Birleşmiş Milletler (BM), 1945 yılında dünya barışını ve işbirliğini teşvik etmek amacıyla kurulan önemli bir organizasyondur. Günümüzde BM’nin dünya barışını koruma misyonunda karşılaştığı çeşitli zorluklar, özellikle de Genel Sekreter Antonio Guterres döneminde daha belirgin hale gelmiştir. Guterres, Gazze’deki insani felakete müdahale edebilmek ve dünya barışını koruyabilmek adına BM Güvenlik Konseyi’ne ateşkes içeren 99. maddeyi hatırlatmıştır. Özellikle İsrail’in bu adımı “dünya barışına tehdit” olarak değerlendirilmiştir.[1] Bu da BM’nin içsel zorluklarını ve etkinliğini sorgulama ihtiyacını ortaya koymaktadır.
Guterres dönemindeki başlıca sorunlardan biri, BM’nin uluslararası alanda daha etkili bir barış sağlama misyonunu gerçekleştirebilmesi için ihtiyaç duyduğu olağanüstü yetkilerin sınırlı olmasıdır. Bu durum, acil durumlarda etkili bir müdahalede bulunma kapasitesini kısıtlamaktadır. İnsani krizlere hızlı müdahale kapasitesinin sınırlı olması, diplomatik çıkmazlar ve kaynak eksikliği, BM’nin insani krizlere etkin bir şekilde yanıt verme yeteneğini zayıflatmaktadır.
Guterres dönemi, BM’nin uluslararası hukuktaki yaptırım eksikliği sorunuyla da karşı karşıya kalmıştır. BM’nin aldığı kararlara rağmen bazı ülkeler, uluslararası hukuku ihlal etmekte ve bu ihlaller karşısında etkili yaptırımlar uygulanamamaktadır. Bu durum, BM’nin uluslararası hukuku koruma ve uygulama yeteneğinin yetersiz olduğunu göstermektedir.
Guterres dönemi, BM’nin dünya barışını koruma misyonunda karşılaştığı çeşitli sorunları gün yüzüne çıkarmıştır. Bu sorunların çözümü için BM’nin içsel yapılarında reformlar yapılabilir, uluslararası işbirliği güçlendirilebilir ve insani krizlere hızlı müdahale kapasitesi artırılabilir. Bu adımlar, BM’nin dünya barışını koruma misyonunu daha etkin hale getirebilir.
Guterres döneminde yaşanan sorunlardan bir diğeri de BM’nin Suriye Krizi gibi büyük çaplı insani problemlere etkin bir müdahalede bulunamaması olmuştur. Bu krizde BM Güvenlik Konseyi, üye ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle etkili bir çözüm bulmakta zorlanmıştır. Genel Sekreter Guterres’in çağrılarına rağmen, taraflar arasında diplomatik anlaşmazlıklar ve çatışan çıkarlar, BM’nin etkin bir barış sağlama kapasitesini engellemiştir. Guterres dönemi ayrıca BM’nin içsel yapısal sorunlarıyla da karşılaşmıştır. Örneğin BM’nin kaynak dağılımında adaletsizlik ve buna bağlı olarak insani yardım projelerine yetersiz fon tahsisi gibi konular, örgütün etkinliğini azaltmıştır. Bu sorunlar, BM’nin misyonu olan dünya barışını koruma amacına zarar vermektedir.
Uluslararası hukuktaki yaptırım sorunu da BM’nin karşılaştığı zorluklar arasında önemli bir yer tutmaktadır. Güçlü ülkelerin, özellikle Güvenlik Konseyi üyeleri, uluslararası hukuku ihlal etmelerine karşılık etkili bir şekilde yaptırım uygulanamamaktadır. Bu durum, BM’nin kararlarının caydırıcılığını zayıflatmakta ve dünya barışını koruma yeteneğini olumsuz etkilemektedir. Bu sorunun çözülmesi için uluslararası hukukun daha güçlü bir şekilde uygulanması ve ihlallere karşı etkili yaptırımların geliştirilmesi gerekmektedir.
Üye ülkeler arasındaki siyasi gerilimler de BM’nin etkinliğini sınırlayan bir diğer önemli faktördür. Büyük güçler arasındaki çıkar çatışmaları, BM’nin birleşik bir cephe oluşturmasını engelleyerek dünya barışına katkı sağlama amacını zayıflatmaktadır. Bu durum, özellikle Güvenlik Konseyi kararlarının alınmasında ve uygulanmasında sorunlara yol açmaktadır.
Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail-Filistin çatışması, BM’nin Guterres döneminde benimsediği politikalarda farklı bir bakış açısının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu durum, BM’nin taraflar arasında tarafsızlık ilkesini koruma çabasına rağmen, bazen siyasi gerilimlere neden olmuştur. Örneğin Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ve Ukrayna’daki çatışmalar, BM’nin bu konuda net bir tutum almasını engellemiştir. İsrail-Filistin meselesi ise taraflar arasındaki siyasi çekişmeler nedeniyle BM’nin etkili bir çözüm bulma konusunda sınırlı bir rol oynamasına yol açmıştır. Bu meseleyle ilgili olarak Guterres, “Güvenlik Konseyi’ni insani bir felaketi önlemek için baskı yapmaya çağırdım ve insani ateşkes ilan edilmesi çağrımı yineledim” ifadeleri kullanmıştır.[2] Çağrısının veto sebebiyle uygulanamaması üzerine Guterres, vazgeçmeyeceğini söylemiştir.
BM’nin etkinliğini artırmak için bir dizi önemli adım atılabilir. Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi, daha adil ve temsil edici bir yapıya kavuşması, alınan kararların daha geniş bir perspektife dayandırılması açısından önemlidir. Ayrıca BM’nin insani krizlere hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edebilmesi için operasyonel kapasitesi artırılabilir. Bürokratik engellerin azaltılması ve acil durum müdahalesindeki gecikmelerin önlenmesi için daha etkin bir yapı oluşturulabilir. Üye ülkeler arasındaki siyasi gerilimleri azaltmak için BM, uluslararası işbirliği ve diyalogu teşvik edebilir.
Guterres dönemi, BM için bir dönüm noktası olabilir. Uluslararası toplumun bu zorluklara karşı ortak bir çözüm bulma konusundaki kararlılığı, BM’nin etkinliğini artırabilir. Yapısal reformlar, kaynak yönetimi, diplomatik çözümler ve uluslararası hukukun güçlendirilmesi gibi alanlarda atılacak adımlar, BM’nin dünya barışını koruma misyonunu daha etkin hale getirebilir. Dünya barışının sağlanması, BM’nin yeniden şekillendirilmesi ve daha etkin bir liderlikle mümkün olabilir.
[1] Emma Farge, “Israel’s Foreign Minister Says UN Chief Not Fit To Lead”, Reuters, https://www.reuters.com/world/israels-foreign-minister-says-un-chief-not-fit-lead-2023-11-14/, (Erişim Tarihi: 11.12.2023).
[2] Andrew Mills, “UN Chief Says He Will Not Give Up Appeals For Ceasefire in Gaza”, Reuters, https://www.reuters.com/world/israels-foreign-minister-says-un-chief-not-fit-lead-2023-11-14/, (Erişim Tarihi: 11.12.2023).
