Analiz

Azerbaycan’ın İran Siyasetinin Kodları: Güç, Denge ve Hamle

İran, Azerbaycan’la ilişkilerini derinleştirirken, aynı zamanda Ermenistan’a karşı dengeli bir tutum sergilemektedir.
Bölgesel güvenliği sağlamak için stratejik hamleler yapan Azerbaycan, Batı ve Asya pazarlarına entegrasyonu hızlandırarak ekonomik bağımsızlığını sağlamlaştırmaktadır.
Azerbaycan, küresel güçlerle ilişkilerini güçlendirerek İran’ı diplomatik ve ekonomik açıdan izole etme stratejisini kararlılıkla uygulamaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Son dönemde Azerbaycan ile İran arasındaki diplomatik ilişkiler, bölgesel işbirliğinin güçlendirilmesi ve çok boyutlu işbirliklerinin derinleştirilmesi açısından önemli bir dönüm noktasına ulaşmıştır. Bu ilişkilerdeki yoğunlaşma, sadece ikili düzeydeki yakınlaşmayı değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik ve ekonomik dengeleri de doğrudan etkilemiştir. Azerbaycan, bölgesel güç dengesindeki rolünü pekiştirmek için stratejik diplomatik hamleler yaparken, İran’la ilişkilerinde de hem ekonomik bağımsızlık hem de jeopolitik çıkarlarını göz önünde bulundurarak dikkatli bir dengeleme stratejisi izlemektedir. Bu süreçte imzalanan antlaşmalar, diplomatik ilişkilerin kurumsallaşması ve ekonomik işbirliğinin artmasıyla birlikte Azerbaycan’ın dış politikasında daha güçlü bir bölgesel aktör olma yolunda önemli adımlar atılmaktadır. Hem Azerbaycan’ın hem de İran’ın birbirlerine yönelik stratejik öncelikleri doğrultusunda attıkları adımlar, sadece ikili ilişkilerde değil, aynı zamanda küresel güç dengeleri ve bölgesel güvenlik yapıları üzerinde de etkiler yaratmaktadır.

2025 yılının Mart ve Nisan aylarında Azerbaycan ile İran arasındaki diplomatik temaslar, ikili ilişkilerin normalleşmesi ve işbirliğinin derinleşmesi yönünde belirgin bir yoğunluk göstermiştir. 12 Mart 2025 tarihinde Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile İran Dışişleri Bakanı Seyid Abbas Erakçi arasında yapılan görüşmede, enerji, ulaşım ve yatırım projelerinin stratejik önemi vurgulanmış, özellikle İran üzerinden geçen ulaşım koridorları ile Azerbaycan’ın batı bölgeleri ile Nahçıvan’ı bağlayacak altyapı projelerinin bölgesel düzeyde kritik rol oynayacağı ifade edilmiştir. 25 Mart’ta Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan’ın açıklamalarına Azerbaycan’dan sert tepki gelmiş, Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik toprak iddialarının ortadan kaldırılması ve Minsk Grubu’nun feshedilmesi talep edilmiştir. 1 Nisan’da ise Bayramov, İran Cumhurbaşkanı’nın Siyasi Danışmanı Mehdi Senayi ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleştirilmesinin gerekliliğini vurgulamıştır. 15 Nisan’da ise Tahran’daki konsolosluk istişarelerinde konsolosluk hizmetleri ve sınır güvenliği gibi alanlarda işbirliğinin artırılmasına yönelik mutabakata varılmıştır.

Akabinde 28 Nisan 2025 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın katılımıyla gerçekleştirilen belge değişim töreni, Azerbaycan-İran ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası olma potansiyelini taşımaktadır. Bu tören, yalnızca siyasî yakınlaşmayı değil, aynı zamanda çok katmanlı bir kurumsal işbirliğini teşvik etme iradesini de ortaya koymuştur. Törende, liderler düzeyinde imzalanan Ortak Bildiri ve dışişleri bakanlıkları arasında 2025-2027 yıllarını kapsayan siyasî istişare programı, diplomatik temasların kurumsallaşmasına zemin hazırlamıştır. Ayrıca Azerbaycan Dijital Kalkınma ve Ulaştırma Bakanlığı ile İran Yollar ve Kentsel Kalkınma Bakanlığı arasında 2025-2026 yıllarını kapsayan kapsamlı işbirliği mutabakatı imzalanmış ve denizcilik sertifikalarının karşılıklı tanınması antlaşması yapılmıştır. Kültürel alanda ise Azerbaycan Kültür Bakanlığı ile İran Kültür ve İslamî İrşad Bakanlığı arasında 2025-2028 yıllarını kapsayan kültürel değişim programı ve medya alanında işbirliğini öngören mutabakat zaptı imzalanmıştır. Bu adımlar, Azerbaycan’ın bölgesel güvenlik ve ekonomik çıkarlarını güçlendirirken, İran’la kurumsal bağların daha da derinleşmesini sağlamaktadır.[1]

Bu yoğun diplomatik gelişmeler, Azerbaycan’ın dış politikasında önemli bir stratejik değişimi işaret etmektedir. 2025 yılının ilk çeyreğinde Azerbaycan’ın dış ticaretindeki dinamik büyüme, İran’a olan ekonomik bağımlılığı azaltma ve bölgesel güç dengesini kendi lehine çevirme amacına yönelik somut bir adım olmuştur. Azerbaycan, İtalya’yla yüzde 43,8’lik ticaret artışı elde etmiş, bu da Bakü’nün Avrupa pazarlarına doğrudan entegrasyonunu hızlandırarak İran’a alternatif bir enerji koridoru oluşturma iddiasını pekiştirmiştir. Çin’le yüzde 37,4 oranında büyüyen ticaret ve ihracattaki 4,6 katlık sıçrama, Azerbaycan’ın sadece Batı’ya değil, Asya’ya da İran’ı bypass eden yeni ekonomik hatlar üzerinden bağlanma hedefinin bir parçası olarak dikkat çekmektedir. Ayrıca ABD’yle toplam ticaretin azalmasına rağmen Azerbaycan’ın ABD’ye yönelik ihracatının yüzde 27,3 oranında artması, Bakü’nün Batı ittifakı içindeki pozisyonunu koruma ve İran’ın izolasyonunu derinleştirme stratejisine bağlı kaldığını göstermektedir.[2] Belirtilen durum, Azerbaycan’ın yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda ekonomik haritaları da yeniden çizdiğini ve İran’ı bölgesel bir kuşatma hattına alma iradesinin güçlendiğini göstermektedir.

Azerbaycan-İran ilişkilerindeki kurumsal derinleşme ve dış ticaretin büyümesi, aynı zamanda İran’ın bölgesel stratejilerinde Azerbaycan’ın etkisini artırmıştır. Pezeşkiyan’ın Bakü ziyareti, Azerbaycan-İran ilişkilerinde son yıllarda biriken kriz başlıklarının kontrollü biçimde yumuşatılmasına ve yeni bir işbirliği zemini kurulmasına yönelik stratejik bir girişim niteliği taşımaktadır. Ziyaret kapsamında Kuzey-Güney Uluslararası Ulaşım Koridoru (INSTC), Aras Nehri üzerindeki köprü projeleri ve Rus gazının İran üzerinden Azerbaycan’a aktarılması gibi somut ekonomik ve lojistik konular ön planda yer almakta; kültürel düzlemde ise Pezeşkiyan’ın Azerbaycan’ı “ikinci vatan” olarak tanımlaması dikkat çekmektedir. İran’ın Zengezur Koridoru konusundaki önceki sert tutumunu yumuşatması ise Tahran’ın bölgesel zayıflamalarının ve Pezeşkiyan’ın etnik aidiyetinin getirdiği yeni diplomatik esneklik arayışının bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Ancak İsrail’le ilişkiler ve koridor meselesi gibi yapısal sorunlar, taraflar arasında tam bir güven inşasının hâlen önünde ciddi engeller oluşturmaktadır.[3]

İran Cumhurbaşkanı Masud Pezeşkiyan’ın Bakü ziyareti esnasında dikkat çeken hususlardan birisi de Pezeşkiyan’ın şu ifadeleri kullanmasıdır: “Karabağ ve diğer Azerbaycan topraklarında Azerbaycan’ın ve değerli Azerbaycan halkının egemenliğini tanıyoruz ve bu toprakların sahibi Azerbaycan’dır.[4] Bu açıklama, İran’ın Azerbaycan’a yönelik politikalarının ve bölgesel stratejilerinin yeniden şekillendiğini ve Azerbaycan’ın egemenliğine açıkça destek sunduğunu göstermektedir. Pezeşkiyan’ın Türk asıllı olduğu bilgisinin yanı sıra “Bakü’de olmasını, Tebriz’de olmasıyla” eşdeğer bir anlam taşıdığına yapılan vurgu, İran’ın bölgedeki durumu yumuşatma çabalarına işaret etmektedir. Bu, Azerbaycan Türkleri üzerindeki İran algısını değiştirme ve siyasî temelli bir sempati oluşturma amacıyla atılan bir adım olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda İran, bölgedeki güvenlik ve ekonomik çıkarlarını gözeterek Azerbaycan’la ilişkilerini derinleştirirken, aynı zamanda Ermenistan’a karşı dengeli bir tutum sergilemeyi sürdürmektedir.

Azerbaycan’ın dış politikasındaki bu gelişmeler, küresel aktörlerle ilişkilerini güçlendirmeye yönelik bir dizi stratejinin parçası olarak görülmektedir. 8-11 Mayıs tarihlerinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Azerbaycan’a yapacağı resmî ziyaret, Bakü’nün İsrail ve Türkiye arasında Suriye merkezli yeni bir stratejik köprü kurma rolünü pekiştirmektedir. Netanyahu’nun Azerbaycan’ı ziyareti, yalnızca stratejik değil, aynı zamanda tarihî ve toplumsal düzeyde de Azerbaycan-İsrail ilişkilerini pekiştirmeyi hedeflemektedir. 8 Mayıs’ta, 1992’de Şuşa’yı savunurken şehit düşen Yahudi kökenli Azerbaycan Millî Kahramanı Albert Ağarunov’un ölüm yıl dönümüne denk gelen bu ziyaret, hem sembolik hem de diplomatik açıdan büyük bir anlam taşımaktadır.[5] Netanyahu, 2016 yılından sonra ilk kez Azerbaycan’a yapacağı bu ziyaretle Cumhurbaşkanı Aliyev ile ikili ilişkilerin güçlendirilmesi gerektiği üzerinde duracaktır. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da aynı dönemde Azerbaycan’a yapacağı ziyarette, Türkiye-Azerbaycan Ortak Hükûmetlerarası Komisyon toplantısına katılması beklenmektedir. İki ziyaret, Azerbaycan’ın Türkiye ile İsrail arasındaki gerginliği azaltma yönünde arabuluculuk girişimlerine olan bağlılığını ve Bakü’nün bölgede barışçıl çözümler için aktif bir rol üstlenme arzusunu yansıtmaktadır. Ancak, Türkiye’nin İsrail’e Gazze’deki askerî operasyonlarını durdurma şartı koyması nedeniyle müzakereler henüz başlamamıştır.[6]

Netanyahu’nun Azerbaycan’a planlanan ziyareti, Bakü’nün İsrail ve Türkiye arasında Suriye merkezli stratejik köprü kurma rolünü pekiştirirken, İran’ın Güney Kafkasya ve Levant’taki nüfuzuna meydan okuma anlamı taşır. Azerbaycan’ın İsrail’le derinleşen askerî işbirliği, İran’ın Tahran-Beyrut koridorunu zayıflatma potansiyeli taşırken, İbrahim Antlaşmalarına olası katılımı İran’ın İslam Dünyası’ndaki yalnızlığını derinleştirebilir. İran-Ermenistan ortak tatbikatları, Azerbaycan-İsrail-Türkiye hattındaki güç kaymalarına karşı savunma refleksidir.[7] Azerbaycan, dış politikasında ekonomik ve güvenlik stratejileriyle İsrail’le askerî işbirliğini derinleştirip İran’ın etkisini zayıflatırken Türkiye’yle arabuluculuk yaparak bölgesel güvenliği sağlamak için rol üstlenmektedir. Ancak Türkiye ile İsrail arasındaki gerginlikler, Azerbaycan’ın denge kurma rolünü zorlaştırmakta ve dikkatli bir diplomasi gerektirmektedir.

Azerbaycan’ın dış politikasındaki bu stratejik hamleler, ülkenin küresel düzeydeki etkisini de artırmaktadır. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Azerbaycan’a yapacağı ziyaret, Azerbaycan’ın İsrail ve Türkiye arasında Suriye merkezli bir stratejik köprü kurma rolünü pekiştirecektir. Bu gelişmeler, Azerbaycan’ın İran’ı diplomatik ve ekonomik anlamda bölgesel izole etme stratejisini sürdürebileceğini ve küresel aktörlerle ilişkilerinde etkinliğini artıracağını göstermektedir.

Sonuç olarak Azerbaycan’ın İran’la yürüttüğü diplomatik ve ekonomik ilişkiler, bölgesel güç dengesini kendi lehine çevirmekte önemli bir rol oynamaktadır. Azerbaycan hem ekonomik bağımsızlığını güçlendirme hem de bölgesel güvenlikteki etkinliğini artırma amacına yönelik stratejik hamleler yaparak küresel güçlerle ilişkilerini de pekiştirmektedir. Bu süreç, Azerbaycan’ın İran’la olan ilişkilerini kurumsal bir temele oturtarak aynı zamanda Batı ve Asya pazarlarına entegrasyonunu hızlandırmasıyla bölgesel diplomasi ve küresel stratejilerde daha güçlü bir aktör haline gelmesini sağlamaktadır. Bununla birlikte İran’la yaşanan güvenlik endişeleri ve bölgesel gerilimler, Azerbaycan’ın bu dengeyi sürdürmede dikkatli ve rasyonel bir diplomasi izlemesini gerektirmektedir.


[1] “Azerbaydzhan i Iran Obmenyalis Podpisannymi Dokumentami”, Report, https://report.az/ru/vneshnyaya-politika/mezhdu-azerbajdzhanom-i-iranom-podpisan-ryad-dokumentov, (Erişim Tarihi: 28.04.2025).

[2] Tamilla Hasanova, “Azerbaijan Sees Significant Growth in Trade with Key Partners in Early 2025”, Caliber, https://caliber.az/en/post/azerbaijan-sees-significant-growth-in-trade-with-key-partners-in-early-2025, (Erişim Tarihi: 28.04.2025).

[3] “Vizit Prezidenta Irana v Azerbaydzhan: Ukrepleniye Svyazey i Resheniye problem”, JAM News, https://l24.im/cnxoX, (Erişim Tarihi: 28.04.2025).

[4] “Prezident Irana: Karabakh YAVLYAYETSYA NEOTYEMLEMOY CHASTYU Azerbaydzhana”, APA, https://ru.apa.az/vneshnyaya-politika/prezident-irana-karabax-yavlyaetsya-neotemlemoi-castyu-azerbaidzana-608989, (Erişim Tarihi: 28.04.2025).

[5] “SMI: Binyamin Netanyakhu Posetit Azerbaydzhan 8 Maya”, Oxu.Az, https://oxu.az/ru/politika/smi-binyamin-netanyahu-posetit-azerbajdzhan-8-maya, (Erişim Tarihi: 28.04.2025).

[6] “Stala Izvestna Data Vizita Netanyakhu v Baku. Vsled za Nim Priyedet Erdogan”, Haqqin, https://haqqin.az/news/346754, (Erişim Tarihi: 28.04.2025).

[7] Alex Grinberg, “Netanyahu’s Expected Visit to Baku Sends Shockwaves Through Tehran”, The Jerusalem Post, https://www.jpost.com/opinion/article-851365, (Erişim Tarihi: 28.04.2025).

Ergün MAMEDOV
Ergün MAMEDOV
Ergün Mamedov, 2020 yıllında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler tezli yüksek lisans bölümüne kabul almış ve 2022 yılında tezini başarıyla savunarak mezun olmuştur. Eğitimine hâlihazırda 2022 yılında başladığı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler ana bilim dalında doktora öğrencisi olarak devam etmektedir. Gürcistan vatandaşı olan Ergün Mamedov, ileri düzeyde Gürcüce, orta düzeyde İngilizce ve başlangıç düzeyinde Rusça bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Güney Kafkasya ve Türk Dünyası coğrafyaları merkezli güncel diplomasi gündemi ve siyasî tarihtir.

Benzer İçerikler