ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Türkiye’nin Suriye politikası bağlamında Erdoğan’ın bir kararlılık mesajı verdiğini dile getirerek Ankara’nın bu noktada herhangi bir adım atmaktan kaçınmayacağını belirtti. Türkiye’nin tampon bölge konusunda daha önce önüne konan tekliflerden memnun olmadığını kaydeden Erol, bir diğer önemli gelişme olarak Erdoğan-Putin görüşmesinde 1998 Adana Mutabakatı’na dikkat çekildiğini kaydederek buradan Esad’ın işaret edildiğini söyledi.
Türkiye’nin güneyinde bir terör koridoru istemediği ve bunu engellemek için de kararlı bir duruş sergileyeceği vurgulayan Erol, “Bu bize ne ABD’nin Türkiye’ye sunduğu önerilerin Ankara’da tam manasıyla karşılık bulabildiğini ne de Putin’in Moskova’da önümüze getirdiği birtakım tekliflerin bir karşılık bulabildiğini göstermiştir.” diyerek bu anlamda meselelerin Astana da görüşüleceğini kaydetti. Erol, Türkiye’nin sadece ABD’ye değil Rusya’ya da mesaj verdiğine dikkat çekti. Şubat ayında yapılacak üçlü zirveye ilişkilin değerlendirmelerde bulunan Erol, “Astana noktasında tekrar masaya oturulduğunda gerçekten her üç ülke nasıl bir mutabakat sağlayabilecek çok emin değilim. Hem Tahran Zirvesi hem de Moskova’daki görüşmelere bakıldığında Rusya çıtayı yükseltmiş görünüyor. Bu nedenle Türkiye önündeki diğer seçenekleri değerlendirme yoluna gidecektir. Türkiye muhtemelen mevcut pozisyonu götürebildiği kadar götürecektir ama gerek ABD gerek Rusya’nın takınmaya çalıştığı tutum Türkiye’yi net bir karar almaya doğru yöneltiyor.” ifadesinde bulundu.
Erol, ABD’nin güvenli bölge tekliflerinin Türkiye açısından olumlu algılanmadığını ifade ederek bu durumun ABD’yi çekilme noktasında derin düşüncelere ittiğini belirtti. ABD içerisinde İsrail noktasında bir baskı olduğunu vurgulayan Erol, Türkiye üzerinde oluşan belirsizliğin evanjelik kesimin elini kuvvetlendirdiğini söyledi.
Diğer yandan Venezuela’daki gelişmelerle ilgili olarak ise Erol, “Venezuela Soğuk Savaş’ın Küba’sıdır.” diyerek daha önce ABD’ye karşı Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) varken bugün ABD karşısında yakın çevresinden bile birden fazla devlet olduğunu vurguladı. Erol, Venezuela’nın da bu anlamda yeni mücadele merkezlerinden biri olduğunu ve belki de önümüzdeki süreçte “ABD’nin Ortadoğusu” olabilecek birtakım gelişmelere de gebe olduğunu kaydederek “Ayrıca ABD ve Batı bir değerler çelişkisine düşmüş vaziyette. Sandıkla gelen sandıkla gider derken halkı isyana silahlı kuvvetleri darbeye çağırıyorlar.” açıklamasında bulundu. Türk halkının benzer bir süreçten geçerek 15 temmuzda bunun cevabını verdiğini belirten Erol, Türkiye’nin Milli Mücadele döneminden beri mazlum devletlerin yanında yer aldığını ve duruşunun değişmediğini ifade etti.