Analiz

Trump-Harris Tartışması ve 2024 ABD Başkanlık Seçimlerine Etkileri

Trump-Harris tartışmasının sonuçları, anket rakamlarındaki ani değişimlerin çok ötesine uzanmaktadır.
Harris’in ulusal anketlerdeki mevcut liderliğine rağmen başkanlığı garantileme yolu Seçiciler Kurulu sistemi nedeniyle karmaşıklaşmaktadır.
Bu seçim ortamında başarılı bir şekilde yol alabilmek için her iki adayın da stratejilerini, özellikle de önemli mücadele alanı olan eyaletlerde, kararsız seçmenler arasında yankı uyandıracak şekilde uyarlamaları gerekmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Eski Başkan Donald Trump ve mevcut Başkan Yardımcısı Kamala Harris arasındaki son münazara, 2024 ABD Başkanlık Seçimleri döngüsünde çok önemli bir anı simgelemektedir.

Analist Nate Silver tarafından derlenen ulusal anketlerin toplamında Harris şu anda %48,9’a %46,0 ile Trump’ın önünde yer almaktadır. Harris’in liderliğindeki bu hafif artış, 10 Eylül 2024 tarihli münazaradan önce kademeli bir düşüş yaşadığı ve 25 Ağustos 2024 tarihli dört puanlık liderlikten münazara sırasında sadece iki puana düştüğü göz önüne alındığında özellikle kayda değerdir. İnternet tabanlı anket şirketi olan YouGov’un son anketine göre; katılımcıların %56’sı Harris’in münazarayı kazandığına inanırken Trump’ın sadece %26’da kalması Harris’in gösterdiği performansın ne kadar etkili olduğunu ve münazarada bir sıçrama potansiyeli taşıdığını ortaya koymaktadır.[1]

Bu arada Trump, Haitili göçmenlerle ilgili tartışmalar ve yakın zamanda kendisine karşı düzenlenen suikast girişimi gibi kampanya ivmesini zayıflatabilecek zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.

Harris’in ulusal anketlerdeki mevcut liderliğine rağmen başkanlığı garantileme yolu Seçiciler Kurulu sistemi nedeniyle karmaşıklaşmaktadır. Analist Silver’ın modeline göre Harris’in Seçiciler Kurulu’nu kazanma şansını arttırmak için en az iki puanlık bir halk oylaması galibiyeti ve %94’lük bir favori olmak için de dört puanlık bir fark elde etmesi gerekmektedir. Şu anda Seçiciler Kurulu’nu kazanma şansı %43,5 iken Trump %56’lık bir olasılığa sahiptir.

Söz konusu Seçiciler Kurulu eğiliminin sonuçları oldukça önemlidir. Halk oylamasını %50,3 ile %48,5 arasında kazanacağı tahmin edilse bile Silver’ın modeline göre Harris’in halk oylamasını kazanıp Seçiciler Kurulu’nu kaybetme ihtimali %24’tür. Harris’in 0,5 puanlık az bir farkla önde olduğu ve 19 seçmenin oy kullandığı Pennsylvania gibi önemli yarış alanı eyaletleri her iki aday için de kritik öneme sahip görünmektedir. Kısacası, seçim anketlerinde önde görünen bir adayın kazanma şansının yüksek olduğu yanılgısına düşmemek gerekmektedir.

Kamala Harris’in son münazarada gösterdiği performans, kritik bir dönemeçte kampanyasına çok ihtiyaç duyduğu desteği sunmuştur. Bu performans sadece Donald Trump’la doğrudan yüzleşmeye hazır olduğunu göstermekle kalmamış, aynı zamanda kararsız seçmenlere kendisini yetenekli bir lider olarak sunmasını sağlamıştır.Biden’ın son münazarada gösterdiği performansa kıyasla Demokratlar’ın Harris’in başkanlığına daha sıcak bakmalarına neden olmuştur. Harris’in performansının hemen ardından seçmenlerin olumlu tepkisini yansıtan anket rakamlarında bir artış görülmüştür. Ancak bu “münazara ivmesinin” kalıcılığı belirsizliğini korumaktadır. Siyasi ivme geçici olabilir ve çeşitli faktörler bunun uzun ömürlü olmasını etkileyebilir.[2]

Önemli bir husus, Trump’ı çoğunlukla çembere alan tartışma potansiyelidir. Trump’ın Harris hakkında kamuoyu ile paylaşabileceği negatif açıklamalar veya tavırlar Harris’in elde ettiği herhangi bir kazanımın hızla gölgede kalabileceği anlamına gelmektedir. Trump’ın çeşitli konulardaki temellendirilmemiş açıklamaları da dahil olmak üzere devam eden iddiaları, dikkatleri Harris’in başarılarından uzaklaştırabilir ve bunun yerine karakteri ve politikaları hakkındaki tartışmaları yeniden alevlendirebilir. Bu tür dikkat dağıtıcı unsurlar Harris’in ve kampanyasının kazanımlarını pekiştirme ve bunların üzerine inşa etme çabalarını karmaşıklaştırabilir.

Ayrıca Trump’ın daha fazla münazara yapmayacağını açıklaması, söylemi kontrol etmek için stratejik bir hamle olduğunu göstermektedir. Daha fazla yüzleşmeden kaçınarak Harris ve Demokrat kampanya tarafından kullanılabilecek hatalar yapma riskini azaltmış olmaktadır. Bu karar, bir yandan tabanının sadakatini sağlamlaştırırken diğer yandan da zayıf noktalarını kamuoyunun incelemesinden koruma çabası olarak görülebilir. Ancak bu aynı zamanda Harris’in seçmenlerin ilgisini çekmek için başka platformlar bulması, kampanyasının gündemde kalmasını sağlamak için belediye binaları, mitingler ve medyada yer alarak mesajını güçlendirmesi gerektiği anlamına da gelmektedir.

Kasım seçimlerine yaklaşırken 2024 yarışı son derece çekişmeli gitmektedir. Her iki aday da seçim beklentilerini önemli ölçüde etkileyecek benzersiz zorluklar ve fırsatlarla karşı karşıyadır. Harris’in verimli münazara performansıyla desteklenen ulusal anketlerdeki yükselişi, kampanyası için çok önemli bir fırsat sunmaktadır. Bununla birlikte Seçiciler Kurulu sisteminin doğasında var olan karmaşıklıklar önemli engeller teşkil etmektedir.

Bu seçim ortamında başarılı bir şekilde yol alabilmek için her iki adayın da stratejilerini, özellikle de önemli mücadele alanı olan eyaletlerde kararsız seçmenler arasında yankı uyandıracak şekilde uyarlamaları gerekmektedir. Harris için bu, liderlik niteliklerini ve gündelik Amerikalıların endişelerini ele alan politika önerilerini vurgularken geleceğe yönelik net bir vizyon ortaya koymayı içermektedir. Sağlık, eğitim ve ekonomik istikrar gibi seçmenler arasında derin yankı uyandıran konulara olan bağlılığını vurgulaması gerekmektedir. Buna karşılık Trump muhtemelen tarihsel olarak desteği harekete geçiren söylemleri kullanarak yerleşik tabanına güvenmeye devam edecektir. Trump’ın yaklaşımı, milliyetçilik ve ekonomik canlanma temalarını güçlendirmeyi ve kendisini Amerika’yı eski büyüklüğüne kavuşturabilecek aday olarak göstermeyi gerektirecektir. Ancak bu strateji, daha birleştirici bir mesaj arayışında olabilecek ılımlı seçmenleri yabancılaştırma riski de taşımaktadır.

Sonuç olarak Trump-Harris tartışmasının sonuçları, anket rakamlarındaki ani değişimlerin çok ötesine uzanmaktadır. Bu yarışın değişen dinamikleri, ekonomik faktörlerin, seçmen duyarlılığının ve her iki kampanya tarafından yapılan stratejik seçimlerin karmaşık bir etkileşiminden kaynaklanacaktır. Kasım ayı yaklaştıkça odak noktası giderek daha fazla mücadele alanı olan eyaletlere, yani sonucun seçmenlerin adaylar tarafından sunulan karşıt vizyonlara vereceği tepkiye bağlı kalacağı kilit bölgelere yönelecektir. Bu dinamikleri anlamak, yakın tarihin en önemli seçimlerinden biri olmaya aday bu seçimde zafer elde etmeye çalışan her iki kampanya için de hayati önem taşımaktadır.


[1]“Harris gains in post-debate US national polls, but will her gains be sustained?”, Theconversation.com, https://theconversation.com/harris-gains-in-post-debate-us-national-polls-but-will-her-gains-be-sustained-239059, (Erişim Tarihi: 18.09.2024).

[2] “Trump rules out another presidential debate against Harris”, BBC.com, https://www.bbc.com/news/articles/cn9l9500vg7o, (Erişim Tarihi: 18.09.2024).

Ayşe Azra GILAVCI
Ayşe Azra GILAVCI
Ayşe Azra Gılavcı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler okumaktadır. İleri derecede İngilizce bilen Azra'nın başlıca ilgi alanları; Latin Amerika ve ABD dış politikasıdır.

Benzer İçerikler