Analiz

Rusya’nın İran-İsrail Krizi’ne Bakışı

Rusya, İran’ın gerekçelerini çok iyi anlamakla birlikte diğer yandan İsrail’e açık bir cephe almaktan da uzak durmaktadır.
Sonuç olarak Rusya, bu krizde olabildiğince tarafsız kalmaya çalışmaktadır.
Batı medyası, Rusya, İran ve Çin’in eylemlerinin örtüştüğünü ve bu ülkelerin birleşik bir cephe oluşturduklarını ileri sürmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

İran ile İsrail arasındaki gerginliğin yükselmesi ve potansiyel bir çatışma riski barındırması nedeniyle Avrupa ve özellikle Anglosakson medyası, Rusya’nın bu krizdeki rolüne ilişkin spekülatif haberler yapmaya başlamıştır. Örneğin 15 Nisan 2024 tarihinde Business Insider’da yayımlanan bir makalede,[1] İran’ın İsrail’e yönelik hava saldırısının Ukrayna’daki Rus taktiklerine dayandığı iddia edilmiştir. Aynı gün The Washington Post’ta yayımlanan “Rus Silahları, İran’ın İsrail Hava Saldırısına Karşı Savunmasını Güçlendirmesine Yardımcı Oluyor” başlıklı makalede,[2] ülkenin Ortadoğu’da güçlü bir askeri kapasite oluşturmasında Moskova’nın rolüne dikkat çekilmiştir. Bunun yanı sıra makalede, İran’ın Rusya’ya Ukrayna’daki savaşta yardımcı olabilecek askeri mühimmatlar tedarik ettiğine ve ikili askeri ortaklıklarının geliştiğine vurgu yapılmıştır.

Batı’nın bakış açısına göre; Moskova, Orta Doğu’daki bu yeni kaostan faydalanarak Batı’nın dikkatini ve kaynaklarını Ukrayna’dan uzaklaştırma potansiyeline-fırsatına sahiptir. Fakat İsrail-Hamas ve İran hattındaki çatışma uzun vadede daha geniş bir savaşa dönüşürse Rusya, bundan çok daha zararlı çıkabilir.[3] Bu yüzdendir ki Rusya, İran’ın İsrail’e misillemesinin ardından tüm tarafları “itidal göstermeye” çağırmıştır.[4] Bölgedeki son tehlikeli tırmanıştan duyduğu endişeyi dile getiren Rusya Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, “Mevcut sorunları siyasi ve diplomatik yollarla çözme konusunda bölge devletlerine güveniyoruz.” demiştir.[5]

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ayrıca İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan’la telefon görüşmesi yapmıştır. İran’ın misillemesinden önce Rusya Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Suriye’de İranlı generallerin ölümüne yol açan saldırısını da kınamıştı. Buna ek olarak Rusya, daha önce İsrail’in Gazze’deki savaşını sürdürmesindeki ısrarından duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti. Moskova, bugüne kadar İsrail de dahil Orta Doğu’daki tüm güçlerle ilişkilerini dengeli ve pozitif yönlü bir şekilde sürdürmeye çalışmıştır. Ancak Gazze’deki çatışmalar, Rusya’nın İsrail’le olan bağlarını zedelemiş ve Moskova’nın İran’la bağlarına ağırlık vermesine neden olmuştur.

Bölgede artan savaş riski nedeniyle Rusya, bir yandan tarafları yatıştırmaya yönelik mesajlar gönderirken, diğer yandan kendi güvenlik önlemlerini artırmaktadır. İran ve İsrail arasındaki son gerginliğin ardından Rusya’nın süpersonik füze savaş gemisini Orta Doğu’ya kaydırması da dikkat çekmiştir. Bu bağlamda Rusya, İran’ın İsrail’e misillemede bulunmasından sadece birkaç saat sonra Kinzhal süpersonik füzeleriyle donanmış Mareşal Shaposhnikov adlı donanma firkateynini Süveyş Kanalı üzerinden Akdeniz’e göndermiştir.[6]

Rusya’nın bu tür önlemler almasında şüphesiz ABD’nin İsrail’e olan desteğini sürdürmesi de etkili olmaktadır. Nitekim ABD Başkanı Joe Biden, son olayların ardından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştır:[7]

İran ve onun vekillerinden gelen bu tehditlere karşı İsrail’in güvenliğine olan bağlılığımız katıdır. Tekrar söylüyorum, katı bir şekilde söylüyorum. İsrail’in güvenliğini korumak için elimizden geleni yapacağız.”

ABD’nin İsrail’e olan desteği, bölgesel kutuplaşmayı derinleştirmekte ve Rusya’nın İran’la yakınlaşmasını da beraberinde getirmektedir. Çünkü hem Rusya hem İran, ABD’nin özellikle BM Güvenlik Konseyi’nde takındığı İsrail yanlısı tutumdan oldukça rahatsızdır. Bu iki ülke, Filistin-İsrail meselesinin halen çözülememiş olmasının sebebi olarak ABD’nin söz oknusu tutumunu görmektedir. Gazze’deki çatışmalar sona ermediği sürece İsrail ile İran arasındaki gerginlik de yatışmayacaktır. Dolayısıyla Rusya, İran’ın İsrail’e yönelik misillemesinin gerekçelerini çok iyi anlamaktadır. 16 Nisan 2024 tarihinde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’yle yaptığı telefon görüşmesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, gerginliği yatıştırmaya dönük mesajlar vermiştir. Reisi ise bu tür bir misillemenin zorunlu ve sınırlı olduğunu, gerginliğin uzamasından yana olmadıklarını vurgulamıştır. İki lider görüşmede, Filistin-İsrail meselesine çözüm bulunmamasının Orta Doğu’daki olaylara neden olduğunu belirtmiştir.

Rusya, İran’ın gerekçelerini çok iyi anlamakla birlikte diğer yandan İsrail’e açık bir cephe almaktan da uzak durmaktadır. Ancak Batı medyası, Rusya, İran ve Çin’in eylemlerinin örtüştüğünü ve bu ülkelerin birleşik bir cephe oluşturduklarını ileri sürmektedir. Batı’nın tür söylemleri, aslında dünyadaki kutuplaşmayı artırmaktadır. Fakat bu ülkelerin niyetleri gerçek manada Batı’ya alternatif oluşturmak değil, aksine çok kutuplu bir dünyanın inşasına katkıda bulunmaktır, denebilir.

Sonuç olarak Rusya, bu krizde olabildiğince tarafsız kalmaya çalışmaktadır. Ancak ABD’nin İsrail’e olan açık desteği, Rusya’yı İran’la daha fazla işbirliğine sevk etmektedir. Öyle ki Putin, ABD’nin İsrail’i desteklemek için İran topraklarına saldırması durumunda Rusya’nın İran’ın yanında yer alacağını duyurmuştur.[8] Moskova’nın bu uyarısı, Washington’un Tahran’a karşı daha fazla ileri gitmesine engel olmuştur, denebilir. Dolayısıyla İran’ın gelecekte Rusya’yla olan bağlarını daha üst bir seviyeye çıkartması sürpriz olmayacaktır.  


[1] “Iran’s aerial attack on Israel was based on Russian tactics in Ukraine, war experts say”, Business Insider, https://www.businessinsider.com/iran-mimicked-russian-tactics-israel-attack-war-experts-say-2024-4, (Erişim Tarihi: 16.04.2024).

[2] “Russian weapons help Iran harden defenses against Israeli airstrike”, The Washington Post, https://www.washingtonpost.com/national-security/2024/04/15/iran-israel-russia-drones-missiles/, (Erişim Tarihi: 16.04.2024).

[3] “Why Russia Doesn’t Want War Between Israel and Iran”, RAND, https://www.rand.org/pubs/commentary/2024/04/why-russia-doesnt-want-war-between-israel-and-iran.html, (Erişim Tarihi: 16.04.2024).

[4] “Russia Urges ‘Restraint’ After Iranian Attack on Israel”, The Moscow Times, https://www.themoscowtimes.com/2024/04/14/russia-halts-flights-to-israel-jordan-iran-following-attack-on-israel-a84834, (Erişim Tarihi: 16.04.2024).

[5] Aynı yer.

[6] “Russia moves supersonic missile warship to Middle East after Iran attack on Israel”, Express, https://www.express.co.uk/news/world/1888214/russia-supersonic-missile-warship-Iran-Israel-middle-east, (Erişim Tarihi: 16.04.2024).

[7] Aynı yer.

[8] “Rusya, İsrail-İran çatışmasında tarafını seçti! Putin’den kritik açıklama”, Milli Gazete, https://www.milligazete.com.tr/haber/19871190/rusya-israil-iran-catismasinda-tarafini-secti-putinden-kritik-aciklama, (Erişim Tarihi: 16.04.2024).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler