Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Ankara’nın güneye doğru attığı adımlarda Soçi Süreci’nden bu yana İdlib’in kilit bir noktaya sahip olduğunu dile getirerek Türkiye’nin kuzey Suriye’deki varlığının İran’ın Akdeniz’e çıkış koridoru bağlamında da büyük önem arz ettiğini ve bu nedenle Tahran’ın rahatsız olduğunu ifade etti. Erol, Astana Süreci içinde hareket etmelerine rağmen her ülkenin kendi çıkarı olduğunu belirtti ve Türkiye’nin gerek Fırat’ın doğusu gerekse de batısı noktasında ortaya koymuş olduğu iradenin tüm bölgesel aktörler tarafından takip edildiğine dikkat çekti.
Diğer yandan Erol, Türkiye ve Rusya açısından da değerlendirmelerde bulunarak iki ülke arasındaki mutabakatın aslında 2011’den bu yana sürdüğünü kaydetti ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye yönelik açıklamalarındaki Avrasya vurgusunu hatırlattı Türkiye’nin de bölgeye yaptığı operasyonlarda Rusya’nın arka plandaki desteği etkili olduğunu ve Türk Rus işbirliği sürpriz olmadığını söyleyen Erol, “Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) hamleleri de bu işbirliğini bozmaya yönelik devam etmektedir.” dedi.
Erol, terör örgütleri PKK/PYD/YPG ve DEAŞ’a eş zamanlı başlatılacak bir operasyonun Türkiye’yi daha rahatlatacağını dile getirerek bu bağlamda Türkiye’nin güneyinde bir terör koridoruna izin verilmeyeceğinin altını çizdi. Ankara’dan yapılan açıklamaları işaret eden Erol, “Şu veya bu terör örgütü denilmedi. Terör koridoru denildi. Bunun 2 anlamı vardır; oradaki her türlü terör yapılanması ve arkasındaki her türlü güç.” açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin bölge kürtlüğüyle bir problem yaşamadığını belirten Erol, Kuzey Irak’taki 63 Kürt aşiret reisinin 2006 yılında Ankara’ya bağlılıklarını bildiren, Türkiye ile hareket etmek istediklerini ifade eden ve Kuzey Irak’ın Barzani’den ibaret olmadığının altını çizen bir mektup gönderdiklerini hatırlatarak ABD’yi eleştirdi. Erol, söz konusu tarihten itibaren de bölge Kürtlüğü ve Türkiye’nin emperyalizme karşı mücadele içinde olduğunu söyledi ve bölgedeki Kürtlerin; terör örgütleri YPG ve PYD görünümündeki Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) lejyonerler güçleri tarafından yerlerinden edilen topluluklar şeklinde karşımıza çıktığını savundu.
Erol, ABD çekildikten sonra bölgede kalan vekil güçlerin geleceği konusunda tartışmalar yapıldığını dile getirdi ve eski ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson döneminde iki ülke ilişkileri açısından dondurulan krizin belli bir aşamaya gelindiğini söyleyerek Türkiye’nin asıl hedefinin Fırat’ın doğusu olduğunu ifade etti.