Tarihsel süreçte çeşitli değişim ve dönüşüm yaşayan güvenlik kavramı, günümüzde geleneksel ve yeni güvenlik olarak ikiye ayrılmaktadır. Geleneksel ya da klasik güvenlik, 1990 yılından önceki dönemi tanımlamaktadır. Bu süreçte özellikle de devletin güvenliği öncelik taşmaktaydı ve tehditlerle mücadelede askeri güç kullanımına önem verilmekteydi. Ancak 1973 yılında yaşanan Petrol Krizi’yle birlikte bütün sorunların askeri güç kullanılarak çözülemeyeceği anlaşılmıştır. Diğer yandan Kopenhag Okulu’nun kavramsallaştırmasıyla geleneksel güvenlik dönüşüm sürecine girmiş ve yeni güvenlik anlayışı ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de 1990 senesinden itibaren yaşanan dönemde; yani Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte liberal değerlerin ön plana çıkması neticesinde devletlerin güvenliğinin yanı sıra çevre güvenliği, gıda güvenliği ve insani güvenlik gibi kavramlar da tartışılmaya başlanmıştır. Neticede devlet güvenliği ve askeri güç kullanımı önem kaybetmiş ve yeni tehdit kaynakları ve tehditlerle mücadelede yeni araçlar ortaya çıkmıştır.
Anlaşılacağı üzere, yeni güvenlik anlayışı kapsamında önem kazanan konulardan biri de çevre güvenliğidir. Nitekim günümüzde en çok tartışılan sorunlar arasında küresel ısınma ve iklim değişikliği gelmektedir. Bilhassa çevrenin insan hayatını ve toplumları çeşitli açılardan etkilemesi, çevre güvenliğine verilen önemin artmasına yol açmıştır. Zira iklim değişikliği hasebiyle yaşanan doğal afetler bireylere, toplumlara ve devletlere zarar vermektedir. Örneğin günümüzde Orta Asya’yı en çok tehdit eden sorunlardan biri su kıtlığıdır. Oysa ki Orta Asya, dünyanın gıda üretim merkezlerinden biridir. Özellikle de Kazakistan, 2020 yılında 1,1 milyar dolarlık buğday ihraç ederek dünyanın en büyük 12. buğday ihracatçısı olmuştur.[1]
Kazakistan, buğday üretimi konusundaki kapasitesini arttırma ve dünyanın üretim merkezlerinden biri haline gelme arzusu içerisindedir. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için bölgedeki su kıtlığıyla mücadele edilmesi gerekmektedir. 2022 yılının başlarında Kazakistan’da havanın yağışlı olması sayesinde ülkedeki buğday üretiminde %15 ile %20 arasında bir artış yaşanmıştır. Bu kapsamda üretim miktarının 13 milyon tonu aşması beklenmektedir.[2] Ancak 2022 yılının ilk dönemlerinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, dünyadaki tahıl ihracatını tehlikeye düşürmüş ve gıda güvenliğini ön plana çıkarmıştır. Bu süreçte Rusya, yaptırımlara karşı tahıl ihracatını durdurmuştur. Astana yönetimi de tahıl ihracatını kısıtlamıştır. Tacikistan’ın tahılın %94’ünü Kazakistan’dan ithal ettiği düşünüldüğünde, yaşanan gelişmeler birçok ülkeyi endişeye sevk etmiş ve küresel iklim değişikliğinin, gıda güvenliğinin ve suyun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.[3]
Asya Kalkınma Bankası, kısa süre önce Orta Asya’da büyüyen çevresel tehdide dair rakamlara dayalı bir analiz yayınlamıştır. Analizdeki verilere göre, 2050 senesine kadar Siri Derya ve Amu Derya’daki su hacimleri %10 ile %15 arasında düşecektir. Orta Asya’nın can damarlarını teşkil eden iki nehirdeki azalmanın 2050-2100 yıllarına kadar Sir Derya’da %30’u ve Amu Derya’da %40’ı bulacağı tahmin edilmektedir. Bu azalma, ülkelerdeki su ihtiyacının artmasına ve su açığının büyümesine neden olacaktır. Örneğin verilere göre, mevzubahis azalma sonucunda Özbekistan’daki su açığı, 2030 yılında 7 milyar metreküpe ve 2050 senesinde de 15 milyar metreküpe çıkacaktır.[4]
Öte yandan Kırgızistan, Orta Asya’nın çatısı olarak bilinmektedir. Bu sebeple ülkedeki dağlarda önemli buzullar bulunmaktadır. Ancak son 50-60 yılda değişen iklim koşullarına bağlı olarak buzullarda yaşanan erimenin devam edeceği düşünülmektedir. Bu durumun sel ve toprak kayması gibi doğal afetleri tetikleme ihtimali de vardır.[5]
Su, aynı zamanda enerji üretimiyle eşdeğerdir. Zira hidroelektrik santrallerinin üretimi devam ettirebilmesi için akarsuların kurumaması önem arz etmektedir. Bununla birlikte su kıtlığının yaşanması, gıda güvenliği konusunda önemli sorunlara yol açarken; aşırı yağmurlar ise beklenmedik sel ve heyelan gibi afetlere neden olmaktadır.[6]
İklim değişikliğine dair yaşanacak afetlerin 2050 senesine kadar Orta Asya’daki mahsul oranının %30 düşmesine yol açacağı tahmin edilmektedir. Kuraklık ve seller, bölgenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYİH) %1,3’üne zarar verecektir. Afetlerden dolayı ortaya çıkması muhtemel risklerden biri de iç göçtür. İklim krizi sebebiyle Orta Asya’da yaklaşık beş milyon insanın yer değiştirmek zorunda kalacağı belirtilmektedir. Bu durum, insani krizler de dahil olmak üzere çeşitli sorunları beraberinde getirebilir.[7]
Sonuç olarak iklim değişikliği, Orta Asya’yı her geçen gün daha çok tehdit etmektedir. Örneğin Kırgızistan’da eriyen buzulların yok oluş süreci hızlanacaktır. Devletlerin bu süreçte yaşanmakta olan değişime uyum sağlamaya çalışacakları söylenebilir. Lakin bu da önemli bir maliyeti beraberinde getirecektir. Gereken önlemlerin alınmaması halinde derinleşen krizler mühim ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlara yol açacaktır. Söz konusu durum ise aktörleri birlikte hareket etmeye zorlamaktadır. Zaten bölge devletlerinin arasındaki işbirliği süreçlerinde ele alınan konulardan birinin de çevre güvenliği ve iklim değişikliğidir. Yani bölge devletleri, Orta Asya’nın karşı karşıya olduğu risklerin farkındadır.
[1] “Wheat in Kazakhstan”, OEC, https://oec.world/en/profile/bilateral-product/wheat/reporter/kaz, (Erişim Tarihi: 26.11.2022).
[2] Almaz Kumenov, “Kazakhstan expects grain bounty, but farmers still feel at risk”, Eurasianet, https://eurasianet.org/kazakhstan-expects-grain-bounty-but-farmers-still-feel-at-risk, (Erişim Tarihi: 26.11.2022).
[3] Farangis Najibullah, “Central Asian Neighbors To Feel The Pain As Kazakhstan Suspends Wheat, Flour Exports”, RFE/RL, https://www.rferl.org/a/kazakhstan-suspends-wheat-exports-neighbors-pain/31803803.html, (Erişim Tarihi: 26.11.2022).
[4] “By the Numbers: Climate Change in Central Asia”, Asian Development Bank, https://www.adb.org/news/features/numbers-climate-change-central-asia, (Erişim Tarihi: 26.11.2022).
[5] Aynı yer.
[6] Bermet Talant, “How Is Climate Change Affecting Central Asia?”, RFE/RL, https://www.rferl.org/a/central-asia-climate-change-water-talant/31924317.html#:~:text=Scientists%20predict%20that%20the%20region,internal%20climate%20migrants%20by%202050., (Erişim Tarihi: 26.11.2022).
[7] “Climate Change in Europe and Central Asia”, The World Bank, https://www.worldbank.org/en/region/eca/brief/climate-change-in-europe-and-central-asia, (Erişim Tarihi: 26.11.2022).