak 2017 tarihinde “Yolsuzluğa Karşı Mücadele Hakkındaki Kanun”u imzalamıştır. Kanuna göre yolsuzlukla mücadelenin temel ilkeleri; yasallık, hakların önceliği, özgürlükler ve vatandaşların meşru menfaatleri, açıklık ve şeffaflık, sistemlilik, devlet ile sivil toplumun etkileşimi, yolsuzluğun önlenmesine yönelik önlemlerin önceliği ve sorumluluğun kaçınılmazlığıdır.

Cumhurbaşkanlığının ilk yılında Mirziyoyev ekonominin liberalleşmesiyle ilgili toplam 40 reform girişiminde bulunmuştur. Bu, ayda ortalama olarak 3,5 kararnameye tekabül etmektedir. Bunlardan 16’sı girişimcilik faaliyeti, 5’i vergi ve 5’i gümrükle ilgili reformları içermektedir. Söz konusu ekonomik reformların yanı sıra sosyal alanda da çok sayıda karar alınmıştır.

Komşularla Yeni Bir Dönem…

Özbekistan’ın bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin güçlenmesinde Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in iç politikada başlattığı reform sürecinin büyük önem arz ettiğini belirtmek gerekir. Çünkü ülke genelinde başlatılan kapsamlı ekonomik reformların birçoğu, ülkenin dışa açılması için sağlam bir altyapının oluşturulmasına yöneliktir. Söz konusu hedefler, Özbekistan’ın açık ve karşılıklı fayda sağlayan dış politikasına ve yeni diplomatik girişimlerine yansımaktadır. Mirziyoyev’in bölgesel politikada başlattığı her bir girişim, Orta Asya ülkeleri arasında enerji, ticaret ve ulaştırma konularındaki işbirliğinin güçlenmesine yol açmaktadır. Özbekistan ve Tacikistan arasındaki hava kargo taşımacılığının yeniden başlatılması ve Özbekistan’ın diğer komşu ülkelerle olan sınır anlaşmazlığının çözülmesi, bu girişimlerin somut örnekleridir. Ayrıca dışa açılım politikalarının bir göstergesi olarak Özbekistan, 1 Şubat 2019 tarihi itibarıyla neredeyse tüm Avrupa ülkelerinin yer aldığı toplam 45 ülkenin vatandaşları için 30 günlük vizesiz seyahat rejimi ilan etmiştir.

Orta Asya’da yeniden yapılanma sürecini başlatan ve devletlerarası ilişkilere yön veren Mirziyoyev, Özbekistan’ın en yakın komşuları olan Tacikistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Kazakistan’la ilişkileri düzelterek ülkenin dış politika önceliğini belirlemiştir. Mirziyoyev, ilk olarak Kırgızistan’la olan sorunları çözmekle işe başlamıştır. Bu bağlamda Taşkent için Bişkek’le olan ilişkisini yeniden canlandırmak, bölgedeki diğer devletlerle olan ilişkilerde izlenecek politikalar açısından bir test olmuş ve bu test başarılı bir şekilde geçilmiştir. 5 Eylül 2017 tarihinde Kırgızistan’a yaptığı ilk ziyaretinde Mirziyoyev, iki ülke arasında son yirmi yıldır devam eden sorunların kısa bir süre içerisinde çözüleceği mesajını vermiştir.

Mirziyoyev’in pragmatik dış politikası sayesinde kısa bir zaman dilimi içinde bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerde yeni bir siyasi gerçeklik oluşmuştur. Özbekistan ile Orta Asya ülkeleri arasındaki sınırlara ilişkin müzakerelerde hızlı bir ilerleme kaydedilmiştir. Bölgedeki sorunların çözümü için 2016 yılının Ağustos ayından 2018 yılının Temmuz ayına kadar Özbekistan hükümeti temsilcilerinden oluşan bir heyet, 17’si Kazakistan, 27’si Kırgızistan, 9’u Tacikistan, 9’u Türkmenistan ve 1’i Afganistan olmak üzere komşu ülkelerdeki mevkidaşlarıyla 63 toplantı gerçekleştirmiştir. Sınır sorunlarının çözülmesi konusundaki çalışmaların neticesinde, Mirziyoyev’in 5-6 Eylül 2017 tarihlerindeki Bişkek ziyareti sırasında “Özbekistan ile Kırgızistan Devlet Sınırları Anlaşması” imzalanmıştır. Anlaşma kapsamında sınırların %85’i belirlenmiştir. 10 Kasım 2017 tarihinde Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan arasında “Üç Devletin Sınırlarının Birleşme Noktasının Bulunduğu Bölge Hakkındaki Anlaşma” imzalanmıştır.

9 Mart 2018 tarihinde Mirziyoyev, Tacikistan’a tarihi bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Mirziyoyev, ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdiği Tacikistan’da taraflar arasında vatandaşların karşılıklı seyehatine ilişkin anlaşma da dahil olmak üzere ticaret-ekonomi, yatırım, maliye, ulaştırma, tarım, su-enerji, vergi, gümrük, turizm, bilim-teknik, sağlık, kültür, güvenlik ve organize suçlarla mücadele gibi konularda işbirliği yapmayı öngören 27 anlaşma imzalanmıştır. Cumhurbaşkanı Mirziyoyev bu gelişmelerin dışında, Orta Asya bölgesinin tamamını etkileyecek bazı girişimlere de öncülük etmeye başlamıştır. Örneğin 2017 yılının Eylül ayında BM Genel Kurulu’nun 72. oturumunda Orta Asya ülkelerinin bölgedeki güvenlik ve istikrarı sağlama çabalarının bir araya getirilmesi hususunda teklifler sunmuştur.

Sınırları ve Bölgeyi Aşan İşbirliği Arayışları…

28 Aralık 2017 tarihinde 60’tan fazla ülke ve uluslararası örgütün büyükelçilerinin katıldığı Alî Meclis kamaralarının ortak toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, reform sürecinde toplam hacmi yaklaşık 60 milyar dolar olan ticaret ve yatırım sözleşmelerinin imzalandığını, Aralık 2016-Temmuz 2017 döneminde Özbekistan delegasyonlarının 130 ülkeyi ziyaret ettiğini ve 267 yabancı ülke delegasyonun ülkeye geldiğini belirtmiştir. Söz konusu veriler, Özbekistan’ın etkin bir dış politika yürütme konusunda ne kadar kararlı olduğunu net bir biçimde ortaya koymaktadır.

Bölgesel politikalarda Özbekistan’ın Afganistan’la olan ilişkileri de ayrı bir öneme sahiptir. İki ülke arasındaki ilişkiler ağırlıklı olarak güvenlik konuları üzerine odaklanmıştır. Bu bağlamda 2017 yılından itibaren Özbekistan’ın Afganistan Hükümeti ile Taliban arasındaki barış görüşmelerine ev sahipliği yapması, bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasında kilit bir ülke olacağına işaret etmektedir. Örneğin, 26-27 Mart 2017 tarihlerinde AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin başkanlığında toplanan “Afganistan’da Barış Süreci, Güvenlik ve Bölgesel İşbirliği Taşkent Konferansı”, Orta Asya ülkelerinin yanı sıra Afganistan, Birleşmiş Milletler ve AB temsilcilerini bir araya getirmiştir.

Mirziyoyev’in yürüttüğü bölgesel politikalar ve Afganistan’da barış ve güvenliğin sağlanmasına yönelik girişimler, ABD tarafından da dile getirilmiştir. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, ABD Başkanı Trump tarafından Beyaz Saray’a davet edilmiştir. Ziyaret sırasında iki devlet arasındaki ekonomik ilişkilerin kapsamını genişletecek 5 milyar dolar değerindeki ticaret anlaşmaları dahil olmak üzere çeşitli alanlarda karşılıklı faydanın öngörüldüğü işbirliği paketi imzalanmıştır. Kuşkusuz, ABD-Özbekistan ilişkilerinin güçlenmesi, Mirziyoyev’in dış politikada Kerimov’un başlattığı denge politikasını sürdüreceğine işaret etmektedir. Yöntem açısından bazı farklılıklar olsa da Mirziyoyev; Çin, Rusya ve ABD’yle eşit bir ilişki kurarak dünya güçleri arasında denge siyaseti yürütmektedir.

Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, “Yeni Özbekistan”da başlatılan reformlar ve dışa açılım politikaları, “Yeni Dünya Düzeni”nde küresel politika açısından önemli yere sahip olan Orta Asya’da istikrarın sağlanması ve bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin güçlenmesi açısından kaçınılmaz fırsatlar sunmaktadır. Bu açıdan “Yeni Özbekistan”, bin yıllara dayanan tarihsel birikimi-tecrübesi, güçlü medeniyet alt yapısı ve tarihsel misyon anlayışıyla Türk-İslam dünyası jeopolitiğinde bir kez daha haklı ve güçlü bir şekilde yer almanın adresi olarak karşımıza çıkmaktadır. “Yeni Özbekistan”; Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile birlikte “geçiş süreci”nden “yükseliş süreci”ne değişimin diğer adıdır.

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, ASAM’ın Genel Koordinatörlük görevini de bir dönemliğine yürütmüştür. 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında “Arayış”, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yapmıştır. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Prof. Erol, 2006 yılından itibaren Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde de dersler vermiştir. Prof. Erol’un başlıca ilgi ve uzmanlık alanları ve bu kapsamda lisans, master ve doktora seviyesinde verdiği derslerin başlıcaları şu şekilde sıralanabilir: “Jeopolitik”, “Güvenlik”, “İstihbarat”, “Kriz Yönetimi”, “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”, “Türk Dış Politikası”, “Rus Dış Politikası”, “ABD Dış Politikası”, “Orta Asya ve Güney Asya”. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan Prof. Erol’un; “Avrasya Dosyası”, “Stratejik Analiz”, “Stratejik Düşünce”, “Gazi Bölgesel Çalışmalar”, “The Journal of SSPS”, “Karadeniz Araştırmaları gibi” akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, “Bölgesel Araştırmalar”, “Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları”, “Gazi Akademik Bakış”, “Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri”, “Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler”, “Demokrasi Platformu” dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmekte, editör kurullarında yer almaktadır. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.

Benzer İçerikler